Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün "Bu uzun ekmeği bir lokmada yemek mümkün mü? Değil...Nasıl ki... Bageti parça parça yiyorsanız, düşmanı da önce bölmek, sonra o parçaları yemek gerekir."PKK siyaseti için Türkiye'nin son açılımı bana Napolyon'un bu söylemini hatırlattı.Türkiye, önce, karşısındaki bloku parçalamış görünüyor. ABD, Talabani ve Barzani artık PKK'ya "örtülü desteğini" çekmiş gibi görünmekte.Arap dünyası ve İran da artık PKK'nın omzunu sıvazlamıyor. Ortadoğu coğrafyasının uzağında olmakla beraber, petrol yararları nedeniyle bu bölgeye özel ilgi gösteren AB, "PKK'nın bir terör örgütü olduğunu" -nihayet- vurgulamaya başladı.Hatta, petrol gelirlerinin paylaşımı nedeniyle Talabani ile Barzani de ters düşüyorlar. Tabii gene de çiğnenmesi, yutulması ve hazmı hâlâ kolay değil ama... PKK artık yemek masasının yakınında...Savaş tamtamlarına, sınır ötesi harekât tahriklerine kapılıp "sefere açılsaydı" bagetin tamamını yemek mümkün olmazdı.Bundan sonra da gaza gelmekten kaçınmak gerek.Ayrıca bütün bu görüntülerin "gerçekliği" kuşkulu. Napolyon'un kurmay stratejisi Fransız damak lezzetindeydi. Fransızların "baget" diye anılan ince-uzun ekmeklerini örnek göstererek şöyle derdi: İzmir'de "dur" ihtarını dinlemeyen ve arabasının gazını kökleyen gencin polis kurşunuyla ölmesi üzücü bir olaydır.Bu ve benzeri olaylar bağlamında o polisler kamu vicdanının sanık sandalyesinde.Sorumsuzca tetik çekmenin elbette savunulur tarafı olamaz.Buna karşılık..."Dur" ihtarına uymayıp gazlayarak basıp gitmenin savunulur tarafı var mı? Polisin "güvenlik dekoru" gibi algılanması da tehlikelidir. Ya o otomobilin içinde teröristler olsaydı! "Polis elinden kaçırdı" denilmeyecek miydi?Polisin toplumda caydırıcılığı, güvenilirliği, etkinliği olmalıdır.Bir örnek:Yıllar önce New York sokakları çeteler, uyuşturucu bağımlıları, serseriler tarafından adeta teslim alınmıştı. Giuliani, New York Belediye Başkanlığı görevine geldikten sonra kentin kaderi değişti. Sokaklardaki serseriler, çeteler, uyuşturucu bağımlıları mengeneye alındı, sıkıştırıldı.Sert ve ciddi bir mücadeleyle kentin büyük bölümü steril hale getirildi.Nasıl?Giuliani'nin elindeki polis sayısı ve olanaklar sınırlıydı. Cürüm işleyen profesyonellerle, alkollü ya da ehliyetsiz araba kullanan ve küçük gençlik taşkınlıkları yapan amatörleri birbirinden ayırmak gerekiyordu.Polis, örgütlü ya da örgütsüz gerçek cürümlere odaklanmalıydı. Sıradan kabahatlere değil...O nedenle "kabahat" niteliğindeki alkollü ya da ehliyetsiz araba kullanan gençler için, mahalle emniyet birimlerinde "caydırıcı" uygulamalar yapıldı.Örneğin...Ehliyetsiz araba kullanmanın cezası 20 dolardı.Bıyıkları yeni terleyen genç, babasının otomobiliyle New York sokaklarına ehliyetsiz çıkıyor, yanına aldığı 15-16 yaşındaki sevgilisine hava atmak için sürat gösterileri yapıyordu. Çok sayıda polisi meşgul ediyordu. 20 dolar ona göre para değildi...Bu durumda polis, yakaladığında, gence "saçından tırnağına kadar soyunmasını" emrediyordu.Soyulan genç, kulak deliğine kadar incelemeden geçiriliyordu. Bu denetim bittikten sonra henüz giyinmiş oluyordu ki, bir başka polis gene "Soyun, üzerinde ne varsa çıkar, çırılçıplak kal" emrini veriyordu.Çocuk, "Daha şimdi soyunup giyindim" diyecek olduğunda "Bir de ben göbek deliğine bakmak istiyorum" cevabıyla karşılaşıyordu. Gene soyunmak zorunda kalıyordu.Giyindiğinde... Bir başka polis "soyun" emrini veriyordu.Bu süreç 8-10 kez tekrarlanıyordu. Öyle bıktırıcı bir uygulamaydı ki, çocuk bir daha ehliyetsiz veya alkollü otomobil kullanmaya tövbe ediyordu.New York polisi böylece sayıları çok azalan alkollü ya da ehliyetsiz otomobil kullanma ya da küçük taşkınlıklar yapma durumundaki gençleri izlemekten kurtulmuş oluyordu. Böylece gerçek suçlulara yoğunlaşma olanağını buluyordu.Türkiye de benzeri caydırıcı uygulamalara geçmelidir.Dövmeden, sövmeden caydırıcı iklim oluşabilir. gunericivaoglu@milliyet.com.tr İZMİR'DE POLİS KURŞUNU