Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ALMAN parlamen-tosu, 100’üncü yılda değil de neden sonra, bu yıl “soykırım” kararı aldı?
Bu kararın hazırlayıcıları, destekçileri hep aynı.
O halde değişen ne?
Türkiye’nin son yıllarda uluslararası ilişkilerde zayıflayan profili mi?
Hani... “Şerefli yalnızlık” tanımının yapıldığı durum sebebiyle mi?
......................
Böyle düşünenlerin sayıları hiç de az değil.
ABD ile Türkiye arasında esen “serin rüzgârlar” bilinmeyen şey değil.
Dünkü gazetelerde “Fırat’ın batısına geçen PYD’nin güçleri” fotoğrafları bile yeterli.
Rusya ile zaten hava sert rüzgârlı ve soğuk.
Şimdi Almanya parlamentosunun aldığı “Ermeni soykırımı” kararı ile büyük devletlerle arıza dizisi üçlenmiş oluyor.
Fransa aynı kararın daha da soslanmışını parlamentodan zaten geçirmişti. Fransa’da “Ermeni soykırımı yapılmamıştır” demek cezaya tabi suçtur.
.......................
Daha da kaygı vereci olan şey, “şerefli yalnızlık” sürdükçe dışarıdan darbelerin artması tehlikesidir.
Başbakan Binali Yıldırım “Düşmanlarımızı azaltıp, dostlarımızı artıracağız” söylemiyle göreve başlarken gerçekçidir.
Türkiye’nin dostlara ve dayanışmaya ihtiyacı var.
Sadece Türkiye’nin değil, yer küredeki her ülkenin durumu budur.
21’inci yüzyılın gerçekçi dış politika teorisi “bağımsızlık” ile “karşılıklı bağımlılık” dengesidir.
Türkiye yarım yüzyılı aşkın süredir bu teoriyi başarıyla uygulamıştır.
NATO çıpasını merkez alarak “başta Amerika” olmak üzere bütün üyelerle “kendi bağımsızlığını” koruyarak ama ittifakın ruhu olan “karşılıklı bağımlılığa” uyumlu kalmak çizgisini sürdürmüştür.
Bunun esası da ünlü “kazan kazan” teorisidir.
Bu terorinin “Nobel” kazandığını da hatırlatmış olayım.
NATO zaten “ortak yararlar” üzerine inşa edilmişti.
Türkiye “AB’ye üyelik süreciyle” bu “ortak yararlar” ve “kazan kazan” odaklı bir “aidiyet” çemberine daha adım attı.
Devlet yapılanmasını başta hukuk olmak üzere Batı demokrasi düzeyine yükseltmek adımlarını attı.
.......................
Peki...
Bu kendi içinde tutarlı çizgi nasıl kırılma yapar / yaptı?
“İç politika hesaplarıyla dış politika kurmak eğilimleri” bu sorunun cevabıdır.
İçerideki dini duyguları öne alan politikalar ve hesaplar “dış politikanın yarım yüzyıllık güvenli yapısında çatlaklar” oluşturdu.
Konjonktürel gelişmeler ve özellikle Irak (Kuzey Irak Kürt yönetimi oluşumu), Mısır (Müslüman Kardeşler), Suriye (PYD, Esad) üçgeninde Türkiye’nin tercihleri Amerika, Avrupa ve son olarak Rusya ile sarsıntılar üretti.
“Şerefli yalnızlıkla” birlikte üzüldüğümüz tavırlarla karşılaşmaktayız.
Binali Yıldırım’ın “düşmanları azaltmak, dostları çoğaltmak” söyleminin hayata geçirilmesi öncelikli amaç olmalı.