Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

2009Türkiye’sinde üç buçuk siyasi parti var: Adalet ve Kalkınma Partisi,
CHP,
MHP.
Bunlara ilave edilebilecek olan henüz “yarım” siyasi parti DTP...
DTP bölge değil kitle partisi olabilmek hedefine kitlenirse, diğer üç partinin yanı sıra ilk dört arasında yer alır.
Peki...

Merkezin fendi

Toplumun eğilimlerini bu dördü karşılıyor mu?
Boşluk kalmıyor mu?
Elbette “merkez parti” boşluğunu görmezden gelemeyiz.
Bayar’ın, Menderes’in Demokrat Parti’si, Demirel’in AP’si, DYP’si, Özal’ın Anavatan’ı merkezdeki geniş kitleleri kucaklıyordu.
Şimdi...
O merkez konumuna AKP oynuyor.
Ancak, ilk üçü ile Erdoğan’ın AKP’si arasında önemli fark var.
Şöyle ki...
DP, AP-DYP üst yapısı ve tabanı merkez ve merkez sağ ağırlıklıydı. Sağın daha uçlarındaki “Türkçü” ve “İslamcı” yapılanma azınlıktı.
“O kesimler de çatının altında yer alsınlar, egemen görüş merkezde olsun” görüşü damgasını vurmuştu.
Turgut Özal’ın Anavatan’ında, merkez “eşitler arasında birincilik” konumuna geldi.
Özal’ın dört görüş formülüyle oluşturduğu Anavatan’da, demokratik sol, milliyetçi görüş ve dini muhafazakâr kanat hemen hemen eşitti...
Merkez eskisi kadar baskın durumda olmasa da parti içi iktidardı.

Light sağ
AKP‘de ise ağırlıklar yer değiştirdi. Bu partide din motifli muhafazakâr kesim, yani “light Saadet Partisi” eğilimi egemen.
Milli görüş cübbesi çıksa da mintanın renkleri benziyor. Bu partide “Biraz da merkezden olsun” vitrin düzenlemesi var.
Menderes-Bayar, Demirel formülündeki merkez AKP’de merkezkaçla kenarlara savrulmuş.
O nedenledir ki Türkiye’de merkez parti boşluğu var.

Merkez iktidar sever
PEKİ DP bu boşluğu doldurabilecek mi?
Keşke...
Ancak, DP, DYP, ANAP çizgisindeki merkez “iktidara alışkındır, iktidar olmayı” sever.
Çok partili yaşamın gerçekten hayata geçtiği 1950’den itibaren yakın zamanlara kadar merkez uzun süre iktidardaydı.
2002’den bu yana AKP iktidarında merkez dağıldı.
Polarize oldu.
Özellikle AKP’de ağırlıklı ve egemen unsur olmak şansı nın bulunmadığını görerek, vitrin süslemesi ya da kanat rolünde kalmayı içine sinmese de kabullendi.
“İktidar ne olursa olsun iktidardır” diye düşünüyorlar.
Hüsamettin Cindoruk’la DP’nin şansı olması için bu partinin merkez tabana “iktidar alternatifi” işaretlerini verebilmesi gerek.
AKP’nin tek başına iktidar olamayacağı ve DP’ye koalisyon kurma zorunluluğuna gireceği gibi bir algılama dahi, DP’ye rüzgâr yaratabilir. Bunun için kolektif heyecanın yaşanacağı ve yüreğin yeniden atmaya başlayabileceği, elektriklenme şoklarına ihtiyaç var. Çünkü dağılma merkezin politikacılarında... Taban ise varlığını sürdürüyor.

MERKEZİ DELEN TEĞET
CENGİZ Solakoğlu, Koç Holding’in en parlak isimlerinden biriydi.
Vehbi Koç’un çok yakınındaydı.
Bu bağlamda birkaç doktora yaptı sayılır. Emekli olduktan sonra danışmanlıkla katkıda bulunuyor.
Aşağıda onun kriz hakkında görüşlerini yansıtıyorum.
Bu hükümet her türlü krizi acemice yürüttü. Merkez Bankası Başkanı seçimi dahil, atamalar kriz nedeni oldu. IMF ile anlaşma sürecini de kötü yönetti. Çok önceden tedbirler alınabilirdi ve yabancı sermaye buradan ürküp gitmeyebilirdi.
Soğukkanlı olmak, güçlü bir ekonomik yönetim kurmak çok önemli. Başbakan’ın bir de merkezi delen teğetten haberi var mıdır bilemiyorum.
İşte bu kriz, merkezi delen teğet gibi piyasaları tam da ortasından vurdu. Tedbir alınmazsa daha da ciddi bir noktaya gelecek.