Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ya "OlimpİST" adıyla olimpiyatların 2000 yılında İstanbul'da yapılmasını amaçlayan kampanya hedefine ulaşsaydı!..
Hala elektrik kesintileri olan... Suları dönüşümlü verilen... Olimpiyat Köyü'ne açılan E - 5 ve TEM otoyolları tıkanmış bir İstanbul!..
Olimpiyat için gelecek milyonlarca turistin dramını ayrıca sıralamak gereksiz.
Türkiye, şimdi 2008 Olimpiyatları'na aday 5 ülke arasında.
Bu tanıtımı yapacak komitenin başına öngörülen isim 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
Tanıtım yapılacak bütün isimler Sydney'de ama Demirel neden orada yok?
Cumhurbaşkanlığı boyunca dünyayı birkaç kez dolaşacak kadar yol yapan Demirel, Sydney'e gitmekten yüksünmezdi.
Ama neden böyle bir program düzenlenmedi?
Daha sonra, aylarca ve onbinlerce kilometre sürecek gezilerin kulisi, Sydney'deki o birkaç günde gerçekleşebilirdi.
En azından daha sonraki gezilerin temeli atılırdı.
Diğer 4 aday ülke, bu olanağı değerlendirdi.

Olimpiyatlar ve politika

Politika ile olimpiyatların çok ayrı olduğu belki savunulabilir.
Ama...
Eski Yunan'da ilk olimpiyatların yapıldığı Peloponez Yarımadası'nda bulunan Olympia Sitesi'ndeki olimpik stadyum, askeri ve politik ittifakların gösteri yeriydi.
Sonraları da politikanın ayrıştırıcı değil, birleştirici unsuru oldu.
Örneğin...
Olimpiyat bayrağındaki 5 halka, yeryuvarlağındaki 5 kıtanın simgesidir.
İnsanları bütünleştiren ve eşitleyen bir politikayı simgeler.
İlk olimpiyatlar da, o zamanların görüş coğrafyası kadar engindi.
İspanya'dan, D. Karadeniz'den bile atletler gelirdi.

İlkler

Tarihçi Herodot anlatır:
"Persler'in Marathon Sitesi'ne vardıklarını Sparta'ya bildirmek ve yardım istemek üzere Pheidippides adlı bir Yunanlı 149 mil koşmuştu(MÖ. 490)."
Yüzyıllar sonra çağdaş olimpiyatlar Baron Pierre de Coubertin'in girişimleri sonrası 34 ülkenin isteğiyle Atina'da gerçekleştirilmiş ve maraton koşuları da Pheidippides'in efsane koşusu anısına düzenlenmiştir(1896).

Olimpiyat ve yürek

Çağımızdaki olimpiyatların babası denilebilecek Baron Pierre de Coubertin, Cenevre'de öldü.
Lozan'da defnedildi.
Ama...
Vasiyeti üzerine, yüreği bir kutu içinde ilk olimpiyatların yapıldığı Yunanistan'daki Olympia Sitesi'ne gömüldü.
Tıpkı Paris'te ölen Chopin'in vasiyetiyle, yüreğinin kutu içinde, o zamanlar Rus işgali altında olan ülkesinin başkenti Varşova'da bir kilisenin sütunu içine konulması gibi...

Olimpiyat ateşi ve kadın

Olimpiyat ateşi, eski Olympia Sitesi'nde içbükey bir aynaya yansıyan güneş ışınlarıyla yakılır.
Oradan olimpiyatların yapıldığı ülkeye götürülür.
Olimpiyat meşalesinin Olympia Sitesi'nde yakılma seramonisinde, ilk oyunların yapıldığı, yüzyıllarca öncesinin giysileri içindeki bir kadın görevlidir.
Ama...
O ilk oyunlara, kadınlar yarışmacı hatta seyirci olarak bile katılamazlardı.
Yüzyıllar sonra da ancak 1900 Paris Olimpiyatları'nda ilk kez 19 kadın, yarışmacı yer alabildi.
Yani...
Sydney olimpiyat meşalesinin spor tarihine damgasını vurmuş kadın atletler tarafından elden ele taşınması ve devasa meşalenin de gene bir kadın atlet tarafından ateşlenmesi rastlantı değil.
Sydney'de Güney ve Kuzey Kore sporcularının el ele tutuşmaları, dileyelim ki bundan sonraki olimpiyatlarda daha da yaygınlaşarak, barışın, kardeşliğin deparı olsun.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr