Sadece Azerbaycan'ın değil bütün demokrasilerin çalkantılı dönemlerde aradığı mesaj budur.
"Sabitlik", yani istikrar...
"İnkişaf", yani gelişme...
Kısacası, "mevcudu yitirmemek, ama üstüne koymak..."
Azerbaycan öyle bir konumda ki; bir tuğla çekilse, duvarın tamamı yıkılabilir. Sadece Azerbaycan değil, yöre de çok karışabilir.
Bu coğrafya Türkiye'nin de bir bölümünü içine alarak iç savaş yangınlarına dönüşebilir. Bir sürü devlet oluşuncaya kadar oluk oluk kan akar. Balkanlaşır.
Oy kullanma merkezlerine gittim.
"Kime oy vereceklerini" sordum. Açıkça diğer adaylara oy vereceklerini söyleyenlerle de karşılaştım.
Sonuç...
Tasnifleri bilemem ama oy verme sürecinde "kuşku, korku, yönlendirme" hissetmedim.
İzlenimlerime göre "İstikrar"ı temsil eden Aliyev genel tercih.
Son gittiğim oy verme merkezinin duvarında şöyle yazıyordu:
"Azerbaycan Repüblikasının (cumhuriyetinin) presidenti (başkanı)" seçkileri (seçimi) üzre 18 saylı (sayılı) seçki (oy) dairesinin 25 saylı seçki (seçim) mentekeqesi (mıntıkası).
Azeri Türkçesinde terse çevrilmiş "e", "w" ve "q" gibi harfler var. Seçim sandığı levhasındaki "e" harfleri de terse çevrilmiş "e".
Başka örnekler:
"SİZE YAQIN BANKACILIQ". Yani, "Size yakın bankacılık.."
Başkan adayı Lale Şövkat'ın seçim afişi şöyle:
"Ey milletim
Ey dayağım (dayanağım) ("dayak atılanlar" değil. G.C.)
olma möhtaç (muhtaç)
Haqqa (hakka) yol aç."
İki ilginç bakanla konuşmalarım oldu.
Birincisi Diyaspora ve Lobi Bakanı Nazım İbrahimof. 30 yaşında büyükelçi olmuş. Başarıları nedeniyle Haydar Aliyev onu, bu önemli bakanlığa atamış. Henüz 39 yaşında.
Diyaspora kelimesini bir an unutun. Ama "lobi" çok önemli.
Dünyada Azerbaycan'ın lobisini yürütüyor. Dünyanın en güçlü üç lobisinden (diğer ikisi Yahudi ve Rum) biri olan Ermeni lobisiyle çarpışıyor.
Türkiye'de bir sürü devlet bakanlığı var ama bunlardan biri neden "lobiden sorumlu Devlet Bakanlığı" değil?
....
İkinci bakan ise, Enerji Bakanı Profesör Mecit Kerimof.
Enerji ve petrol dalında dünyanın en iyilerinden biri. Özellikle denizden petrol üretiminde onun çizimleri ve projeleri uygulanıyor.
"Ruslara ve bazı ülkelere petrol üretimini biz öğrettik. Araplar ve diğerleri hep yabancı uzman kullanırlar. Azerbaycan ise başından beri kendi teknik adamlarıyla petrol üretiyor ve işliyor" dedi.
Bakû - Ceyhan Boru hattı 2004 sonunda tamamlanacak. Ceyhan'dan yılda 50 milyon ton petrol çıkacak. Profesör Mecit Kerimof'a göre, Türkiye böylece bir bakıma OPEC üyesi petrol üreten ülkelerden biri gibi olacak.
Bunun anlamı Türkiye, parmağını bile oynatmasa, petrol transit ücreti olarak 2 milyar dolar kazanacak.
Eğer çıkış noktalarına rafineriler kurarsa, her 10 milyon ton petrolün işlenmesi karşılığı, geliri, 5 milyar doları bulacak.
50 milyon ton petrolün tamamını işlese, geliri 5 milyar dolar.
Yani, turizm gelirlerinin yüzde 250'si.
Ayrıca, gene Bakû'den Erzurum'a kadar Şahdeniz Doğal Gaz Projesi de 2006 sonunda bitecek.
Hem Türkiye'ye dağılacak, hem de Ege Denizi altından Yunanistan'a, İtalya'ya, Balkanlar'dan Avrupa'ya dağıtılacak.
Bütün bunlar Türkiye için küresel piyangodur. Türkiye bir petrol ve gaz üreticisi ülke gibi oluyor.
Her şey yazının başında olduğu gibi yörede istikrara bağlı. Oyun büyük, zenginlik büyük, iştahlar açık.
Türkiye, bu oyunda ne "seyirci" kalabilir ne de "ısmarlama aktör" olabilir.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025