Türkiye'nin siyasi haritasını değiştirebilecek önemli gelişmeler var.
DYP'nin erken seçimin kapısını açmak üzere aldığı tavır...
Eski Refahlı Belediye Başkanları'na dönük yargı kararları, - olası - fay kılmalarının ve siyaset haritası değişiminin işaretleri...
Peki...
Şu andaki durum nedir?
Strateji MORİ'nin son kamuoyu araştırması, toplumun merceklerinden görünüşleri yansıtıyor.
İşte...
Toplumun nabız atışı...
Araştırmaya göre...
1995 Genel Seçiminde kullanılan oyların sahipleri, bugün partilerine ne denli sadıklar?
Başka bir söylemle, "yüzer gezer" olmayan "demirbaş" oyların, yüzdesi nedir?
En büyük oran HADEP'te.
HADEP'e verilen oyların yüzde 86'sı hala yerinde.
Demirbaş oylar listesinde ikincilik, MHP'ye ait. Yüzde 77...
Üçüncü DSP, yüzde 70...
Dördüncü FP (RP), yüzde 64...
Beşinci CHP, yüzde 67...
Altıncı Anavatan, yüzde 56...
Yedinci DYP, yüzde 50...
Burada 3 önemli bulguya işaret etmeliyiz.
Siyaset fırtınalarında merkezkaç kuvvetinin etkileri görülüyor.
Dikkat ediniz...
Uçlardaki partilere savrulanlar, oralarda kalıyorlar.
HADEP ve MHP bunun örneği.
Etnik söylemlerin ağır bastığı iki ayrı uçtaki parti bunlar...
DSP, zaten Ecevit'in şahsına olan bağlılığa endekslenmiş.
Demirbaş oy oranının yüksek olması doğal.
Buna karşın...
RP (FP) ile CHP hemen hemen aynı.
Ancak Fazilet Partisi'nde kararsızların oranı, CHP'ye göre daha fazla.
Ve ayrıca...
RP'nin kapanmış olması, demirbaş oylarını düşürmüş.
Anavatan ve DYP'de ise, demirbaş yani kalıcı oyların oranı hemen hemen aynı.
Bu görüntünün iyi okunması gerek.
Seçmen, merkezde aradığını bulamıyor.
Savruluyor...
Bu iki partinin birbirlerini yemeleri...
Türkiye'de dalga kıran bir dönem ve hırçın dalgaları göğüsleyen orta direğin belinin kırılması demektir.
Türkiye kaybediyor.
Liderlerin seyir defterine bakıyorum.
En fazla "çalışmalarından memnuniyet duyulmadığı" belirtilen lider - artık aktif lider değil - Necmettin Erbakan.
Yüzde 65...
İkinci Tansu Çiller, yüzde 63...
Üçüncü Deniz Baykal, yüzde 61...
Dördüncü Hüsamettin Cindoruk, yüzde 56...
Beşinci Devlet Bahçeli, yüzde 55...
Altıncı Mesut Yılmaz, yüzde 52...
Yedinci Bülent Ecevit, yüzde 50...
Bu tablonun okunmasını hükümetin çalışmalarıyla ilgili değerlendirmeyle tamamlayalım.
Yüzde 50'si memnun değil.
Yüzde 29'u memmun...
Yüzde 15'i orta...
Yüzde 7'i fikirsiz ya da cevap vermemiş...
Ayrıca...
FP ve DYP'nin üzerine çok gidildiği için, bu partinin seçmenleri, araştırmayı yapanlara çekingen cevaplar vermiş olabilirler.
Liderler sıralamasında da gerçekçi yorumlar için bu faktör dikkate alınmalıdır.
Bütün bunlardan sonra, "yarın seçim olsa?" sorusunun cevabına eğilelim.
Kararsızlar dağıtıldıktan sonra yapılan tahmin sıralaması şöyle:
"Anavatan yüzde 19
FP yüzde 18
DSP yüzde 16
DYP yüzde 14
CHP yüzde 13
MHP yüzde 12
HADEP yüzde 4
Diğer yüzde 4"
Şu tablonun okunmasına gelince...
Anavatan ve Fazilet Partisi'nde (eski RP) büyük değişiklik yok.
Ancak...
Fazilet Partisi, kapatılan bir partinin yerine kurulmuş olmanın seçmenlerine verdiği ürkekliği sürdürüyor.
Cevaplarda takiyye olabilir.
Sanırım şu andaki oyu biraz daha yüksek olabilir.
Fakat...
Zaman içinde düşme eğilimine girebilir.
DYP'ye gelince...
1995 seçimlerinde de kamuoyu araştırmaları DYP'yi hep böyle yüzde 14...
Hatta, daha aşağılarda gösterirdi.
Çünkü...
Kırsal kesimdeki geleneksel DYP oyları, araştırmalara yeterince yansımazdı.
Oysa...
Bayar'ın - Menderes'in - DP'sinden bu yana, dededen oğula - kıza - toruna intikal eden, geleneksel DYP oyları vardır.
Bunlar değişmeyen aile oylarıdır.
Seçimlerde o nedenle DYP oyları daima kamuoyu araştırmalarının 4 - 5 puan üstüne çıkar.
Bu geleneksel aile oyu katsayısı da dikkate alınmalıdır.
Kısacası...
Yarın seçim yapılsa, çok şeyin değişeceği görünmüyor.
Ancak...
6 ay ya da 1 yıl sonrası, siyaset haritası değiştikçe bu tablo da değişebilir.
Önemli olan 1 yıl sonrası değil.
Önümüzdeki 3 ay...
Çünkü...
3 ayın sonunda Deniz Baykal'ın bu hükümetle devam konusundaki tavrı, hayli kuşku götürür.
Yeni bir seçim hükümeti ile seçim takvimi, yeni iktidar oluşumu gündeme geldiğinde...
Meclis aritmetiğindeki değişim beklentileri hayata geçirildiğinde ya da bu planlar yattığında, halkın nabzı farklı atabilir.
Ama...
Büyük değişiklikler beklenmemeli.
Asıl olan şudur:
"Başarının tek ölçütü, başarının kendisidir."
Hükümet, bu ilkeye oynamalıdır.
Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr