Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BANA Adını Sor filminin başrol oyuncularından Başak Parlak ve Gök Nerede albümüyle Mabel Matiz Şeffaf Oda konuklarım. Bu iki ışıltılı genç kendi dallarında listelerinin üst sıralarında.
Başak Parlak, oyunculuğa 9-10 yaşlarında başlamış. Neredeyse ara vermeden devam etmiş. TV ve sinema projelerinin aranılan ismi.

Mabel’den müzik,  Başak’la  dans...

Başak, gözleriyle oynayanlardan… İri ve ışıkla mavi-yeşil arasında gezinen gözleri onun büyük şansı. Şeffaf Oda’nın deniz fonunda mavi oluyor.
Başak, Maltepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği eğitimli.
FATİH-MATİZ
Ondan iyi bir diplomat olacağına da eminim. Ama o oyunculuğu seçmiş. Şeffaf Oda’da doğaçlama oyunculuk performansında da başarılı.
İyi dans ediyor.
FATİH-Harbiye dizisini hatırlayın...
Fatih Karaca olan isminin yerine 7 yıl önce sahne ismi olarak Mabel Matiz ismini almış bu genç adam. Mabel adını Buket Uzuner’in “Kumral Ada Mavi Tuna” adlı romanındaki Tuna’nın takma adı olan Mabel’den almış. Matiz ise müziğini tanımladığına inanarak adına eklediği ve “aşk sarhoşu” anlamlarına gelen eski Yunanca kökenli bir kelime.
Şarkı söylemeye çocuk yaşlarda başlamış.
Gitar çalmaya da lise yıllarında…
DOKUNAKLI SES...
Diş Hekimliği eğitimi almış ama müzik tutkusu ağır basmış. Mabel’in kendine özgü bir müzik türü var.
Sesi de öyle... Dokunaklı.
Sultan Süleyman cover’ı onun dönüm noktası. Ardından kendi şarkıları... Şimdi en sevilen şarkısı sözü ve müziğiyle “Gel...”
Şeffaf Oda’da en sevilen şarkılarını söylüyor.
Bir de Türk Sanat Müziği sürprizi var...
Onun müziği... Ve Başak’la dans...
Nasıl da güzel... Başak bir balerin gibi hafif, estetik ve uyumlu.

Haberin Devamı

Mabel’den müzik,  Başak’la  dans...

Eda Özbekkangay bir ebru yapım sürecinde...

SEYR-Ü SEHER
BOĞAZ’ın karşı tarafı Üsküdar/Sultantepe’de “Özbekler Dergâhı” vardır. İstanbul tarihi mimarisinde güzel bir yapıdır. Bahçesine en son dünyanın en büyük müzik prodüktörlerinden / ses avcılarından Ahmet Ertegün defnedilmişti. Hezarfen İbrahim Ethem Efendi ailesi tarafından kurulmuştu. İlim, irfan ve sanat yuvası haline getirilmişti. Onun torunu Eda Özbekkangay’ı yıllar önce orada tanımıştım.
Bu dergâhta Eda ailesinin de desteğiyle “Ebru Sanatı”nı canlandırmaya ve yaşatmaya gönül verdi. ABD’de, Fransa’da ve yurtiçinde 6 kişisel sergisi düzenlendi.
“Ebru’nun gönüle ve göze şifa olduğunu” söyleyen Eda Özbekkangay’a göre “insanın ruhunda ne varsa kâğıda yansır.” Eda Özbekkangay’ın önümüzdeki hafta pazar günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde “Ebru Sergisi” açılıyor.
“Seyr-ü Sefer”den ilham alan “Seyr-ü Seher” serginin adı... Seher vaktinin tüm renkleriyle güzelliklerini göreceksiniz.

Haberin Devamı

Mabel’den müzik,  Başak’la  dans...

Film çıkışında Neslihan Atagül ve oyuncu Kadir Doğulu’yla...

BİZİM ‘LOVE STORY’MİZ

ABDULLAH Oğuz’un en son Zülfü Livaneli romanından “Mutluluk” filmini izlemiştim. Bir “filmi film” yapan bütün unsurlarıyla güzeldi. Konusu, fotoğrafları, işlenişi, yüreğe dokunuşları, müziği...
Bir “aşk hikâyesiydi...”
Abdullah Oğuz’un yeni vizyona giren “SENDEN BANA KALAN” filmi de öyle bir aşk hikâyesi... Aşkın bir şımarık ve zengin delikanlıyı nasıl da olgunlaştırdığı adım adım algılanıyor.
Yatlardan,
spor otomobillerden, çılgın partilerden
köy yaşamına ve
oradaki masum genç kıza aşkın tüm renkleriyle dokunan tertemiz bir yaşama geçiş...
İstanbul kremasının neredeyse bütün yüzleri oradaydı.
Filmin yönetmeni, başroller oyuncuları Neslihan Atagül ve Ekin Koç kadar cemiyet sayfalarından da tanınan ünlü işadamı Erol Tezman da alkış aldı.
Erol Tezman filmde doktor rolündeydi. Başarılıydı.
Erol’un bana söylediğine göre sinemada “orta yaş oyuncu” sıkıntısı varmış. “Bir de bu olsun yaşam renklerimde” diye düşünerek oynamış. Ben de gene aynı düşünceyle “Paramparça” dizisinde avukat rolüyle birkaç dakika göründüğüm için onun hislerini anlıyorum.
Filme dönelim...
Bir zamanlar çok ağlatan “Love Story” filmini hatırlatıyor. Ali MacGraw ve Ryan O’Neal baş oyunculardı. Büyük aşk genç kadının kanserden ölümüyle bir başka hüzne dönüşüyordu.
.........................
SENDEN BANA KALAN da bitip ışıklar yandığında özellikle kadın izleyicilerin gözleri yaşlıydı...

Haberin Devamı

Mabel’den müzik,  Başak’la  dans...

Pekin ördeğini masaya getirirken yanımda Kenan Erçetingöz’ün eşi Güler Erçetingöz de yardım etti.

ÇİN’DE ÖRDEK OLMAK

SHANGRİ-LA İstanbul’da harika bir Çin mutfağı tadım sörfü... Yuvarlak masanın ortasında daha küçük çapta bir yuvarlak cam platform...
Üzerinde Çin mutfağından seçmeler ve soslar.
İsteyen cam daireyi çeviriyor, dilediği yemek önüne geliyor. Tabağına kendi servis ediyor. Yemeklerin tarihçesini de anlatan bir görevli var.
Her yemek için onu yapan şef masaya geliyor.
Alkışlıyoruz...
Bütün bu lezzetlerin neredeyse bin yıllık geçmişleri var. Örneğin...
İlk servis edilen çorba Yuan hanedanı zamanında (1280-1368) saray mutfağına girmiş.
Bir çobanın çaldığı ördekle pişirdiği bir başka yemek de oradan geçmekte olan Kral tarafından tadılmış. Çobanın hem hırsızlığı affedilmiş, hem de saray mutfağına giren lezzet oluşturduğu için ödül almış. Yemek yediğimiz özel yemek salonu Yuan Palace adını taşıyor. Shangri-la zincirinin sahipleri de Yuan’lardan. Yuan tarzı ördek çok küçük kuşbaşı doğraması... Ben “Pekin” tarzı pişmiş ördek istedim. Tahta platformda servisi de diğer konuklara yaptım.
Yemeklere uygun güzel
şaraplar içtik.
Sohbet de keyifliydi.