Anatoliy Kopilov, bir operasyonda tim sorumlusu olduğu Mesut Anma, Filiz Bucak, İbrahim Baydan ve Mehmet Çolak ile birlikte yakalanmış.Verdiği ifadeye göre... "PKK, Hollandadan telsizler temin etmiş... Örgüt 3 ton TNT, 2500 mayın, 2000 adet havan mermisine, karadan havaya Katyuşa füzelerine ve Doçka uçaksavarlarına sahip.Ayrıca Kuzey Irakta Talabani ve Barzaninin göz yumması sonucu, Irak ordusundan kalan çok sayıda silah ve malzemeye de el koymuş bulunmakta."Dünkü gazetelerde de, PKK/KONGRA - GELin "bahar taarruzuna hazırlandığı ve yüzlerce kilo C4 patlayıcıyı, 1000 dolaylarında PKKlıyı Türkiyeye soktuğu" yolunda haberler vardı.Propaganda servislerinin özenle poz verdirterek çektikleri belli olan silahlı eğitim/gösteri fotoğrafları da gazetelerde, dergilerde, internette..."2005in silahlı mücadele yılı olacağı" açıklanıyor.............Türkiyenin son 2 yılda - oldukça - iyi gidişi, yönetimi rehavete geçirmiş olabilir.Bu aymazlık çok pahalıya mal olabilir.Ağzımdan yel alsın, Türkiyeyi Allah korusun ama İstanbulda, Egede, Antalyada, ses getirecek bir iki eylem, turizmi bıçak gibi kesebilir.Türkiye turizm gelirleri 2004te 15.9 milyar dolar oldu. Bu yıl 20 milyar dolar bekleniyor. Toplam ihracat gelirlerinin 4te 1i dolaylarında...Türkiyenin toplam dış ticaret açığının yarısından fazlasını kapatacak kadar büyük bir rakam.Gerçekleşmemesi ağır darbe olur.............Sırça sınırlarla çevriliyken ek güvenceler daha da gereklidir... Türkiyenin, IMF ile anlaşma süresi dolduğu halde yeni anlaşma hâlâ imzalanmış değil...Türkiyede ses getirecek ve turizme darbe vuracak bir eylem, istikrarsız, güvensiz ülke yorumunu da üretirse, ekonomi dalgaların ortasında kalabilir. Sıcak döviz kaçar, döviz fiyatları çılgınca yükselir, zemberekler boşanır, kimse önünü göremez hale gelir... Bunlar en son 2001de yaşanmadı mı?IMF feneri olmazsa sakin bir koy bulmak çok zor............AKP yönetimi, bundan önceki anlaşmada da şimdi olduğu gibi ağırdan almak istedi ama pabucun pahalı olduğunu görünce imzayı attı.Bu kez aynı tehlikeli oyunu oynamamalı...Çünkü, hadise sadece ekonomi değil, ekonomi dışı bulutlar toplanıyor...Bakınız neler bekleniyor:- 21 Mart 2005te DEHAP feshedilerek DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİnin kurulduğu ilan edilecek. Partinin başını Leyla Zana ve arkadaşları çekiyor.24 ilden 340 sivil toplum örgütünün katılımıyla oluşan "Toplumla Barışma Deklarasyonu" ve "Demokratik Toplum Hareketi" gibi olumlu mercekle görülebilecek bir çizginin devamı... Silahların gömüleceği umudunu veriyor ama öte yandan "Demokratik Ortadoğu Federasyonu" adı altında PKKnın İran - Türkiye - Kuzey Irak - Suriye Kürtlerini kapsayan "Birleşik Kürdistan" projesinden güçlü sızıntılar aldığı iddiaları da yoğun.Partinin hedefleri arasında "Kürtçenin temel eğitimde seçmeli dil olması, ortaöğretimde Kürt kültürü ve edebiyatı öğretilmesi, Kürtlerin anayasal asli vatandaş olmaları (ki zaten elbette öyle GC) var.Türkiye, bu aşamada akılcı ve sağduyulu olmalı, ayranlar kabarmamalı.Aksi halde bir yandan ABden, diğer yandan Öcalandan gündeme taşınan ve Paris Kürt Enstitüsü tarafından yayımlanmış bulunan "TÜRKİYEDEKİ KÜRTLER NE İSTİYOR?" bildirisindeki maddeler ortamı köpürtecek.- Yeni partinin kuruluşunun ilanı ile aynı tarihlerde, PKKnın bahar saldırıları ajandası açıklanmış bulunmakta. Yukarıda sıraladığım ortamda kamuoyuna yansıyacak olumsuzluklar, bu saldırılara gerekçe oluşturmamalı. En azından böyle olasılıklar görülmeli.............Ne yapalım ki belalı coğrafyadayız.Ekonomimiz de, demokrasi olgunluğumuz da henüz yeterli değil.Hata ve rehavet risklerimizin bedeli yüksek. g.civaoglu@milliyet.com.tr Rus ordusunda 2 yıl görev yaptıktan sonra, PKK örgütüne Moskovadan katılmış. 5 yıl PKKnın Kuzey Irak Kandil Dağındaki kampında görev yapmış.
