Bugün Aradan 15 yıl geçmiş... Nereden nereye gelinmiş........................Madımak Oteli alev alev...Çevresi, tekbir getiren 6 bin gözü dönmüş tarafından kuşatılmış.İçeride Pir Sultan Abdal şenlikleri için gelen aydınlar, sanatçılar...Bir kısmı boğularak, bir kısmı yanarak ölmüş.Yoğun dumanda boğulmak üzereyken son anda bir çağrı üzerine itfaiye merdiven uzatıyor.Aziz Nesin'i yarı baygın merdivene çıkarıyorlar.Kalabalık linç etmesin diye "Başkomiserimizdir, hemen hastaneye götürün" diye bağırıyorlar.Aziz Nesin, temiz havayla biraz kendine geliyor ki, suratında bir tokat patlıyor.İtfaiye görevlisi onu tanımıştır."Sen başkomiser değil, Aziz Nesin'sin. Kimi aldatıyorsunuz? Geber!" naralarıyla birkaç tokat daha indiriyor.Aziz Nesin, bu darbelerle dengesini yitiriyor, merdivenden boşluğa düşmek üzereyken parmaklıklara tutunuyor.Ve işte o anda bir komiser müdahale ediyor. Aziz Nesin'i itfaiye merdiveninden alarak ve diğer polisleriyle koruma çemberi içinde tutarak bir araçla hastaneye götürüyor.37 aydınımızın Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülmelerinin arkasında hangi karanlık tezgâhların olduğunun göstergesidir Aziz Nesin'e yapılanlar...Yukarıdaki satırları, cuma gecesi Muammer Karaca Tiyatrosu'nda perde açan "Sivas '93" adlı oyundan yansıttım. 1993'te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a giden ve Madımak Oteli'nde çoğu çember sakallı mülteci barbarlar tarafından 37 aydınımızın diri diri yakılması olayının bir belgeseli bu oyun."Hafıza tazelemesi" deniyor ama aslında "utanca yolculuk..."Düşünün... Olaylar bir gün önce dağıtılan "Kâfirleri Sivas'ta istemiyoruz" bildirisinin ardından 500 kişinin camide toplanmasıyla başlıyor.Camiden çıkarak bir gösteri yürüyüşü başlatıyorlar.Güvenlik güçleri etkin olsa hemen dağıtılırlar.Tekbir getirerek ilerleyen kalabalık büyüyerek önce vilayeti, sonra kültür merkezini taşlıyor. Engel yok.Nihayet sanatçıların ve aydınların kaldığı Madımak Oteli'ni kuşatıyorlar, tek sıralı polislerden oluşan zayıf bir barikat...Tekbir getiren, slogan atan kalabalık, saatler ilerledikçe 6 bin kişiyi bulur. Otel ateşe verilir.Aziz Nesin, valiyle, Ankara'daki yetkililerle telefonla konuşur, "can güvenliği" ister.Sadece vaat.Asker, saatler sonra gelir ama kalabalıktan geçerek otel önüne varamaz.Tam bir korku filmi... İnanılır gibi değil.Oyunda her biri gerçek söylemler olan telsiz konuşmaları, telefon konuşmaları, otelin içindeki aydınların durumu saat ve dakika verilerek anlatılır.Bir havalandırma boşluğundan yandaki binaya geçerek kurtulabilenlerin hem orada hem nakledildikleri hastanede hiç ses çıkarmamaları istenir. Işıklar söndürülür, devletin güvenlik güçlerinin yapabildiği budur.Galiba asıl korkulan, kalabalığın, Alevi mahallesini basması ve yeni bir Kahramanmaraş katliamı olasılığıymış.Ürpererek düşünüyorum da... Bu bir basiret bağlanması olmalı... Eğer öyle değilse yoksa Madımak Oteli o gözü dönmüş kalabalığı oyalamak için mi kullanıldı sorusu içimi kemiriyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevilerle iftar açtığı gece, İstanbul'da da Alevi eksenli bir katliamın anısına perde açıldı. Olaydan sonra bakınız Ankara'da neler söylenmiş... Yorumsuz yansıtıyorum...Cumhurbaşkanı Demirel:"Fevkalade hassas bir konu. Gerekli önlem alındı. Emniyet güçleriyle, devlet güçleriyle halk karşı karşıya getirilmemelidir. Ona gayret ediliyor."Başbakan Çiller:"Sivas'ta üzücü bazı olaylar olmuştur. Devlet oradadır. Bütün güvenlik güçlerimiz oradadır. Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimde zarar gelmemiştir. Dolayısıyla onlardan ölen ve yaralanan da yoktur. Dolayısıyla olay, bir otelin yakılması ve içinde olanların ölmesiyle ortaya çıkmıştır. Tahrike kapılacak bir durum yoktur."ANAP Genel Başkanı Yılmaz:"Bu işi bu kadar abartmayın. Bu ülkede bir futbol maçında bile bu kadar çok insan ölüyor." Ve Ankara... Dr. Ferhat Göçer gece sahne alıyor, sabahın alacakaranlığında hastanede oluyor. Ameliyathanede kesip biçerken şarkı söylüyor, müzik dinliyor mu? Arya mı... Türkü mü?Ameliyathanede "şarkı söylemediğini ama müzik dinlediğini" anlattı.Nöbetçi hemşireler ya da narkozcu karar verirmiş.Hemşireler şu son günlerde onun Aslı Güngör'le düet yaptığı "Kalp Kalbe Karşı"yı dinletiyor olmalılar.Aslı, çok iyi bir yetenek. Bu parça, bir süredir en çok çalınan ve dinlenenler arasında. Aslı, İzmir kökenli. Pek çok şarkısı var.Ferhat onun "Kalp Kalbe Karşı" şarkısını Youtube adlı internet sitesinde izlemiş ve ENBE'nin kurucusu Behzat Gerçeker'e önermiş. ENBE'nin listelerde ilk sıralarda yer alan son albümü hazırlanmaktaymış.Kalp Kalbe Karşı'nın Ferhat-Aslı düetiyle albümde yer almasına karar vermişler.Albümde bir diğer güzel şarkı da Sezen Aksu'nun yazdığı ve müziğini yaptığı "Unutamam..."Bunu da Sezen'in ve daha bir dizi ünlü sanatçının müziklerini düzenleyen Aranjör Mustafa Ceceli seslendirmiş.Çok hoş bir ses ve güzel bir yorum. Bu parça da en çok çalınan ve dinlenenlerden...ENBE bugün ŞEFFAF ODA'nın konuğu...Ve bir farklı ŞEFFAF ODA... Bu kez değerli dost Türker İnanoğlu'nun zarif konukseverliğiyle TİM'de...Tabii... Büyük bir prodüksiyon olunca değerli yönetmenimiz Murat Özekici'ye bir de sanat yönetmeni katkısı gerekiyordu.Son olarak Mevlana-Coelho Buluşması'nı da başarıyla sahneye koyan ve Antalya Altın Portakal Film Festivali dahil pek çok etkinliğe imza atan Yavuz Özdel dostum bu işi üstlendi. Teşekkürler... gunericivaoglu@milliyet.com.tr FERHAT'A AMELİYAT MÜZİĞİ