Maliye Bakanı Sümer Oral'dan duyarlı konularda açıklamalar:
Soru: "Hazine kağıtları ve dış borçlar için Türkiye moratoryum ilan edecek. Yani ödemeyecek" deniyor. Böyle bir olasılık var mı?
Cevap: "Az önce, Sayın Derviş ile telefonda yarım saat konuştuk. Böyle birşey kesinlikle yok. Aklımızdan bile geçmez."
Soru: Sayın Oral "TL ve döviz varlığından vergi alınacağı" yolundaki iddialar, Tahtakale'den tutunuz bankaların görevlilerine, işadamlarına kadar herkesten duyuluyor. Gerçek nedir?
Cevap: "Tasarruf mevduatlarından faiz, beyannameye tabi idi. Biz stopaja çevirdik. İster TL, ister döviz olsun mevduat reel sektörü besler.
Zaten kredi aslanın ağzındayken, bir de daha pahalı hale getirecek ek vergiler düşünülemez.
Mevduattan varlık vergisi gibi bir vergi de kesinlikle olmaz."
Soru: Ya akaryakıt vergisi?
Cevap: "Akaryakıt vergisi, zaten daha yeni yüzde 20 arttı."
Soru: Mali denge ve aktifler gibi kriz vergileri düşünülüyor mu?
Cevap: "O vergiler, 1994 krizi sırasında çıkarılmıştı.
Vergi tekniğine aykırıdır.
O zaman bu görüşümü dile getirmiştim, şimdi de farklı bakmıyorum."
İşte açık ve net cevaplar...
Ancak... Oral'ın ihtiyat dipnotunu da yansıtayım:
"Bütün bu söylediklerim, çok uzak da olsa, bir ihtimali büsbütün dışlamıyor. Herşeyin zembereklerinden boşanacağı, hiç öngörülmeyen zincirleme olumsuzluklar halinde, liderler bir araya gelirler... Olağanüstü önlemler için karar verirler. O başka.
Ama... Görünür ufuk çizgisinde böyle en küçük bir belirti bile yok."
Zehirli söylemlere karşı cevaplar rahatlatıcı...
Ama...
Sordum: Peki bunların hiçbiri olmayacak da tekleyen devlet değirmenine, su nereden gelecek?
Aldığım yanıt, "Başbakanlık'ta, Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Sağar'ın başkanlığında bir teknisyenler ekibinin, çeşitli gelir olanakları üzerinde çalışmayı bitirmek üzere oldukları..."
İlginç formüllerden gerçekçi görünen birini yansıtayım...
Hazine arazisi dışındaki özel alanlarda kaçak yapılanmalarla ilgili çalışmalar yapıyor.
Yüzbinlerce apartman dairesi, ev, villa, işhanı gibi yapılarda çekme kat, yüzme havuzu, bahçe duvarı, balkon, müştemilat, ek oda gibi kaçak ilaveler var.
Boğaz'da ve İstanbul'un seçkin yörelerinde, hemen hemen bütün villa siteleri, apartmanlar ruhsatsız.
Ankara'da, İzmir'de, Antalya'da yarım kalmış onbinlerce ev, apartman, villa, kooperatif var.
Bunların hepsinin yıkılması olası değil.
Ruhsat karşılığı büyük gelir üretilebilir.
Krizin yükü, "ödeme gücü" olan gelir düzeyi yüksek kesimlere yayılmış olur.
10 milyar doları aşan gelir olasıdır.
Ancak... Önemli olan, böyle ödemeler için kesin takvim uygulanması, söz gelişi 1 aylık süre tanınmasıdır.
Zamana yayılmamasıdır. Yoksa yozlaşma başlar.
Ayrıca... Bu olanağa karşın, gene de bedeli ödenerek "ruhsatı alınmayan taşınmazların, satış, satış vaadi vs.gibi tapu işlemlerinin yapılmayacağı" hükmü getirilmeli.
Başbakanlık'ta, üst düzey gelir gruplarından kaynak üretecek böyle başka çalışmalar da var.
Maliye Bakanlığı'nın Hazine arazisi üzerine yapılmış gecekondu ve diğer yapılanmalar için hazırladığı tasarı daha önce kabaca açıklanmıştı.
O tasarıda da 5 kata kadar inşaat izni veriliyor.
"Yap - sat"çı müteahhitler aracılığıyla gecekondu sahiplerinin ruhsat bedeli ödemeleri öngörülüyor.
IMF heyeti, bu akşam Ankara'da olacak.
Çarşamba günü açıklanması beklenen "ekonomik program", görücüye çıkacak(!)
Şimdiye kadar bölüm pörçük perakende duyurulan program sayfaları, "tasarruf" önlemlerinden tutunuz, gelir getirici çalışmalara kadar hepsi birer enstrüman... Her çalgıdan çıkan sesin uyumunu, bir orkestrasyon düzenini ise bütünüyle ekonomi programı oluşturur.
İyi kompozitör, iyi şef, iyi icracı...
Ve iyi kamuoyu kulağı gerek.
Göreceğiz.