Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Savaşa sadece silahlı kuvvetle girilmez. Coğrafya ile de girilir. Güneydoğu’dan ABD silahlı kuvvetlerine, Irak’a geçiş için koridor açarak Türkiye, cephe haline gelmiş olacaktır. Oysa, NATO Anlaşması gereği sadece üsler açılsaydı, savaşın tarafı olmazdı.
Nitekim 10 yıl önce bu çizgide kaldığı için Türkiye, Irak’ın menziline hiç girmedi.
Türkiye topraklarını "cephe" haline getirmek ısrarındaki ABD, acaba bunun insani riskleri için ne katkılarda bulunmayı önerdi?
Örneğin olası savaş alanından 10 binlerce mil uzaktaki ABD topraklarında, sözgelişi California’da bile kimyasal ve biyolojik silah kullanımlarına karşı maske, iğne vs. halkın hizmetine sunuldu.
Peki Irak’ın biyolojik ve kimyasal başlıklı füzelerinin menziline giren duyarlı yarım ay içindeki insanlarımıza da aynı korunma olanakları sunuldu mu?
Savaş zararları bağlamında öngörülen 14 milyar dolar, can bedeli olabilir mi?
Henüz bir işaret yok.
Yöredeki insanlarımız kefiyelerini ıslatıp ağızlarını mı kapatacaklar?
Bu yöntem geçerliyse, California’daki, Texas’taki ABD vatandaşlarına neden önerilmiyor?

Körfez Savaşı’nı önce İsrail’de izledim.
Tel Aviv Hilton Otel’deyken Irak Scud füzeleri gönderiyordu. Başlıklarında biyolojik ya da kimyasal silah olabilirdi.
Daha otele girer girmez bir sabra beni karşılamış, bodrum katına götürmüştü.
Sabra, kaktüs çiçeği anlamına geliyor. İsrail’de doğmuş olanlar için kullanılan bir deyim.
Kumral afro saçları, güneş yanığı teni, iri ela gözleri, dolgun hatları çekici bir genç kızdı. Bodrum katta baş başaydık. Elime "sağlık çantası" tutuşturdu. İçinde bir iğne ve gaz maskesi vardı. Videodan bunların nasıl kullanılacağı gösteriliyordu. O da anlatıyordu. Alarm çaldığında altıncı kattaki sosis şeklindeki plastik sığınağa koşacaktık. Maskeyi takıp bekleyecektik. Eğer füze patladıktan sonra, kimyasal gaz anonsu yapılırsa sağlık çantasındaki iğneyi çıkartıp baldırımıza saplayacaktık. İğnenin içindeki sıvıyı bacağa boşaltacaktık.
Sabra, bunun nasıl yapılacağını uygulamalı gösteriyordu.
Ancak, doğrusu, işin ciddiyetinin pek farkında değildim. Gözlerim ve aklım sabranın, iğnenin nasıl saplanacağını gösterirken baldırımda dolaşan elindeydi.

Yanlış...
Birkaç saat sonra CNN, bir Scud’ın ateşlendiğini ve Tel Aviv yönünde seyrettiğini anons etti. Hemen ardından 6. kattaki plastik sosisin içindeydik. Başlarımıza gaz maskelerimizi geçirmiştik. İğneler ellerimizdeydi.
Korkuyla bekleşiyorduk.
Gene de çok küçük bile olsa ellerimizdeki enjektörler bir umuttu.
İşte o dakikalarda "pis" savaşı iliklerime kadar hissettim.
Şimdi de uyarıyorum.
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’su, Orta Anadolu’ya kadar Irak füzelerinin menzilindedir.
Bu insanlarımızın güvenliği sağlanmış mıdır?
Maskeleri... İğneleri var mı?
Kuzey Irak Kürt devletinin önlenmesi, Irak’ın toprak bütünlüğü, savaş sonrası bölge haritası yeniden çizilirken masada oturmak, Türkiye’nin güvenliği, savaş nedeniyle uğranacak zararın karşılanması... Bütün bunlar ileriye dönük stratejik sorunlar...
Fakat öncelik Halepçe katliamında olduğu gibi insanlarımızın zehirlenerek kıyılmamasıdır.
Kaldırımlarda, kadın, çocuk, bebek cesetleri görüntülerini engellemektir.
ABD’nin on binlerce mil ötedeki yurttaşlarına sağladığı sağlık güvencelerini ve donanımını da önermesidir.
Patriot’lar füzeleri havada avlar mı?
Körfez Savaşı sırasında bazen avlıyor ve havada vuruyordu... Bazılarını da kaçırıyordu.
Patriot’lar tam güvence değil.
Bu savaşın hukuksal, siyasal, stratejik, ekonomik vs. boyutlarını daha sonraları sorgulayacağım, ama, öncelik insan...
İnsanımız.