Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Her yer karanlık, pür nur o mevkii...
Magrip mi yoksa, makber mi Yarab?.."
Önce Hafız Burhan, sonra Sertap Erener'den dinliyorum.
Bu dizelerin sahibi Abdülhak Hamid Tarhan'ın, son 11 yılını geçirdiği Maçka Palas'daki evdeyim.
Ruhu dolaşıyor muydu acaba bu salonlarda, odalarda?..
Cevap Hamid'den:
"....Olmazsa vücud ile beraber, ben neyleyim beka - yı ruhu... (ruhun ölümsüzlüğünü)"
Abdülhak Hamid'in ölüme karşı büyük başkaldırısı, yapıtlarında ürpertiyle derinden hissedilir.
Çünkü Hamid, yaşama, güzele, sevgiye tutkuludur.

Çok özel bir insan

Şair - i Azam olarak anılan Hamid, Allah'ın, özenerek yarattığı bir kuluydu.
Sanat değeri için yorumlar, zaten bu sütunu çok aşar.
İnsani boyutlarına eğilelim.
Eski Büyükelçi Esat Paker, hatıralarında şöyle anlatıyor:
"Hamid'in güzelliği ve zarifliği, gözü öyle okşuyordu ki, uzaktan da olsa kibarlığına ve asilliğine hayran olmamak kabil değildi."
Maçka Palas'taki evin duvarlarındaki fotoğrafları, bu satırların görsel kanıtları...
Sultan Abdülmecit tarafından yapılmış yağlıboya tablosu ise, Sultana bile palet ve fırça aldırtan kişiliği...
Hamid, 14
yaşında Dışişleri Kalemi'ne gelmiş, diplomasi kariyerinde ilerleyerek büyükelçi olmuş.
1928'de ise İstanbul Milletvekili seçilmiş.

Sınırsız zaman ve coğrafya

Zarif görünüşünün altında, devrin baskı yönetimlerine direnişlerin çetin cevizliğini de buluruz.
Birkaç örnek...
2 kez görevden alınmasına neden olan "Nesteren" ve "Zeynep" adlı yapıtları... Mithat Paşa'nın Taif'e sürgününü yeren "Liberte" adlı eseri...
Coğrafya ve tarihte sınırları ve zamanı aşarak yapıtlar yelpazesi açmıştır.
Örneğin, Kabil'deki zorba hükümdarı anlatan yapıtı... İngiliz sömürgelerinden gelenlerin Londra'da toplumla çatışmalarını yansıtan bir diğeri... Son Endülüs Hükümdarı Abdullah ile İspanyol fahişesinin aşkını yansıtan kitabı... Asur Kralı ile ihtilalcilerin iktidar savaşı ve daha pek çok eser...
Bu geniş ufuk, O'nun harikulade kültür birikimini de yansıtır.

Hamid ve kadınları

Hamid, "kadınların toplumda erkeklerle eşit haklara sahip olmaları, çalışmaları ve sevdikleri erkeklerle evlenebilmeleri gerektiğini" savunmuştur.
Kadın haklarını tartıştığı eserlerinden biri de "Kahbe"dir.
4 kez evlenen Hamid'in hayatına giren kadınların sayısı pek çok.
Evin duvarlarında, ben sadece 21'inin fotoğraflarını görebildim.
Ama...
En büyük aşkları, ilk eşi Fatma Hanım ve - bir boşanma parantezi açılmış olsa da - son 25 yılı birlikte geçirdiği eşi Lüsyen Hanım...
Lüsyen Hanım'
la aralarında 42 yaş farkı için yazdığı mısraları, kızının torunu İncilay Erentok'tan dinledim:
"Var yiğidin kartına,
Otur gönül tahtına.
Var yiğidin gencine,
Her gün göynün incine..."


Sohbetin koyusu

Maçka Palas'daki 4 numaralı daire, büyük ustaların katıldığı edebi sohbetler merkeziydi.
Kaybıyla büyük boşluk bıraktı.
Cenazesi, hep istediği gibi görkemliydi.
Zincirlikuyu Mezarlığı'nın açılışı, O'nun defniyle yapıldı.
Mezar taşına şöyle yazıldı:
"Bu taş, cebinime (alnıma) benzer ki, aynı makberdir (mezardır)
Dışı sükut ile zahir (suskun görünür), derunu (içi) mahşerdir."
Son günlerinde Hamid'e çok güzel bir hemşire hizmet eder, çevresine takılır:
"Bu güzel kızla cennete gitme sertifakasını aldım."
Ardından yakınır:
"İlim ne yazık ki ölümü öldüremedi."
Dünyada gelenektir, ünlü sanatçıların evleri müze haline getirilir.
Abdülhak Hamid'in evini, Sanat Galerisi olarak kazandıran Mine Dikbaş'ı kutluyoruz.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr