Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ODA TV, “sert muhalefet” nesli tükenmekte olan medya kuruluşlarından biri.
Haberlere göre ODA TV internet sitesi televizyon yayınına geçmek üzereymiş.
Soner Yalçın, artık görünmezler arasında olan sevgili Ufuk Güldemir’in yol haritasında yürüyecekmiş.
Ufuk, Türkiye’nin ilk internet haber portalını kurmuştu.
Kısa sürede çok izlenen ve saygın bir koruma taşımıştı.
Ardından “Haber Türk TV’yi” hayata geçirmişti.
“Tarafsız ve cesur” yayıncılığın öncüsüydü.
ODA TV internet portalının polis tarafından basılmasından ve Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasından sonra, süreci yanlış okumuyorsam seçimlerden önce ODA TV’nin bu 2. aşamaya geçmesi ihtimali zayıf.
Soner Yalçın ve arkadaşlarına -okuduklarımıza göre- yöneltilen suçlama “Ergenekoncu üyeliği ve halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacak yayın yapmak...”
Soner Yalçın’ı uzun süredir izliyor ve dinliyormuş polis...
Dileriz ki “neymiş bunlar,” öğrenmek için aylar sürecek tutuklama sürecine bir kez daha tanık olunmaz.
Demokrasinin tanımları yapılırken bunlardan biri de “muhalif olmak ve muhalefet yapmak hakkı” söylemidir.

Haberin Devamı
Muhalefet yapma hakkı

2011 Türkiye’sinde bir kenara not edilmeli ve altı çizilmelidir.

SONER YALÇIN’IN TV FOBİSİ
Soner Yalçın’la tanışmazdık.
Kitaplarını okumuştum.
“Araştırmacı” kişiliği ve cesur muhalefet çizgisiyle dikkat çeken bir meslektaşımız.
Son yıllarda Bodrum’da, deniz de birkaç kez karşılaştık.
Zaman zaman lafladık.
Siyaset değil...
Sahil keyfinin sohbetleri...
“Neden TV’de program yapmıyorsun” diye sormuş, ilginç bir cevap almıştım:
“Yüzümün fazla tanınmasını istemiyorum...”
İzlenimim “yayınlarıyla tehlikeli sularda dolaştığı, arı kovanlarına çomak soktuğu, tehditler aldığı için yüzünü ekranlarda göstermek istemediğiydi.”
Gerçekten sahilde eşi ve çocuğuyla oluşturdukları mutluk tablosuna bakarak o sakin, sevecen sakallı adamın, dinamit gibi satırlara imza attığını tahmin etmek mümkün değildi.
Kitaplarını, köşesini yazmak, internet sitesini yayınlamak; ama göze batmadan arka bahçesindeki aile mutluluğunu yaşamak istiyordu.
Böyle bir yaşam dengesinden “Ergenekon macerası” nasıl çıkar?
Bilemem.
Çocukları düşünmek canımı acıtır.
Bodrum’un sade ve sakin bir koyunda tanıdığım oğlunun babayla şakalaşmaları, oyunları belleğimde henüz yeni bir fotoğraf.

CHP’NİN TV VE GAZETESİ
Damardan muhalefet yapan yayınlar zaten “Son Mohikanları” oynarken CHP’nin TV’si ve gazetesi nasıl gözden çıkarılır, anlayan beri gelsin.
Yıllardır yayın yapan CHP TV’si mali kaynak yoksunluğu nedeniyle ekranını karartıyor.
15 günde bir yayınlanan, ama tirajı yüksek olan CHP gazetesi de öyle.
Yöneticileri ve diğer çalışanlarıyla gazeteciler işsiz.
Sosyal demokrat bir parti bunu nasıl yapar?
Ayrıca...
4 ay sonra seçime giden Türkiye’de CHP sesini duyurabileceği kendi TV kanalını ve gazetesini, hele “görünmemekten” şikâyetçi olduğu şu süreçte gözden çıkarabilir mi?
Bu yayınların hisseleri eski Genel Başkan Deniz Baykal ve onun yakınlarındaymış.
Hisseleri devretmedikleri için CHP’nin yeni yönetimi de TV’ye ve gazeteye kaynakları kesmiş.
Deniz Baykal’ın böyle bir sorumluluğu sırtına yükleneceğine inanmak istemem.
Kılıçdaroğlu yönetiminin de Baykal ile bu sorunu çözüme bağlayıncaya kadar olsun CHP TV’sinin ve gazetesinin devamına omuz vermesi aklın yoludur.
CHP’nin daha tek parti döneminden itibaren ULUS adlı gazetesi bir efsaneydi.
1950-1960 arası DP ile mücadelesinde, çoğu İstanbul büyük gazeteleri sırt çevirmişken, ulus en sağlam demokrasi burcuydu.
Düşmedi...
Siyasetle ilgilenenlerin evlerine mutlaka bir ULUS ve bir de DP organı ZAFER gazetesi girerdi.
ULUS’un kapatılması çok yıllar sonra oldu.
Büyük hataydı.
Şimdi 15 günde bir yayımlanan CHP gazetesini değil kapatmak, günlüğe çevirmek ve CHP TV’siyle desteklemek varken bunu yapmayıp “medyada yeterince yer alamıyoruz” yakınması anlaşılır şey değil.