Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Bu pazar, yazımız "DOĞANIN UNUTULAN DİLİ: RÜYA VE YORUMU..."
Rüya görürken de; gerçekleri kavramayı, sorunlar üzerinde düşünmeyi, çözümler üretmeyi ve kararlar almayı sürdürüyoruz...
Hem de uyanık olduğumuz zamanlar kadar mantıklı ve gerçekçi düşüncelerle.
Kısacası...
Düş görmekteyken de mantıklı ve gerçekçiyiz.
Yalnız, bunu farklı bir dille yapıyoruz.
Bütün insan türü ve kültür alanları için ortak bir dille...
"Doğanın dili"
diyebileceğimiz "ortak bir dille"
Bu dili öğrendikçe, rüyalarımız ve yorumları pekçok sorunumuzu çözüyor.
Birkaç örnek verelim.

4 - 5 ay önce evlenmiş bir genç hanım...
Rüyasında, annesiyle ve genç bir kadın akrabasıyla birlikteler.
Annesiyle akrabası önden gidiyorlar, genç kadın arkalarından yürüyerek onlara yetişmeye çalışıyor.
Ama...
Yetişemiyor.
Çünkü...
Yürümekte bir güçlüğü var.
Birden nedenini fark ediyor.
İki bacağını da blue jean bir pantolunun tek paçasına sokmuş.
Bu nedenle bacaklarını açamıyor ve yürüyemiyor.
Annesiyle akrabası da gülüyorlar ve onunla alay ediyorlar.
Rüya gülünç görünse de, aslında genç kadına büyük acılar veren bir sorunu, düşünde dahi düşündüğünü gösteriyordu: bacaklarını açamama sorununu.
Bu hanım 4 - 5 aylık evliydi ve hala bakireydi: cinsel ilişki kuramamıştı...
Yani...
Bacaklarını açamamıştı.
Böylece, "iki bacağını birden pantolunun bir paçasına sokmasının ne demek olduğu" anlaşılıyordu.
O durumda, yani iki bacağı birden pantolunun bir paçasındayken, bacaklarını açamazdı ki...

Peki...
Rüyada anne ve akraba neden yer almıştı?
Gerçi; onların rahat yürümeleri, cinsel yaşamlarının sorunsuz olduğunu gösterebilirdi.
Fakat...
Neden onlar?
Cinsel yaşamı sorunsuz olan bunca insan arasından neden onlar seçilmişti?
Ve neden gülüyorlardı?
Çünkü...
Genç kadın, kendi deyişiyle "devrimci"ydi.
İlişki kurma güçlüğünü, annesine bağlıyordu.
Annesinin gerici etkileri ve gerici şartlanmalarından ötürü bu sorunu yaşamaktaydı...
Gerçekte sorumlu olan "annesi ve annesinin temsil ettiği gerici düzen"di.
Ama...
Onlar, rahat yürüyorlardı...
Yani; bacaklarını açabiliyorlardı.
Eşleriyle ilişkileri sorunsuzdu.
Araştırmayı sürdürdük.
Genç kadın bir devrimciydi...
Ona göre; "kadınlarla erkekler eşitti...
Eşit olmalıydılar...
Kadınların yaptığı işleri erkekler, erkeklerin yaptıklarını da kadınlar yapmalılardı...
Heryerde...
Bu arada; yatakta da..."
Genç kadının yatakta da kendisini bırakması ve kadın rolünü kabul etmesi, "erkek egemenliğini kabul etmek"ti onca.
Pasif baskılarına boyun eymekti...
"Gerici olmak" demekti...

Bu genç hanım, "kadınla erkek arasındaki sorunların, kadınların da erkek gibi davranmasıyla çözüleceğini" düşünüyordu.
Rüya, onun bu "erkek gibi davranma" gayretini, aslında bir erkek giysisi olan "pantolon giyme savaşıyla" göstermişti.
Pantolon, "erkekçe tutum"u simgeliyordu.
Onun erkek gibi davranması, doğallığını ve cinselliğini zedelemişti.
Rüya, doğallığını sakatlayışını, iki bacağını bir paçaya sokmaktan doğan sarsaklıkla anlatmıştı.
İşte...
İnsanlığın sınır tanımayan ortak dili ile yorumlandığında rüyanın anlamı...
Aslında, gülünç olmamalıydı.
Bacaklarını açmalıydı.
Toplum şartlarının oluşturduğu "erkek kadın eşitliği" sorunuyla, cinselliğin hiçbir ilişkisi yoktu.
"Kadının biyolojik rolü"yle, "toplumsal rolü"nü karıştırmamalıydı.
Düzeltilecek olan, "kadının biyolojik rolü" değil, "toplumsal rolü"ydü...
Yatakta kadın gibi davranmak, erkek egemenliğine girmek anlamına gelmezdi.
Genç hanım, bu yorumdan sonra hem yeniden cinselliğini kazandı, hem de mutlu bir evliliği, devrimci çizgisinde sürdürebildi.
Sütunlara "sığ seks" konularının taşınmasına karşıyım.
Hele bunun abartılarak dikkat çekme ve okunma malzemesi haline getirilmesine...
Ancak...
Uçta bir örnek vererek, toplumun falcı, büyücü gibi sömürülerden kurtarılmasına...
Rüyanın diliyle bilimsel tahlillerin, bireyleri ve aileleri daha mutlu bir ortama götürebileceğini göstermeye mütevazi bir katkıda bulunmaya çalıştım.
Aile mutluluğunun en önemli ögelerinden birini, o nedenle seçtim.
Böyle pekçok örnek yorumun yer aldığı ve bilimsel izahların yapıldığı "DOĞANIN UNUTULAN DİLİ: RÜYA" adlı yapıtı, her aileye tavsiye ederim. (Erol Coşkuner - Davranış Bilimleri Enstitüsü: 12)

Cumhurbaşkanlığını yaşamının katsayısı gibi görme rüyaları var...
Ayrıca...
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu da, Başbakan Mesut Yılmaz'a "Efendim, dün gece sizi rüyamda Cumhurbaşkanı seçilmiş gördüm" demiş.
Bu rüyanın arkasından, yukarıdaki satırlarda gördüğünüz gibi hiç ummadığınız anlamlar çıkabilir.
Erol Bey'e başvursunlar.



Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr