Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Aşk dışında, her derde deva Çin tıbbı ile Bakü'de bir kez daha karşılaştım.
Uzun konuşmalarım, biraz da deneyimim oldu. Paylaşalım.
Modern tıp, uzmanlık dallarıyla insan bedenini parsellemiş.
Sözgelişi, göz hastalıkları, kulak - burun - boğaz hastalıkları, bağırsak ve sindirim hastalıkları, sinir hastalıkları uzmanları vs... İnsan bedeninin her parçası bir uzman doktora bırakılmış.
Teşhis ve tedavi - genelde - bu sınırlar içinde oluyor.
Oysa insan, Çin tıbbına göre, "sadece bu parsellerden biri değil, o parsellerin bütünü."
Bir organdaki rahatsızlık bedenin çok başka yerindeki bozukluk nedeniyle olabiliyor.
Örneğin..
Başağrısının nedeni, safra kesesi sorunu olabilır.
Kulakta ses, boyun omurlarında tıkanma ya da böbrek rahatsızlığından kaynaklanabilir.
Gözler, karaciğer bozukluğu yüzünden kaşınabilir, sulanabilir.
Derideki sorunların nedeni akciğerde de aranmalıdır.
Tabii bu bütüne modern tıpta yönelenler de var... Ama onların bir bölümü de 3 bin yıllık Çin tıbbından veya Budizm kökünün dalları olan Ayurveda'dan, Cudşi denen Tibet tıbbından da yararlanıyorlar.

Çin tıbbının hekimleri, bu bütünü nasıl görürlermiş?
Bakû'de dinlediğime göre hastanın bileklerini avuçları içine alır, parmaklarını belirli noktalara koyarlarmış.
Bedenin nerelerinde sorun olduğunu ve hangi organlardaki kötü elektrikten ya da rahatsızlıktan kaynaklandığını bulurlarmış.
Sonra, binlerce yılın deneyimleriyle saptanan noktalara masaj, dokunma ve iğneyle (akupunktur) tedavisi uygulanırmış. Hastaya şifalı otların suları içirilirmiş.
Şimdi, artık, bileklerden duyarlı noktalarla teşhis, çağdaş yöntemler de kullanılarak yapılıyor.
Bakû'deki İNAM Tıp Merkezi Başkanı Profesör Dr. Kazımov Etibar, "geleneksel tıpla, modern tıp nikahlandı ve burası da o evliliğin meyvelerinden biri" diyor.
Gerçekten büyük bir klinik burası.
Her yaştan insanlar... Özellikle sporcular teşhis ve tedavi için gelmişler.
Her yer tertemiz.
Tüm görevliler, modern tıp eğitimi almış, sonra geleneksel alternatif tıbba yönelmişler.
Tüm bölümlerde bilgisayarlar, elektro - kardiyografi ve diğer çağdaş tıp aygıtları.
Gördüğüm kadarıyla, geleneksel ve modern tıp iyi ve uyumlu bir yaşam sürdürüyor.

Profesör Kazımov'a bileklerimi teslim ettim.
Duyarlı noktalara, uçlarından çıkan kabloları bilgisayara bağlı, metal plakalar yapıştırdı.
Ve bilgisayar ekranına "sağlık hallerim" yansıdı.
Böylece Çinli doktorların parmakları ve kişisel algılamayla yaptıkları, artık elektrik, metal plakalar ve bilgisayara yüklenmiş 3 bin yıllık tıp bilgileriyle yapılmış oluyor.
Gerçekten böyle noktalar var mı?
Bir tür elektrik algılayıcılar, o noktalarda yüksek elektriği göstermekte.
Tedavi için akupunktur yapılan noktalar da öyle.
Sonuç..
Bilgisayar ekranında açık mavi yatay zeminin sağlıklı insan sınırları içinde yer aldım.
O yatay zemin üzerinde birbiriyle yapışık dikey koyu mavi ve kırmızı ince ying - yang sütunlarının dengede olması gerekmekte. Böyle her yapışık çift sütun bir organı simgeliyor. Zaten o sütunlar sağlıklıysa, yatay açık mavi zeminin sınırları içinde kalınıyor. Benim tek sıkıntım, ense ve sırt omurlarım ile sırt kaslarımdaki kasılmaymış.
Mavi kırmızı sütunlardan bir çiftine göre bu kasılma, ileride sorun olabilirmiş. Beyne nispeten az kan, nispeten az oksijen gidiyormuş. Kalp daha fazla kan göndermek için daha çok pompalıyormuş. Bu da özellikle gergin zamanlarımdaki yüksek tansiyona neden oluyormuş.
Müthiş bir Çin masajı ile sırt kaslarımı çözdüler. Boyun ve sırt omurlarımı takırdata takırdata çektiler, başımın özel bölgelerine akupunktur uyguladılar.
Bütün bunları İstanbul'daki doktorumun telefonda onayını alarak yaptırdım.
Çıkarken son yıllarda hiç hissetmediğim kadar hafiftim.
Tansiyonum idealdi; 8 - 12...
Gece 5 saat uyudum. 06.30'da kalktığımda, lise yıllarımdaki gibi dinçtim.
İstanbul'da bu yönteme devam...