SON Osmanlı da göçtü. Osman Efendi’den sonra ailenin başına geçmesi gereken en yaşlı Osmanlı, ABD silahlı kuvvetlerinden emekli bir çavuş olan Cem Efendi’ydi, aile üzerinde otoritesi olamazdı. Kimse bu statü için onu kabullenmiyordu. Geçen yıl öldü.
Osman Efendi’nin ölümüyle birlikte saltanat geleneklerindeki son kale düşmüş oluyor.
Osman Efendi’yle Milliyet ve Kanal D için 2 kez söyleşme şansım oldu.
Çok zarif, yakışıklı, hoş sohbet, rint meşrep, nüktesi bol, gülen ve güldüren, görgülü bu son Osmanlı’yla sohbet keyifliydi.
Saatler eriyordu.
Daha önce yayımlanan bu söyleşilerden bazı satırları yansıtayım...
ATATÜRKSÜZ TÜRKİYE OLMAZDI
YÜZYILLARCA halifelerin ailesi olan Osmanlı’nın sonuncusu acaba Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik için ne düşünüyor?
Televizyon kameraları önünde gözünü kırpmadan mesajını veriyor:
“Osmanlı’yı Atatürk devirdi.
Ama... Atatürk olmasaydı Türkiye olmazdı. Türkiye’yi yeniden o kurdu.
Ben de ona teşekkür borçluyum.”
Bunu söylerken samimi olduğunu hissediyorum.
Eşi Zeynep Osman’ın (Tarzi) da gözlerinin içi gülüyor. Bu da doğal.
Annesi, Atatürk Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk kadın doktorlarından biri ve Pakize Tarzi Kliniği’ni kuran ilk iş kadınlarından Pakize Tarzi.
PADİŞAH OLMAZDIM
OSMAN Efendi’ye açıkça soruyorum:
“Farz edin ki, Cumhuriyet sisteminden saltanat yönetimine dönüş oldu... Son Osmanlı olarak size tahtı teklif ediyorlar. Gelenek de bunu gerektiriyor, kabul eder miydiniz?”
Cevabı, “Kesinlikle hayır” oluyor. Ya tam tersi... “Eski Bulgar Prensi’nin seçimlere girdiği ve kazanarak başbakan olduğunu” hatırlatıyorum. “Aynı şeyi yapar mısınız?” diye soruyorum.
“Kamboçya Kralı da öyle... Tacı bıraktı, seçimlere girdi, Cumhurbaşkanı seçildi” söylemiyle güncel siyaseti iyi izlediğinin işaretini veriyor. Ama... “Taçlı ya da taçsız siyasete hayır” tavrı kesin.
Daha yazabilecek başka ilginç anılar da var.
Allah’tan rahmet diliyorum.