Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çetin Altan’ın Meclis’te dövüldüğü gün oradaydım.
Kürsüdeyken ayakkabı fırlatmışlardı.
Sonra da...
Hızlarını alamayarak gaddarca yumrukladılar, tekmelediler.
“Işığa” linç hareketiydi bu.
Sadece onun “aydın” ışığı değil, fiziki anlamda da ışığını söndürmek linciydi.
Tek gözünü -neredeyse- kaybedecek darbeler almıştı.
.......................
Çetin Altan sonra hapse de girdi.
Yanılmıyorsam, yazısında “Cumhurbaşkanı’nın kombinezonlarla seçildiğini” yazmıştı.
Ve...
“Düzenlemelerle” anlamında kullandığı “kombinezon” kadın iç giysisi “kombinezon” olarak yorumlanmıştı.
7 buçuk yıl hapse mahkum olmuş, demir parmaklıkların içine gömülmüştü.
Zindan şartlarında, gözündeki rahatsızlık daha da ilerliyordu.
O gözünü kaybetmek üzereydi.
Medyada yoğun bir “af” kampanyası açıldı.
Aydınlar bildiriler yayınladı.
Sonunda Cumhurbaşkanı “af yetkisini” kullandı.
Çetin Altan’ın özgürlüğü sonucu bizler de yazılarına kavuştuk.
.......................
İnönü Üniversitesi rektörüyken gözaltına alınan ve yıllardır hapiste olan Prof. Fatih Hilmioğlu kanser.
Bu menhus hastalık Hilmioğlu’nu kemiriyor.
Hapisten çıkmalı ve tedavisi yapılmalı.
Kanserin kirli destekçisi “strestir.”
Hızlandırır, yayar...
Katil tetiktir.
Hilmioğlu’nun sadece tedavi olması yeterli değil.
Stresi aşağılara çekilmiş yaşama dönmesi de gerekir.
O nedenle...
“Hapiste tedavi olsun” söylemi bilgisiz ve gaddarcadır.
Bir bilim adamı olmanın ötesinde “insandır...”
Kutsal “yaşam hakkı” her vatandaş gibi Prof. Hilmioğlu’nun doğuştan sahip olduğu eşitliktir.
................
Cumhur-başkanı Abdullah Gül “Yetkim olsa hemen affederim” dedi.
Yetkisi var.
Ama...
Kesinleşmiş hüküm halinde bu yetkiyi kullanabiliyor.
Hilmioğlu, yargılandığı mahkeme tarafından mahkum edildi.
Ancak...
Mahkeme aylardır kararının gerekçesini yazmadığı için dosyası Yargıtay’a gelemiyor.
Hilmioğlu da hapishanede kanserle boğuşuyor.
Tutun ki “gerekçe” yazıldı, dosya Yargıtay’a gitti.
Yargıtay ne zaman görüşecek, karar verecek?
Aylarca sürecek bu bekleyiş.
Yargıtay, mahkemenin verdiği kararı onaylarsa Cumhurbaşkanı Gül’ün “af yetkisini” kullanabileceği şekil unsuru tamamlanmış olacak.
Yani...
Hilmioğlu’nun tahliyesi için en azından aylar geçmesi gerekiyor.
Bir olasılık daha var.
Hilmioğlu’nun da dahil edildiği davaya yeniden yargılanma yolunun açılması olasılığı büyümekte.
Öyle bir durumda ya da Yargıtay’ın cezayı onaylamaması halinde -belki- yıllarca sürecek “hapiste beklemek” demek oluyor bu.
İlerlemekte olan bir kanser hastasına “reva” mıdır?
.......................
Tek maddelik bir yasayla bir formül bulunarak Prof. Hilmioğlu tahliye edilemez mi?
48 saatlik iştir.
MİT Müsteşarı için öyle “özel” yasa çıkaran Meclis “insani” duyarlılık gereği de yasa neden çıkaramasın?
Gereğinde bütün partilerin uzlaşmasıyla Cumhurbaşkanı “af” yetkisini, cezaları kesinleşmiş olmayan tutuklular ve mahkumları da kapsayacak bir anayasa değişikliği de yapılabilir.
.......................
Önce insan...
........................
Ancak... Hilmioğlu dün Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru kapsamında hastaneye sevk edilmiş. Tam teşeküllü hastane raporuyla tahliyesinin yolu açılmaya çalışılıyor. Dileriz ki dolambaçlı yollarda yaşamı daha fazla törpülenmez...