Memur maaşlarında bütün sorun, hadisenin medya sütunlarında ve ekranlarında tartışılması...
İktidar partilerinin liderleri, kamuoyu önünde geri adım atamayacakları angajmanlara giriyorlar.
Sonra...
Artık sorun siyaset mantığı olmaktan çıkıyor, prestij kaygısına dönüşüyor.
Memur maaşları konusunda da böyle oldu.
DTP Genel İdare Kurulu, "yüzde 40'tan daha aşağıya inmemek" kararı aldı.
Başbakan Mesut Yılmaz "yüzde 20'nin yarım puan bile üstüne çıkmayacağını" açıkladı.
Sorun, "ağzından çıkan sözü kim geri yutacak?" haline geldi.
Siyaset mühendisliği uygulayarak uzlaşma noktası arayanlar...
Örneğin İsmet Sezgin...
Tarafların sözlerini yalamadıkları bir formül üreterek, bir orta yol oluşturma çabasındalar.
Bu uzlaşma formülünü rakamlarla belirtmeye çalışalım.
Dün akşam üstü varılan son nokta şuydu:
"Temmuz'da yüzde 20, Ekim'de yüzde 10 zam.
Eğer enflasyon oranı daha yüksek olursa, Ekim'de yüzde 10'un da üzerine çıkmak."
Yani...
Toplam angajman yüzde 30.
Böylece Yılmaz, "Temmuz zammında yüzde 20'nin yarım puan dahi üstüne çıkmamış olma" sözünde geri adım atmış olmuyor.
Buna karşın...
DTP ise Genel İdare Kurulu kararıyla öngördüğü...
"Gerekirse bu uğurda hükümette kalmayı dahi yeniden gözden geçireceğini" açıkladığı yüzde 40 zammın hayli altında kalmış oluyor.
DTP açısından durumun kurtarılması gerekir.
Ve...
Bulunan formüldeki ince ayarı yansıtayım...
Ekim'deki yüzde 10 zamma daha geniş bir yorum getirilmekte.
Temmuz'da yapılması öngörülen yüzde 20 zammın yüzde 10'u, yani suyunun suyu, yüzde 2 ediyor.
Bunun üzerine bir de zaten Ekim için kabul edilmesi benimsenen yüzde 10'u ekleyiniz.
Toplam yüzde 32...
Ve...
Son Vergi Yasası ile birlikte memur maaşlarından vergi indirimi nedeniyle sağlanan yüzde 2.5 dolaylarındaki artışı da hesaba katınız.
Yüzde 34.5'a varılıyor.
Yani...
Hem Mesut Yılmaz, "yüzde 20'nin üzerinde yarım puan dahi vermem" sözünü yutmuş olmuyor, hem de DTP Genel İdare Kurulu'nda kabul edilen yüzde 40 oranına epey yaklaşmış oluyor.
Bir sorun da emekliler...
Çünkü...
Gelir Vergisi'ndeki indirim, emeklilere yüzde 2.5 oranında bir artış sağlamış olmuyor.
Onlara özel bir statü gerek.
Emekliye de seyyanen Temmuz'da yüzde 20, Ekim'de yüzde 15 zam öngörülüyor.
Bu konuda da taraflar dün akşam saatlerinde yaklaşmış durumdaydılar.
DTP'nin çabası, 1 - 2 puan daha artış sağlamak içindi.
Yazının başlarında belirttiğim kamuoyu önünde tartışmanın...
Medya aracılığıyla iletişiminin sakıncaları konusunda ilginç bir örnek vermek isterim.
Türkiye - Yunanistan ilişkilerinin en gergin olduğu tarihlerde, unutulmaz Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil, Yunanistan Dışişleri Bakanı'na şöyle der:
"Sizinle İsviçre'de bir dağ evinde (şale) başbaşa kapansak, 2 gün konuşsak...
Eminim ki...
İki ülke arasındaki bütün sorunları çözeriz."
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Çağlayangil'e cevabı şöyle olur:
"Haklısınız.
Bundan benim de hiç şüphem yok.
Ama, bir şartla...
Buluşmamızı medya bilmeyecek.
Kapının önünde gazeteciler ve televizyoncular olmayacak.
İçeride neler konuşulduğunu, basın sözcülerimiz zaman zaman dışarı çıkıp anlatmayacaklar.
Televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında bu konuşmamız mıncıklanmayacak.
Hadise çığrından çıkmayacak.
Kamuoyu oluşturulmayacak.
Kısacası...
Herşey gizli olursa...
Sonunda bunun kamuoyuna nasıl açıklanacağına da birlikte karar vermeliyiz."
Yani...
Dialog kültürü çok önemli.
Yılmaz, "memura Temmuz'da yüzde 20'den daha fazla zam vermeyeceği" yolunda IMF'ye bir niyet mektubu verdirtiyor...
Ancak...
Bu mektubun içeriğinden hükümet ortağı parti liderlerinin, Maliye Bakanı'nın dahi haberi yok.
Başbakan'la hükümet ortakları arasında iletişim kopukluğu var.
Bu durum, çeşitli konularda da görülüyor.
Ve...
Hükümetin devamı konusunda kuşkular yaratacak, ciddi görüntüler oluşuyor.
Hükümetin tek bir ses ve tek bir görüş halinde bütünleşmiş olmayışı, bir başka sakınca daha yaratıyor.
Memur kuruluşları sokaktalar.
Artık...
Hangi oranda zam yapılırsa yapılsın, memuru kazanmak çok zor.
Bunun da nedeni; dialog özürlü bir hükümet etme anlayışı.
Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr
