Siyaset “sonuç almak” sanatıdır.
“Çözüm süreci” de işte bu tanım ışığında irdelenmeli.
“Sürecin, iyi yönetilmediği” yolunda eleştiriler var.
Bunlar çok da somut olmadığı için “sonuç” açısından yeterince anlamlı değil.
Ama...
“Sonuç” için siyasette en önemli, en belirleyici unsurun “momentum (zamanlama)” olduğunu söyleyebiliriz.
Burada bir “artı” bir de “eksi”ye işaret etmeliyim.
Çözüm süreci tam da toplum psikolojisinin hazır olduğu bir zaman kesitinde başlatılmıştır.
O nedenledir ki destek bulmuş, hızlı ilerlemiştir.
Düşünün...
Oslo görüşmeleri zabıtları açıklandığında büyük yankı yapsa da bunlar daha çok iktidar kanadından “devlet sırrı” gerekçesiyle tepki almıştır.
Ama...
Kamuoyu, toplum psikolojisi “kanın durması için, böyle görüşmelerin karşısında” bir tepki dalgası yükseltmiş değildir.
Bu da “momentum” isabetini gösterir.
...........................
Kandil’den gelerek teslim olan PKK’lılara Habur’da “seyyar mahkeme kurmak” ve orada sergilenen alayiş... PKK’lıların “hiç değilse sivil giysilerle gelmelerini sağlamak” gibi hatalar bile sürecin ayak sürçmesine rağmen doğrularak ilerlemesini engelleyemedi.
...........................
“Eksi”ye gelince...
Ne yazık ki tarihin akışını değiştirebilecek bir “ıskalama” yaşandı.
Tarih 21 Mart 2013...
Nevruz...
Öcalan’ın şiddet makasını kapattığı açıklamanın okunması.
“Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir...”
Kandil’den de bu mesajı olumsuzlamayan açıklamalar geldi.
Tarihe makas değiştirmek umudunu veren iyimserlik psikolojisi öylesine ivme kazanmıştı ki artık “silahlı PKK’lıların sınırlardan Irak’a çekilmesi” için zaman tahminleri yapılıyordu.
“15 günde mi, 1 ayda mı, 2 ayda mı son PKK’lı da gitmiş olur!..”
Hatta...
Bu çekiliş süresince güvenlik güçlerinin onları görmezlikten geleceği de konuşuluyordu.
Fakat aylar geçti, 2 yıl geçti PKK’lılar birkaç yüz yaralı, hasta ve yaşlı PKK’lının dışında tümüyle dağlarda kaldı.
Şehirlere yerleşti.
Silah stokladı.
Yollara patlayıcılar yerleştirdi.
Yerleşim yerlerinde vergi toplamayı, paralel yargı ve asayiş (!) birlikleri oluşturmayı hızlandırdı.
Süreç boyunca fiili durumunu güçlendirdi.
...........................
Oysa...
Öcalan’ın 21 Mart 2013 Nevruz’unda yaptığı “Sınırların ötesine çekilmek zamanıdır” momentumu ıskalanmış olmasaydı...
Tam tersine, “sürecin devamı için bir ön şart olarak” işte o zamanlamada bastırılsaydı, -belki de- alternatif tarih yazılabilirdi.
Ne yazık ki PKK’nın Kandil’i zaman kazanma ve oyalama yolu “Önce silahlı PKK’lıları sınırların ötesine çekin, hepsi çıktıktan sonra sürecin siyaset ve masa başı aşamasına geçilebilir” net ve keskin tavrı konulamadı.
...........................
İşte...
“Çözüm sürecinin” siyasetin altın kuralları olan “momentum” isabetiyle, siyasetin “sonuç alma sanatı” olduğu gerçeklerinin örtüşememesi...
Yeni bir dönemdeyiz.
Silahlı mücadelenin sorunu çözüme doğru en yakın momentuma götüreceği şans bu kez ıskalanmamalı.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025