DYP'nin tavrı ile "Sine - i Millet'e dönmek"...deyimi yeniden anımsandı.
Yani...
Milletvekillerinin parlamentodan istifa ederek milletin içine dönmesi..." Bu laf, 51 yıldır edilir.
Şimdiye kadar - hakkını teslim edelim - bu babayiğitliği, bir tek eski DYP Milletvekili Murat Sökmenoğlu yapabilmiştir.
"Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilirse, ben de milletvekilliğinden istifa ederim" diye bir açıklama yapmıştı.
Özal seçildi...
Sökmenoğlu, milletvekilliğinden istifa etti.
Tükürdüğünü yalamadı.
Ama...
Aradan neredeyse 10 yıl geçti.
Sökmenoğlu, bir daha milletvekili seçilemedi.
Oysa...
Meclis'e omuzlarda dönmeliydi, değil mi?
Hayır...
Siyasette öyle değil.
Kurtlar sofrasında, Sökmenoğlu'ndan boşalacak yere göz koymuş öylesine çok muhteris vardı ki...
Kadirşinaslık, vefa... İlkeli politikacıya itibar nerede?
Sökmenoğlu, öncelikle politikada nitelik arayanlara - pek hevesli olmasada - bir örnektir.
Ama...
Olayın ders alınmaması gereken şu olumsuz yönü ise hafızalara kazındı:
"Giden gelmiyor...
Sine - i Millet'e giden, anlaşılan, Sille - i Millet yiyor."(*)
Böyle düşünüldüğü içindir ki, aradan 10 yıla yakın süre geçti, çok kez "biz de Sine -i Millet'e döneriz" lafı edildi.
Ne var ki...
Kimse ve hiçbir parti bunu yapamadı.
Millet Meclisi'ndeki gruplardan böyle bir karar çıkamazdı.
Sine - i Millet'e dönmek söylemi, ilk kez 1947'de DP'liler tarafından kullanılmıştır.
O devrin CHP'li Başbakanı Recep Peker, DP'liler için Meclis kürsüsünden "psikopatlar" demişti.
DP'liler bunu "pis köpekler" diye anlamışlardı.
Bu hakareti(!) içlerine sindiremezlerdi...
Genel Kurul Salonu'nu terketmişlerdi.
Sonra Meclis toplantılarına artık katılmamak kararı almışlardı.
Bir de zehir zemberek açıklama yapmışlardı:
"Gerekirse Sine -i Millet'e döneriz."
Sonraları, devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP ve DP'nin genel başkanlarını çağırdı.
Onlarla konuştu. İş tatlıya bağlandı.
Bu satırlara neden olan DYP Grup Yönetim Kurulu'nun dünkü bildirisi özetle şöyledir :
"DYP bir ara dönem yaşandığı görüşündedir.
Demokratik direnme hakkını kullanmak ve - kendilerince - muvazaalı demokrasi inşaasını hedef alan bir süreçte yer almamak için, DYP Meclis çalışmalarından çekilmelidir... Böylece Türkiye'yi bir erken seçime götürmek için Meclis'e erken seçim önergesi verilmelidir. Bu görüşler yetkili kurullara sunulmalıdır."
Daha sonra DYP Genel İdare Kurulu toplanmıştır. Bu öneriyi benimseme eğilimi belirlenmiştir.
Önümüzdeki günlerde Genel İdare Kurulu, bir karar aşaması için yeniden toplanacaktır...
Gerekirse büyük kongrenin "A takımı" denebilecek Temsilciler Meclisi de toplantıya çağırılacaktır.
Yani...
Sine - i Millet'e dönme söylemini anımsatan ilk adımlar...
Gene de...
Bunu diğer adımların izleyeceği ve işin Sine - i Millet'e kadar gideceği sanılmamalı.
Çünkü...
DYP'nin ve bütün grupların önünde Murat Sökmenoğlu örneği var.
RP de (şimdiki FP) Anayasa Mahkemesi Kararı öncesi "Sine - i Millet'e dönmek olasılığı"nı dile getirmiştir. Ama orada kalmıştır.
Bu tavrın çeşitli yorumları var.
1. DYP, böyle tavırlarla Türkiye'yi seçime götüremez. Anayasa buna engel. Olsa olsa ara seçim olur. Fakat... Giden DYP'li isimlerin yarısı bile geri gelmez.
2. Eğer "muvazaalı bir demokrasi inşaası" deyimi, Meclis gündemine gelmekte olan "İrticaya Karşı Mücadele Yasaları"nı kastediyorsa...
Ve bunların engellenmesi için, DYP, Meclis çalışmalarına katılmayacaksa, tam tersine bir durum ortaya çıkar.
Tasarılar daha kolay yasalaşır.
Çünkü...
Anavatan'dan verilecek fireler, DYP'nin salondaki yokluğuyla rahatlıkla karşılanır.
Zaten Kozakçıoğlu'nun açıklaması amacın bu olmadığı yolundadır.
3. Bir diğer yoruma göre ise, bunlar dekordur. Asıl amacın, Çiller için verilen Malvarlığı Soruşturması'nı engellemek olduğu iddia edilmektedir. Belki de "muvaazalı demokrasi inşası" deyimi o anlamda kullanılmıştır.
Ancak... Tam tersine... DYP Genel Kurul'da yer almazsa...
Oylama daha kolaylaşır.
Buna karşın DYP oylamadan sonra Meclis çalışmalarına katılmamakla, komisyon çalışmaları - belki - engellenebilir.
DYP bu olasılığı da düşünmüş olabilir.
4. Son sözler herkese...
Ne olursa olsun, hukukun üstünlüğü korunmalıdır. Hukuk ile siyaset birbirine karıştırılmamalı.
Ve demokrasinin mabedi olan TBMM'de çalışmalar tıkanmamalıdır.
.......
(*)Sökmenoğlu'nun durumu bu değildir.(G.C.)
Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr