Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Anayasa değişikliği paketi nihayet vitrine çıktı. AKP’nin “Buyrun burdan yakın” ikramına cevapların daha şimdiden “Teşekkürler, almayayım” olacağı anlaşılıyor.
CHP ve DYP’den olumsuz tavır ortada.
Diğerlerinin de oy katkıları “Meclis’te referanduma gerek kalmaksızın kabul için” umut verici değil.
Sadece bir formül, paketteki bazı maddelere diğer partilerden “yeterli oy” desteği alabilir.
Her madde ayrı ayrı oylanırsa tavırlar olumluya dönüşebilir.
Örneğin...
Memurlara, toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesi gibi...
Ama...
Kimse “HSYK’nın, Anayasa Mahkemesi’nin yapılarının değiştirilmesi, parti kapatma karar yetkisinin yasama meclisine verilmesi” gibi maddelere, özellikle CHP ve MHP’den destek geleceğini sanmasın.
Hele böyle bir düzenlemenin, Anayasa Mahkmesi’nde “irtica odağı” olarak tanımladığı ve cezalandırdığı bir parti tarafından hazırlanması olumsuz tavırların gerekçesi.
MHP net olarak açıklanmış değilse bile “yapıcı muhalefet” ilkesi ışığında bir ön komisyon kurulmasını öneriyor.
“Bütün partilerden milletvekili sayılarına göre temsil edilecekleri bir komisyon kurulsun.
Bir ortak anayasa metni üzerinde anlaşılsın.
Bunun oylamasını seçimlerle gelecek olan Meclis yapsın.
Eğer referanduma gidilecekse o Meclis’in döneminde gidilsin.”
CHP’nin önerisi gibi MHP’nin de formülü haksız görünmüyor.
Bu Meclis’in, halkın nabzını tam yansıttığı artık söylenemez.
AKP’nin mutlak çoğunluğu hayli kuşkulu.
Diğer partilere destekler de oy kaymaları yaptı.
Bu görüşlerimizin gerekçesini SONAR’ın aşağıdaki kamuoyu araştırması da doğruluyor.

Haberin Devamı

SEÇMENİN NABZI
Mart 2010 Türkiye’sinde halkın nabzı nasıl atıyor?
Ruhat Mengi’nin “Her Açıdan” programında SONAR ARAŞTIRMA’nın Başkanı Hakan Bayrakçı ilginç bulgular ortaya koyuyor.
Bayrakçı’yla ben de konuştum. İzlenimlerimi yansıtayım:
* AKP’nin oyları şubatta yüzde 29’a kadar düşmüştü. (1 kez yüzde 28 bile olmuş)
* Ancak mart ayında yüzde 34’e yaklaşmış. Yüzde 5’e yakın yükselme var. Nedenleri, açılımda fren, Filistin için Erdoğan’ın söylemleri olabilir. Hakan Bayrakçı’ya göre seçime kadar iniş yapacak. Sebebi ekonomi... Gerçi ekonomi dar boğazlarından hâlâ çıkılmış değil. Ama halkın genelde görüşü krizin küresel olduğu, AKP’ye büsbütün fatura edilemeyeceği yolunda. Aksi halde AKP oyları yüzde 20’ye bile düşebilirdi.
* İlk genel seçimde AKP’nin tek başına iktidar olması ihtimali çok az.
Zaten son yerel seçimlerde oy oranı yüzde 38’e gerilemişti.
Önümüzdeki seçimde iyi ihtimalle sadece yüzde 6 oy yitirmiş olsa bile yüzde 32 oy oranıyla işi zor.
CHP’nin yüzde 25, MHP’nin yüzde 18 alması halinde AKP 220-230 milletvekili çıkarır.
Tek başına çoğunluk için 276 milletvekilini bulamayacağı söylenebilir.
* 25 bağımsız (BDP formülü) önümüzdeki seçimde en az 35 olur. Bu da tek başına iktidar hesaplarını yokuşa süren bir diğer faktör.
* DP ittifaklar yaparak yüzde 10’u aşmayı deneyecektir.
Belki İlhan Kesici’nin başkanlığıyla tazelenme de söz konusu. Bu partinin ölüsü bile yüzde 3.5 oy toplamıştı.
* Sarıgül iyi bir rüzgâr yakalayarak depar yapmıştı.
Ancak hız kesmiş görünüyor.
Süratle partisini kurmazsa şansını harcar.

Yüzde 40 nerede
Peki AKP araştırmalarının gösterdiği yüzde 40’a ne demeli?
Bunun siyasal boyutu olup olmadığını bilemeyiz.
Ancak Hakan Bayrakçı’ya göre teorik/teknik bir farklılıkla izah edilebilir.
Bazı şirketler kararsız oranını yükseklerde tutan araştırmalar yapıyorlar.
Söz gelişi yüzde 30 çıkan kararsız oranı, parti büyüklüklerine göre dağıtıldığında AKP’nin oyu yüzde 40 olabiliyor.
SONAR ise uyguladığı yöntemle kararsızların daha az olduğu bir çalışma yapıyor.
Kararsız sayısı ne kadar yüksek olursa onların dağıtımında büyük parti o kadar fazla pay alıyor.
Oysa gerçek temsil bu değil...
Seçim sonuçlarını çok yakın bilen A&G Araştırma rakamlarıyla SONAR’ın bulguları birbirlerine yakın.
Bütün bunlardan sonra yazının başına dönelim...
Bugünkü Meclis aritmetiğinin halkın nabzını yansıtmadığını, o nedenle Anayasa’da değişiklik paketinin bu gerçek merceğinde görülmesi gerektiğinin altını çizelim.