Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Türkiye, “fiili başkanlık” sistemine geçmenin eşiğinde.
Recep Tayyip Erdoğan’ın “Köşk’e çıkacağı” artık belli.
İlk kez doğrudan halkın oylarıyla seçilecek bir cumhurbaşkanı olarak “Türkiye’yi Çankaya’dan yönetmeyi” hedeflediği anlaşılmakta.
2015 Genel Seçimleri’ne kadar başbakan yardımcılarından birinin “mutemetliği” üstleneceği kanısı yaygın.
Erdoğan’ın, Anayasa’nın cumhurbaşkanına verdiği -Bakanlar kurulunu toplamak ve siyaset etmek dahil- geniş yetkileri sonuna kadar kullanacağını söyleyebiliriz.
Zaten bunu altını çizerek “ima” etti.

Haberin Devamı

GÜL VE ‘YES MAN’ OLMAK

Buraya kadarı tamam da...
Abdullah Gül ne olacak?
Cevabı belirsiz sorular var.
‘- Erdoğan Köşk’e çıktıktan sonra Gül kenara mı çekilecek?
- Anayasa’nın “tarafsız cumhurbaşkanı” hükmü nedeniyle Erdoğan “AK Parti” Genel Başkanı olamayacağına göre, bu etiket de bir “Erdoğan mutemedine” mi verilecek?’
Soruları masaya yatıralım.
...........................
Devreye Gül girerse...
AK Parti kongresinde genel başkanlığa adaylığını koyup seçilecek mi?
Böyle olursa AK Parti 2015 Genel Seçimleri’ne Abdullah Gül’ün başkanlığında gider.
Gül, aday listelerine ağırlık koyar.
Sandıklardan AK Parti’yi bir kez daha “tek başına iktidar” olarak çıkarır.
Hem seçimi kazanmış, hem yeni AK Parti grubunu kendisi dizayn etmiş bir Gül için “yol haritası” başbakanlığa uzanır.
Peki bu güçleri kazanacak Gül, Çankaya’dan yönetimin “fiili başkanlık” formatında bir “mutemet adamlığı” kabul eder mi?
Çankaya’dan talimatlarla hükümetin başı olan “yes man” olur mu?
Bu soruya “EVET” cevabını ikisini de tanıyan kimse veremez.
Gül de “bu şartlarda düşünmem” mesajını vermedi mi?
O halde “fiili başkanlık” 2015’e kadar bir “deneme” gibi görülmelidir.
Mehmet Barlas da SABAH’taki başyazısında gerçekçi bir bakışla fiili başkanlığın “geçici” olabileceğini işaret ediyor.
Yanılmıyorsam fiili başkanlık, “2015’e kadar bir görelim, sonrasına bakarız” dipnotuyla gündemde.

YENİ ANAYASA KARTI

ERDOĞAN için “Gül” ya da bir “mutemet başbakan” formüllerinin dışında 3’üncü yola da bakalım.
“Başkanlık sistemine göre kurgulanmış yeni Anayasa” umuduna...
“Dar bölge” ya da “daraltılmış bölge” sistemlerinden biriyle 2015 seçimlerine girmek, böylece “Meclis’te yeni Anayasa yapacak çoğunluğu sağlamak” hevesi artık “çıkmaza girmiş” görünmekte.
Anayasa Mahkemesi’nin “temsilde adalet” ilkesi gereği “dar” ya da “daraltılmış” bölgelere “iptal” etiketi yapıştıracağı görüldü.
2015’te sandıklara mevcut seçim kanunuyla ve barajlı olarak gidileceği açıklandı.
Bu durumda Anayasa’yı Meclis’te -doğrudan- veya -referandum- yoluyla değiştirecek Meclis çoğunluğu artık “hayal...”
.........................
İki seçenek görünmekte.
Ya...
“2015 sonrası” da...
“Mutemet başbakan ve mutemet parti genel başkanı ile devam edilecektir.”
“Böylece fiili başkanlık, siyasal içtihata dönüşecektir.”
Ya da...
“Gül hem başbakan hem parti genel başkanı olacaktır. Erdoğan da kendisinden önceki cumhurbaşkanlarının görev ve yetki sınırlarına geri çekilecektir.”
...........................
Türkiye bunca ağır sorunlarla karşı karşıyayken “neyin olacağını görmek için nelerin olmayacağını” denemekle yorulacak anlaşılan.
Anayasası olan hukuk devletlerinde “el yordamıyla” yol aramak olmaz.
“Sınama, yanılma” yöntemlerinin kaygan zeminlerinde “patinaj” lüksü yoktur. Maçın kuralları önceden belli olmalıdır.
Oyun sürerken duruma göre kural değişmez.