Matruşka bebekleri en büyüğünden başlayarak her birinin içine, aynı bebeğin daha küçük olanları yerleştirilmiş bir dizidir. Hepsi açıldığında birbirinin içinden çıkan, büyükten küçüğe boy sırasıyla 8-10 bebek sıralanır.............................Önce MB kökenli Erdem Başçı'nın adı ortaya atıldı. Vekâleten MB Başkanlığı'na atandı. Bakan Ali Babacan'ın sınıf arkadaşı ve Çıkrıkçılar Yokuşu'ndan mahallelisi olduğu konuşuldu, yazıldı, çizildi. Eşinin eskiden başının açık olduğu, sonradan örtündüğü TV ekranlarına ve gazete birinci sayfalarına görüntüleriyle yansıtıldı.Günlerce bu konu tartışıldı, kararnamesinin Çankaya'da bekletildiği yolundaki haberlere hükümetten hiçbir yalanlama olmadı. Başbakan Erdoğan, başı örtülü olanlara karşı tavırları zenci düşmanlara benzetti. Onları lanetledi. "Ne yani, eşlerinin başları örtülü diye liyakat sahiplerini göreve getiremeyecek miyiz? Bal gibi getiririm" diye seslendi. Kamuoyu, Başbakan'ın, Başçı'nın başkanlığı için kararlı olduğu izlenimini aldı. Sonra... Ansızın Cumhurbaşkanlığı'ndan bir açıklama yapıldı. Tek cümleyle "Cumhurbaşkanlığı'nda Erdem Başçı'nın MB Başkanlığı için bir kararname taslağı yoktur" deniliyordu.Açıklama, Türkiye'nin üzerine göktaşı gibi düştü."Aslında Cumhurbaşkanlığı'na bu öneri yapılmış ama geri mi çevrilmişti?" gibi soruları geçiniz... Sonuç... Bu beklentinin içi boş çıktı.................................Hemen ardından Albaraka Türk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz'in MB Başkanlığı konuşulmaya başlandı. Birinci isim için iddianın boşluğundan Adnan Büyükdeniz çıkmıştı.Büyükdeniz, iyi yetişmişti. LSE gibi dünyanın en saygın üniversitelerinden birinde okumuştu.Ama...Başçı da iyi bir eğitim almamış mıydı?Eşinin başörtüsü bir engelse, Büyükdeniz'in eşinin de başı örtülü değil mi?Üstelik MB'nin en önemli işlevlerinden biri olan "faizde" ince ayarlar "faizsiz" bankacılıkta uzmanlaşmış, "faizsiz" banka Albaraka Türk'ün Genel Müdürü'ne mi bırakılacaktı?Yoksa... Bu da Cumhurbaşkanlığı'ndan döneceği öngörülmüş bir "ince tasarım" mıydı? Yani... Bu girişimin de içi boş mu çıkacaktı?Başka bir isim mi tasarlanmıştı?..............................Büyükdeniz kararname taslağı varsa ve Cumhurbaşkanı Sezer'in önündeyse, olasılıklar şöyle:"- İmza atılır, MB Başkanı belli olur. (Şu satırlar yazılırken henüz böyle bir işaret yoktu.)- Kararname taslağı, Çankaya'dan geri döner. O zaman da kimilerine göre Erdem Başçı vekâleten bu görevi sürdürür. Asıl amaç da budur."...............................- Üçüncü olasılık ise, asıl tasarlanmış bulunan ismin nihayet tanıtılmasıdır.Bu olasılık daha güçlü.Çünkü... MB Başkanlığı gibi ekonomik güvenliğin başkomutanı mevkinin vekâletle yürütülmesi olacak şey değildir. Böylesine bir hafifliğe "var olmanın" dinamikleri izin vermez...............................İşte o zaman bankacılık çevrelerinde konuşulan bir isim için paragraf açmakta fayda var. Dünya Bankası'nda görev yapan Melih Nemli... Hazine temsilcisi olarak IMF'de görev yapmış. Büyükelçilikte kısa bir süre ekonomi başmüşaviri olarak çalıştıktan sonra Dünya Bankası'na geçmiş.Piyasa ekonomisi deneyimi yok.Ancak... Washington'da sevilen, sayılan bir kişilik... Çevresi geniş. Eşi, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Başı kapalı değil. AKP ile organik bağı elbette olamaz ama -duyumlarıma göre- ilişkileri sıcak.Zaman zaman kulaklara fısıldanan "Öyle biri atanacak ki, kimse kulp bulamayacak" söyleminin arkasında bu tasarım mı var? Bilemem.Ne var ki, MB oyun değildir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Merkez Bankası Başkanı "Matruşka bebekleri" sürecinden mi geçiyor?
