Güneri CIVAOĞLU
Halkın nabzı nasıl atıyor?
Strateji Mori, araştırdı.
İlk kez
Anavatan, bu araştırmaya göre, önde; yüzde
25...
RP, hayli gerilere kaymış; yüzde
18...
DSP, yerini koruyor; yüzde
16...
CHP, bundan birkaç ay önceki konumunu yitirmiş gibi görünmekte; yüzde
13...
Çok ilginç olan bir diğer sonuç,
DYP'nin yüzde
10.5'a düşmesi.
Çiller'in iktidar dizginlerini elinden kaçırması ve başbakan olmak için siyaset manevralarında patinaj yapması,
DYP'nin milletvekillerinin, neredeyse, üçte birini yitirmesi, bu partiyi
"baraj" sınırına getirmiş.
Bu rakkamlar tartışılabilir.
Artı - eksi birkaç puan yanılma payı olabilir.
Ancak...
Genel eğilimleri, toplumdaki yönelişleri göstermesi bakımından araştırma önemlidir.
Örneğin...
Anavatan'ın birinci parti olması...
RP'nin ikinciliğe düşmesi...
Refah Partisi ile aynı politikaları ve çizgiyi paylaşan
DYP'nin erimekte oluşu...
CHP ise, şimdilik yüzde
13'e gerilemiş görünse de, bu, geçici olabilir.
Çünkü
CHP, hata yapmıyor.
Anavatan'ın birinciliğe yükselişini - hem de halka sert vuran zam dalgalarına karşın yükselişini -
büyük rüzgarla açıklamak mümkün.
RP - DYP ortak hükümetine karşı,
Türkiye'de
DİSK, Türk - İş gibi işçi kuruluşları,
TÜSİAD, TİSK, TOBB gibi işveren kuruluşları, esnaf konfederasyonu, üniversite, memur dernekleri ve gazeteleri - televizyonlarıyla medyanın etkin bölümü, ortak tavır koymuştu.
Bu çok güçlü bir rüzgardı.
Ayrıca...
Bütün kamuoyu araştırmaları, halkın en güvendiği kurumun ordu olduğunu gösteriyordu.
Silahlı Kuvvetler'in de,
Anayasa'nın meşru zemininde kalmakla beraber,
RP - DYP ortak hükümetine karşı tavırları kamuoyunu etkilemiş olabilir.
İşte...
Toplumun büyük kesiminin oluşturduğu bu ortak rüzgar,
RP - DYP ortak hükümetini iktidardan silkelerken, aynı zamanda yerine kurulan
Mesut Yılmaz hükümetinin yelkenlerini de doldurmuştur.
Erbakan ve
Çiller'e karşı olan ortak ve büyük paydalı tepki,
onların alternatifine ortak destek gibi bir
toplumsal bilinçaltı oluşturmuştur.
İşte,
Yılmaz'ın başında bulunduğu
Anavatan'ın,
Strateji Mori araştırmasına göre, ilk sıraya sıçrayışının - galiba - başlıca nedeni...
Yılmaz, rüzgarın yönünü dikkate alan bir rota çizdi.
Çağdaşlığa yönelen büyük çoğunluğun önüne, ilk kez vizyon koydu.
Yeterince net, açık, programlı ve somut olmasa da, sezinlenen bir vizyon.
"Özal zamanında, kurumlar transformasyonu (değişimi) gerçekleşmişti.
Şimdi, bireylerin transformasyonu" diye kısaca formüle edilebilir.
Özal zamanında KDV getirilmişti. Türk parasını korumak yasasının, baskı kalıpları kırılmıştı. Bankacılık ve finans sistemi, dünyayla uyum sağlamıştı. Borsa kurulmuştu. Otoyollardan telefonlara, özel televizyonlara kadar, iletişim ve haberleşme devrimi gerçekleşmişti.
Şimdi...
Bu kurumlardaki değişime paralel, birey değişimi gündemdedir.
İnsanlık, bilgi toplumuna dönüşürken, öğrencilerin bilgiye erişme eşitliğini ve kalitesini yakalamaları gerekir.
Bu da, çağdaş anlamda, insan haklarında eşitliktir.
Mesut Yılmaz'ın,
Ecevit'le birlikte, politikanın yosunlu ve taşlaşmış zemininden söküp çıkarmaya çalıştığı,
8 yıllık kesintisiz temel eğitim, aslında,
Türkiye'nin sancısını çektiği büyük eğitim devrimine doğru ilk mahçup adımlardır.
Yılmaz, internete geçiş, yaygın bilgisayarlı eğitim gibi söylemlerle, sonraki adımları şimdiden gösteriyor.
O, bu misyonu sürdüremezse, yerine gelenlerin elleri mahkum.
Gene
Strateji Mori'nin yaptırdığı araştırmaya göre,
15 - 25 yaş arası gençlerin yüzde
70'i,
8 yıllık kesintisiz temel eğitimi destekliyor. Ve bu yüzde
70'in içinde,
Refah Partisi'ne oy vermiş ya da
Refah Partili olanlar da var.
Çünkü...
Çağdaşlaşma arzusu, toplumun bilinçaltında genel bir değer.
Önemli olan,
RP'lilerde hatta imam hatiplilerde bile, var olan bu yönelişi, kırarak, iterek değil, kucaklayarak sonuca ilerlemek.
...............
Not:
12 Eylül ihtilal yönetiminin
Milli Eğitim Bakanı Emekli General Sayın Hasan Sağlam, telefonla aradı. İmam hatiplere, her dalda yüksek öğrenim hakkı veren uygulamanın çok daha önce, 1970'li yıllarda, var olduğunu söyledi.
RP'li
Hasan Hüseyin Ceylan'ın bunu kanıtlayan sözlerini hatırlattı.
"Bizim zamanımızda sayıları 26'yı bulan meslek okullarının, yüksek öğrenime geçmeleri olanağı sağlanmıştır" dedi.
Ayrıca,
Sağlam zamanında yeni hiçbir imam hatip okulunun açılmadığını da belirtmek isterim.
G.C.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr