Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Sezer, hükümete disiplinsiz memurları meslekten uzaklaştırma yolunu açacak kanun hükmündeki kararnameyi imzalamıyor...
Ama geri de göndermiyor.
Hükümet ise, kararnameyi geri çekmiyor.
Kamuoyunda Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında yüzeye vurmamış bir krizin izlenimleri oluşuyor.
Henüz yeni seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ile önünde daha 4 yılı olan bir hükümet arasında böyle bir siyaset vitrini çizilmeksizin, çözümler oluşmalıydı.
Meseleleri, mesele olmadan çözmek siyaset sanatıdır.

Hukuk labirenti

Hukuk boyutuna gelince...
Sızan bilgilere göre Sezer, Anayasa'nın 38. maddesindeki "ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerinin ancak yasayla konulabileceği" hükmünü dikkate alıyor.
Yani...
"Kanun hükmünde kararname olamaz" görüşünde.
Sezer'in bir diğer dayanağı da, Anayasa'nın 91. maddesindeki "temel hak ve özgürlüklerin kanun hükmünde kararname ile düzenlenemeyeceği" yolundaki hüküm.
Buna karşılık, hükümete göre "memura disiplin uygulaması, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik uygulaması değildir. Temel hak ve hürriyetler kapsamına da girmez."


Yetki yasası düğümü

Sezer, "Anayasa Mahkemesi'nin 1994 yılında KİT personelinin disiplin suç ve cezalarını düzenleyen kanun hükmündeki kararnameyi iptal ettiğini anımsıyor" ve "şimdi iptal edilebilir" görüşünde olabilir.
Ama...
Hükümete göre KİT'ler hakkındaki o kanun hükmündeki kararname, Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa'nın 38 ve 91. maddeleri nedeniyle değil, dayandırılacağı bir yetki yasası olmadığı için iptal edilmişti.
Şimdi bu yetki yasası var.
Üstelik, bizzat Sezer tarafından imzalanmış ve yürürlükte.
Ayrıca...
Anayasa Mahkemesi, 1986'da hakim ve savcıların özlük haklarını düzenleyen kanun hükmündeki kararname için açılan iptal davasını reddetmiş, 1992'de bu kararı tekrarlamıştı.
Danıştay da, "özlük işlerinde karar yetkisi ve disiplin cezası yürütmeye aittir" yolunda bir karar vermiştir.
Nihayet Batı'dan da bir "karışık" örnek...
Almanya'da "aşırı uçları temizlemek kararnamesi" ile pek çok memur görevden alınmıştı.
Bu işlem, iç hukuk yollarında Anayasa'ya aykırı bulunmamıştı.
Ama...
AİHM, görevden uzaklaştırılan Vogt adlı bir memurun başvurusu üzerine Almanya'yı suçlu bulmuştu.
Hadise çok basit değil.
Kanun hükmündeki kararname, ne ak ne kara... Tam gri bölgede.

Gri bölge

Peki ne olmalı?
Kararnameler ancak Cumhurbaşkanı imzasıyla tekemmül edebilir.
Geri gönderilirse, yarınlarda ekonomik ya da sosyal konulardaki kararnameler de Çankaya'dan dönebilir.
Hükümetlerin topluma verdikleri sözler ve açıkladıkları programlar, hukuki ve siyasi sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanları tarafından böylece engellenmiş bulunmaz mı?
Öte yandan...
On yıllardır devlet kadrolarına binlerce tarikatçı, ırk ayrımcı ve ideoloji militanı doldurulmuş.
Bunlardan arınmak gereği de bir gerçek.
Çünkü...
Memur, göreve başlarken, devletle Anayasa temelinde uyum sözleşmesi yapmış sayılır.
Bu sözleşmeye uymayanlar temizlenirken, hukuk ve insan hakları da çiğnenmemeli.
Bir yol, belki de kararnamenin Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması ve daha uygulanmadan yürütmeyi durdurma istemi ile birlikte iptal davası açmasıdır.
Ama Anayasa Mahkemesi tatilde.
Yürütmeyi durdurma kararı alınmazsa, binlerce memur için kararname işleyebilir.
Bunu önlemek için Sezer, Anayasa Mahkemesi toplanıp, karar verene kadar kararnamenin uygulanmaması için Ecevit'ten ilke sözü isteyemez mi?



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr