İlginç bir iddia.Yerkürenin, Fidel Castro ile birlikte en eski siyaset profesyoneli Denktaş, bir kallavi "sarmaya" almak hazırlığı seziliyor.Her şeyin, "Denktaş, daha başından ipleri kopartır. Toplantı başlamadan biter... Yahut oturur, ipe un serer" yalın ve sığ mantığı çerçevesinde kalacağını sanmak saflık olur.Oyun daha ince ayarlı. Çünkü sadece Denktaş değil, kerhen müzakereci Papadopulos da masada. Rauf Denktaş, masaya oturduğunda denizin bittiğini görecektir. Yani artık, önünde yıllardır kulaç attığı deniz çekilmiş olacak. Ayakları yere basacak... Önce şu "Denktaş, bu kez, denizin bitmiş olduğunu görecek" şifresini çözmeye çalışalım.Söylemin bütünü şöyle:"Rauf Denktaş, Genel Sekreter ile yapacağı görüşmede denizin bittiğini görecektir. Böyle bir durumda ya yeni koşullarda Ankara ile uyumlu olarak görüşmelere devam edecek ya da görüşmecilikten ayrılacak, hatta Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa edecek. Böyle bir karar vermesi durumunda da büyük olasılıkla sessizce köşesine çekilecek."Satırların yazarı, Lefkoşada yayımlanan KIBRIS gazetesinin iyi haberler almasıyla ünlü gazetecisi Hasan Hastürer.Köşe yazıları KKTCde yeni iktidarın - özellikle Başbakan M. A. Talatın - görüşlerine "yakın" bilinerek izlenen Hastürer, çok zor bir olasılık görünse de altı çizilerek okunması ve ileride de hatırlanması gereken işaretler vermekte... Köşesine çekilirse Bakınız nasıl?..Denktaşın çekilmesi halinde bile, görüşmelerin, Talat ve Serdar Denktaşla, Ankaradan Uğur Ziyal ve Deniz Bölükbaşı lojistiğinde süreceği Hastürere göre çok da hafife alınmaması gereken bir seçenek.Genel Sekreter Annanın, Denktaş kadar Talatı da muhatap almakta oluşu neden ki!Böyle bir durumda, görüşmeler kendisinin yokluğunda ve kendisine rağmen yürüyor olursa, Denktaşın Cumhurbaşkanlığında da kalamayacağı düşünülebilir.Sözün özü şu...Türk ve Rum tarafları ve de Annan, daha görüşmeler başlamadan masayı bırakmak, kalkmak şansına ve lüksüne sahip değiller.Denktaş bunu yapma girişiminde bulunursa, Türk tarafı müzakereci değiştirir.Değişikliği, Türkiye ve KKTC kamuoyuna anlatmak hiç de zor olmaz.Denktaş masaya oturur ve takvimi belli yol haritasını izlemezse, yine müzakereci değişimi gündeme gelebilir.......Ankaranın Annan planı için kırmızı çizgileri hiç mi görüşülmeyecek, masaya konulmayacak ve tartışılmayacak?Elbette o kırmızı çizgiler için masada kazanç önemli.Keşke, Denktaşın Annan planı referansı ile 1 Mayısa kadar çözüm sağlamaya gönlü olsa... Hukuk bilgisi, siyaset ufku, ince zekası, siyaset deneyimi ile çıtayı çok yükseklere çıkararak sonuçlar alabilir.Ama gönlü yok.New Yorka adeta adımları geri geri basarak gitti.Giderken de olumsuz sayılabilecek her şeyi söyledi.Buna karşılık diğerleri daha deneyimsiz olsalar da çözümü istiyorlar. Pozitif yaklaşıyorlar. Ankara ile uyum halinde ve yapıcı olarak müzakerelerle kırmızı çizgiler için belki de uzlaşma formülleri bulabilirler. Çünkü...Hoşgörü ortamında uyum arayışları sonuç almaya daha yakındır. Geçmişe ve anlaşmamaya kilitlenmiş, masaya kerhen oturulmuş ortamlarda çözüm olmaz.......Türk tarafı ve özellikle Türkiye iyi niyetini hiçbir kuşkuya alan bırakmaksızın kanıtlamalıdır.İlkeli sonuç alınırsa, fevkalade...Ama...1 Mayısta çözüm olamasa da, bu içtenlik kanıtı ABden tarih almak aşamasında referans olabilir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Denktaş Jr ile devam