İktidara göre silahlı PKK’lıların sınırdan çıkmaları hazirana -hadi bilemedin- temmuz sonuna kadar tamamlanmış olabilir.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin daha dün bunu TV’de vurguladı.
Kandil’in patronu Murat Karayılan ise Hasan Cemal’e son PKK’lının çekilmesinin sonbahara sarkabileceğini söyledi.
Takvim yapraklarına göre sonbahar başlangıcı 21 Eylül...
Devletle Kandil arasında süreçte ilk aşamanın tamamlanma tarihi için çok da farklı değil tahminler.
Ama...
Süreçte “taraf” olmayan kimileri takvimi yaymaya başladılar.
“Aralık sonlarından” bahsediyorlar.
.........................
Böyle sündürme söylemleri süreci sulandırır.
Rüzgar sönerse yelkenler pörsür.
Heyecan inişe geçer.
Süreç hız keser.
“Umut psikolojisi” yerini “Bu kez de olmayacak galiba” karamsarlığına bırakır.
İNANDIRICI OLMAK
TAKVİMİ yayanlar -inandırıcı olmak için- önce “fiziki koşullar” gerekçesini bir yana bırakmalılar.
Yani...
“Silahlı PKK’lılar sadece sınırdaki Hakkari’de değiller ki... Dersim’de, Karadeniz’de olanlar da var. Onların sınıra kadar gelmeleri ve çıkış yapmaları zaman alır” gibi sözlerden vazgeçilmeli.
Çünkü...
Sonbahara, hatta aralık ayına yaydıkları takvimde, bırakın Dersim’i, Karadeniz’i bir yana, Antakya Avanos dağlarındaki PKK’lıları da...
Yunanistan-Bulgaristan sınırındaki Edirne’de olsalar bile Güneydoğu sınırına kadar olan mesafeyi yaya olarak çok daha kısa sürede geçerler.
.........................
Bu düşüncemi paylaşmak üzere eski bir PKK önde gelenini aradım.
1999 yılında Türkiye’ye Abdullah Öcalan’ın işaretiyle ilk gelen grup içindeydi.
Yargılandı.
Uzunca süre hapis yattı.
Sonraları Kürt hareketi siyasi aktivistleri ve teorisyeni olarak yaşamını sürdürdü.
Kürt sorununa çözüm için etkili bir STK olan “Ekopolitik’te” yer aldı.
Bir süredir aynı alanda faaliyet gösteren “Barış Meclisi’nin” kurucu üyesi...
Dağ pratiği ve teorisinden geldiği için kafamdaki soruyu ona da yönelttim.
“Türkiye-’nin neresinden olursa olsun dağdakilerin Güneydoğu’daki sınıra ulaşması için fiziki olarak bu kadar zamana ihtiyaçları yok, peki bu zamana yayma/takvim sündürmenin sebebi nedir?”
.........................
Aldığım cevap Karayılan referanslı oldu.
Karayılan, Hasan Cemal’e “orta kademedeki tereddütlerin giderilmesi için zamana ihtiyaç olduğundan” bahsetmişti.
Orta kademe nedir?
Dağdakilerin “bölük, takım, manga komutanları” cevabını verdi.
Yani...
Böyle bir paralel askeri düzenleme, hiyerarşi mi var?
Evet, öyleymiş.
“Aksi halde bu kadar kişi bir disiplin içinde nasıl tutulur” dedi.
Onların ikna edilmesi mi gerekiyor?
“İkna değil de adaptasyon diyelim” cevabını verdi.
Bunun da zaman alabileceğine işaret etti.
.........................
Örnek verdi:
“1999’da PKK sınır dışına çıkarken bazı unsurlar buna uymamış, Türkiye’de kalmışlardı.
Palu ve Hani’de mesela...
Bir bölük kadarı tasfiye olmuştu.
Bazıları teslim alınmıştı.
Bazıları yaralı ele geçirilmişti.
Bazıları da ölmüşlerdi.
Hapiste onlardan bazılarıyla karşılaşmıştım. Konuşmuştuk.
Bu defa zaman iyi kullanılırsa böyle durumlar olmaz.”
.........................
Elbette çok aceleye getirip süreci rayından çıkarabilecek yanlışlardan sakınmak gerek.
Bilinçli, planlı ve soğukkanlı ilerlemeli süreç.
Ama...
Bu bir “kaplumbağa, tavşan hikayesi” değil.
Günümüzde kaplumbağalar La Fontaine’i mahcup ediyor.
Kaplumbağa “menzil-i maksuda aheste giderken”, tavşan birkaç tur atmış oluyor.
Daha önce barış süreçlerinde örgütlerin tamamı zaten silah bırakmadılar.
Bazı unsurlar silahlı mücadeleyi sürdürdüler ama ana akımın yanında marjinal kaldılar.
Türkiye için de bu kural geçerlidir.
PKK’nın bazı unsurları ana akıma uymayabilir, dağdan ayrılmayabilir ama “marjinal” kalırlar.