İki benzer eyleme dikkat!..
Bir örgüt, Şişli Emniyet Müdürü'nün odasının yanında tahrip gücü yüksek bomba patlatıyor.
Ardından... Bir başka örgüt, Türkiye'nin en duyarlı kenti Diyarbakır'da, Emniyet Müdürü'nü ve korumalarını, Emniyet Sarayı'nın hemen önünde öldürebiliyor.
Her iki eylemde de, aynı mesaj var:
"Biz, imkansız sanılanı yapabiliriz..."
Bu mesajın yaygınlaştığı ve inanırlık kazandığı toplumlarda, "destabilizasyon" diye adlandırılan "panik, korku ve güvensizlik" başlar.
Farklı taşoronların kullanılması, Türkiye'nin bütününe dönük hesapları sezebilmemizi engellemesin.
"Türkiye'nin, görünmez eller tarafından çıkmaz sokaklara itilmekte olduğunun" sezileri var.
Sadece örgütler değil... Onların arkalarındaki komşu devlet görüntülerinin de "taşeron" olmadıklarını, nasıl düşünebiliriz?
Örneğin... Alınan istihbarata göre; Gaffar Okkan ve arkadaşlarının şehit edilişlerinin arkasında İran'ın parmak izleri olabilir.
"İran'ın, PKK ve Hizbullah terör örgütlerine verdiği desteği kanıtlayan çok sayıda bilgi ve belgenin, 17 Ocak'ta Tahran yönetimine gönderildiği" yolunda duyumlar, bugünkü haberlerimizde ayrıntılarıyla var.
Örneğin... Hizbullah üyelerinin, İran'da askeri ve dini eğitim gördüğüne dair belgeler... İran'lı ajanlarla Hizbullah üyelerinin Tahran, Kum, Ankara, İstanbul ve Muş illerinde yaptıkları görüşmelere ait tutanaklar... İran'ın, Hizbullah mensuplarına teknik yardımları... İran'da onlara verilen eğitim, belge, pasaport ve fotoğraflar... Bu yönde ifadeler...
Kısacası, yüzlerce belge ve fotoğrafın bulunduğu bir klasör.
İlk bakışta, "hadisenin arkasında İran var" gibi görünebilir.
Ama, ya İran'ın arkasında da birileri varsa?
Batı'nın hangi büyük ülkeleri Irak, İran, Suriye ve Rusya'yla dirsek temasına girdiler... Terör örgütleri, Batı Avrupa'nın hangi ülkelerinde barınıyor?
Merhum Gaffar Okkan, bu istihbaratı gazetecilere dile getirmişti.
Devletlerin ötesinde, İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın işaret ettiği menfaat odaklarına da dikkat!..
100 milyarlarca doların döndüğü uyuşturucu trafiğinde, uluslararası mafya ve bazı yöre ülkeleri, Türkiye'deki şiddet örgütlerini kurye olarak kullanıyorlardı.
PKK ve diğer şiddet örgütleri çökertildikçe kaynakları kuruyan uyuşturucu mafyası ve yöredeki böyle kirli işlerle içli dışlı bazı ülkeler, bu cinayetlerde şiddet örgütlerini taşeron kullanmış olamazlar mı?
Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu, Brezilya'nın Porto Alegre kentinde ise Uluslararası Sosyal Forum toplandı.
Yıllardır Davos kültürüyle gübrelenen ekonomik yapı, Porto Alegre sosyal forumunda hallaç pamuğu gibi atılıyor.
Globalleşmenin yanlış uygulamaları, Türkiye'de çeşitli kesimler ve yöreler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel uçurumlar yaratırken, varoşların gençliği, ya sola ve etnik farklılaşmaya savruldular... Ya da Hizbullah gibi "silahlı siyasal islam" örgütlerine...
İçlerindeki öfkeyi örgütlerde boşaltmayı denediler.
Örgütlerde, sahiplenilmeyi aradılar.
Türkiye için hesapları olanlar, böyle bir ortamda "zehirli kan çiçeklerini" bulup kullanmakta ne yazık ki zorlanmazlar.
