Tapeler, kasetler uçuşurken sandık nabzı nasıl atıyor?
Dünyanın en saygın üniversitelerinden birinde “davranış bilimleri” kürsü profesörünü dinledim.
Özetle şöyle:
Türkiye’nin farklı illerinde araştırmalara göre Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısında en büyük etken “Türkiye toplumunun damarını” bulmuş.
Sanattan örnek verirsek Sezen Aksu gibi...
Elbette...
Din faktörü de var ama asıl olan halkın onu kendisi gibi algılaması.
Varoştaki yoksul ailenin çocuğu.
Çalışmış, futbol oynamış.
İmam Hatip’te okumuş.
Muhafazakar çevrenin delikanlısı.
Sonrasında o muhafazakar varoş kişiliğini ve üslubunu sürdürerek merdivenleri tırmanmış.
Başarıya ulaşmış.
Kendini onunla özdeşleştiren halk katmanlarının oluşturduğu damara hitap ediyor.
............................
Peki...
Bu algıda değişiklik var mı?
Özellikle Gezi’den bu yana aynı algı hala devam edebiliyor mu?
Cevabı şöyle:
Bir kısmı siyaset sertleştikçe Erdoğan’ın etrafında daha da safları sıkıştırıyor.
Ancak...
Bir kısmı artık “yoksul muhafazakar” özdeşleşmeyi kabullenmiyor.
Özellikle 17 Aralık’tan sonra bu süreç hızlanmakta.
Oylara da yansımış görünüyor.
Hatta...
17 Aralık’tan birkaç gün önce yapılmış kamuoyu araştırmasında bile AK Parti oyları yüzde 41 gibi...
Son günlerde bu oranın daha da aşağı çekilmiş olması gerekir.
CHP oyları da aynı araştırmada yüzde 31 görünüyordu.
Son kasetler, baskınlar bu oyları arttırmış olabilir.
Seçim-lere kadar AK Parti’yi zora sokacak yeni olaylar sandıkta da sürpriz üretebilir.
.............
Ya büyük şehirler?
Anlattı:
İzmir için hiç tereddüt yok.
CHP banko.
Bazı ilçelerde DSP’ye kayan isimler de -elbette kayıptır- ama sonucu değiştirmez.
Ankara’da Mansur Yavaş seçimi kazanmazsa bu “davranış bilimleri öğretilerinin” yok hükmüne düşmesi demek olur.
Mansur Yavaş az önce anlattığım damarda özdeş algısı yaratıyor.
Ankara’nın bir çevre ilçesinden...
Alnı secde görmüş bir muhafazakar.
Varlıklı bir aileden olmayan eğitimini tamamlamış, başarı merdivenlerini tırmanmış ama zengin değil.
Hizmet adamı.
İktidara ve onun 20 yıldır Ankara’yı yöneten belediye başkanına tepki duyanlara bir güçlü alternatif.
Bu profile CHP’nin hatta belirli bir oranda kalsa bile MHP oylarını ilave edin.
Mansur Yavaş’ın “davranış bilimleri” gereği Ankara’yı kazanması gerekir.
............................
Peki İstanbul?
Aldığım izlenime göre Kadir Topbaş 17 Aralık öncesi yapılan kamuoyu araştırmasına göre birkaç puan öndeydi.
17 Aralık süreci ve son günlerdeki tapeler ve kasetlerle aradaki farkın sıfırlanmış olması mümkün.
Çünkü...
Yerel seçimler bile olsa, büyük şehirler de başbakanlara verilen ya da başbakandan kopan toplum kredileri, sandıklara yansıyor.
İktidar surlarında gedikler açıldı.
Seçime kadar böyle giderse bazı duvarlar çökebilir.
............................
Bütün bunların ötesinde “siyasette 24 saatin bile uzun süre olduğu” gerçeğini hiç unutmamak gerekir.
Maç sahada, seçim sandıkta kazanılır.
“Çağdaş demokrasinin sadece sandık olmadığını” da hatırlayalım.