1- Daha önce de yazdım. TVde söyledim... Bu yasaya karşı gazeteciler ve gazeteci meslek kuruluşları olarak hazırlık aşamalarında -yeterince- katkıda bulunmadık. Yasa çıkarken de metinde zaten olmayan ve belki de şaşırtmaca vermek, dikkatlerimizi başka alana çelmek için gündeme getirilen "zina" maddesine odaklandık. Bu maddenin Yeni TCKye sokuşturulmasını engellediğimiz zaman da kendimizi zafer kazanmış gibi hissettik.Oysa "danayı yakalamıştık ama anası" yasalaşmıştı bile.Sonraki süreçte de pek sesimiz soluğumuz çıkmadı.Yasanın yürürlük tarihi olan 1 Nisana çok az kala ayaklarımız suya erdi. Kıyameti çok geç kopardık.Ancak AB ile mukayeseli bir hukuk dosyası bile olmadığı için, geç kalmış tavır koyuşumuz, sağlam zemine basmıyordu.Ya hükümet, "Karşı çıktığınız falanca maddeler ABnin şu şu şu ülkelerinde yürürlükte" cevabını verirse diye kaygılıydık. Yasanın yürürlüğe girmesine 1 hafta kala nihayet 23 Mart 2005 tarihinde bu kaygıları gidermeyi amaçlayan bir çalışma oluşmuş bulunuyor. Geç ama hiç yoktan iyi.Neyse... Son günlerde öğrendik ki, yasayı hazırlatan iktidar da, bunca olanaklarına rağmen böyle bir araştırma yaptırmamış meğer.Evet... ABye uyum gereği yeni TCK hazırlanıyor... Medyaya bol kepçe cezalar öngörülüyor.Ama...Uyum bir yana, ABde ceza kanunlarının medya ile ilgili maddeleri araştırılmamış bile.Tam "kara mizah..."................ Sadece medya değil, CHP de uyudu."Belki bu yeni haliyle TCK, CHPyi yönetenlerin işine geldi" demek istemem (!)Üniversitelerden de "tık" yoktu.Adalet Bakanlığının toplantı çağrılarına sadece 2 üniversiteden cevap gelmişti. Ancak, toplantıya gönderdikleri sadece 4 profesördü. Adalet Bakanlığı hukuk teknisyenleri sayısının yarısı kadardılar.................Güçlü, ses getiren ve etkili olanlar sadece kadın örgütleriydi.2- Öte yandan... Mukayeseli hukuk gibi ayrıntılara gerek bile kalmaksızın, ortada büyük çelişki vardı.Haziran 2004te yürürlüğe giren "Yeni Basın Yasası" bütün gazeteci örgütleri tarafından desteklenmişti. Demokrasi için önemli adımdı bu. Artık basın yoluyla işlenen suçlar için hapis cezası verilemeyecekti.Belki bu yasanın verdiği rehavet nedeniyle de gözden kaçırılan yeni TCK Türkiyeyi büyük bir gazeteci hapishanesine çevirebilir.Bu çelişki bile ciddi tepkiler için tek başına yeterlidir.3- Gene de çok karamsar değildim.Bu yasa için yayınlarımız AByi hareketlendirmişti."AB demokrasi kriterlerine aykırı maddeler, sonunda, Brükselin uyarılarıyla değişir" diye düşünüyordum.Hatta, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile 3 hafta önce konuşmalarımızda, "bazı maddelerin değişebileceğini" dinlemiştim de...Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın duyarlı konularda, virajlar aldığına, yenilerin söylemiyle "inat yapmadığına" zaman zaman tanık olduğumuz için umutsuz değildim.Yani, yanlışlık, ABye kalmadan hükümetin iradesiyle ve daha kısa sürede giderilebilirdi.O nedenle "kara mizah" gibi gördüğüm bu hukuk dayatması için yorumlarım da "kara mizah" oluyordu.4- Ama, bu olmadık yasa, ayaklarına da dolaştı. Meğer yeni TCKnin uygulanması, başka yasalarla aykırılıkları olduğu için de mümkün değilmiş.....................Ve Yeni TCKnin bağlantılı yasalarla birlikte yürürlüğe girişi 2 ay ertelendi. Hükümetin gerekçesi şık bir "kılıf..."Yani... "Mevzuatın, uygulanışı ve uygulayıcılara anlatılışı için eğitim çalışmalarının tamamlanması bağlamında, yürürlük tarihi 2 ay ertelenmiş..."Tepkimizin "islimi" geç gelirse, "tornistan" da, yasanın yürürlüğe girişinden 24 saat önce ancak yapılır. g.civaoglu@milliyet.com.tr MAKULÜ normalde aramak ilkesi, yeni TCKnin yürürlüğe girişinin, bir süre ertelenmesini gerektiriyordu. 2 ay ertelemek doğru karardır.