Ankara'daki üniversite yıllarımızda, ünlü bir iş adamı şöyle demişti:
"Bizim çocuklar üniversiteyi kazanamadılar.Onlar için bu özel yüksekokulu kurdum.
Okurlar, mimar olurlar."
O okul, bir süre sonra özel yüksekokulları yasaklayan kanun çıkınca kapandı.
İş adamı iyi niyetliydi.
Oğulları da sevdiğimiz arkadaşlarımızdı.
Gerçekten...
İyi birer mimar oldular.
Ama...
Zihniyet sakattı.
"Bizim çocuklar madem üniversiteyi kazanamadılar, o halde özel bir yüksekokul kuruvereyim onlara" felsefesiyle özel üniversite olur mu?
O tarihte, bu zihniyetle kurulan özel yüksekokullara büyük tepki vardı.
Hele
özel hukuk fakültesi de kurmak girişimleri de olunca, çömlek patlamıştı.
Dönemin genç
Ceza Hukuku Profesörü ve
Ankara Hukuk Fakültesi'nin
Dekanı Uğur Alacakaptan'ın başında olduğu güçlü bir demokratik sivil hareket başlatıldı.
"Bari özel harp okulları da kurulsun" sloganları da atıldı.
Özel yüksekokullar yasaklandı.
Nereden nereye
Aradan
30 yılı aşkın süre geçti.
1999 Türkiyesi'nde hocam
Prof. Uğur Alacakaptan'ın dekanlığını yaptığı
Bilgi Üniversitesi'nin
Hukuk Fakültesi ve gene özel statüde olan
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi, YÖK sınavlarında öğrencilerin en çok tercih ettikleri ilk üç arasında.
Özel üniversiteler, genellikle devlet üniversitelerine tercih ediliyor.
Ama...
Tabii
"bizim oğlanlara okusunlar diye yüksekokul kurduk" zihniyeti ile değil.
Batı örnekleri model alınarak, sağlam bir hukuk zemininde kuruluyorlar.
Bunlar
kar amaçlı olmayan vakıf üniversiteleri.Çok şey kazanmış oldukları bu topraklara kendilerini borçlu hissedenler, çıkar beklemeksizin sadece katkıda bulunmak üzere hizmet sunuyorlar.
Vehbi Koç'un rüyasıydı
Açılış töreninin hay huyundan arınmış bir ortamda, gereken zamanı ayırarak
Koç Üniversitesi kampusunu gezdim.
"Özel yüksek okullara hayır" tavrını koyduğumuz yıllardan arkadaşım,
- ODTÜ'de okuyordu - Yüksek Mühendis Tamer Şahinbaş, Koç Üniversitesi tohumunun ilk atıldığı günlerden itibaren, her aşama boyunca projenin içindeydi.
Kampusu saatlerce gezdirdi.
Mimarisini, fonksiyonel amaçlarını, felsefesini anlattı.
Üniversite kampusu, Doğu - Batı aksı üzerine kurulmuş. Çünkü, güneş ve bilimin aydınlığı Doğu'dan doğar...
Merhum
Vehbi Koç'un bu fikrini aileye açtığı ilk günden başlayarak, şu aşamaya varıncaya kadar olan çileli hukuk yolculuğunu dinledim.
İnsanlara mahsus
Önce şu orman katliamı iddiası...
Böyle bir durum kesinlikle yok.
Ormanın ortasında varolan boş bir alan değerlendirilmiş.
Koç Üniversitesi, yörenin en yüksek teknolojisine sahip en etkin yangın söndürme sistemini oluşturmuş.
Ayrıca...
Batı'da ormanlar insanlara açıktır.
Böylece ormanlar, orada yaşayan insanlar tarafından gözleri gibi korunur.
Bizde ise neredeyse orman girişlerine
"hayvanlara açıktır, insan giremez" levhası koyacağız.
Hukuk macerasını uzun uzun anlatmayayım.
Ama
Danıştay kararına rağmen, yine başlayan iddialar için birkaç satır...
- Danıştay'ın iptal ettiği imar durumu,
Sarıyer Belediyesi'nden yeniden alındı.
- Orman İdaresi'nden ücretsiz tahsis, ücretli tahsise dönüştürüldü.
Yani...
En azından iptal kararının bu iki dosyasında yeni bir hukuki durum var.
Anayasa Mahkemesi'ne yapılan göndermeye gelince...
İptal edilen yasa yerine,
orman alanı tahsis kriterlerini belirleyen yasanın henüz çıkmamış olduğu gerçeğini belirtmeliyim.
Meclis, bu yasa boşluğunu doldurduğu takdirde, herhalde o kriterlere en uygun kurumlardan biri de
Koç Üniversitesi olacak.
Mükemmeliyetçilik
Mimarisi, fakülteleri, kitaplıkları, öğretim kadrosu, sosyal alanları ile
Koç Üniversitesi, ABD'nin
"sarmaşık liginde olanlar" düzeyinde bir eğitim kurumu.
Üniversite kampusu, Doğu - Batı aksı üzerine kurulmuş. Çünkü, güneş ve bilimin aydınlığı Doğu'dan doğar...
Oradan yetişenler, uygar bir yaşam stili de kazanacaklar.
Merhum
Vehbi Koç'un el attığı her işte temel felsefesi olan
mükemmeliyetçilik seziliyor.
Yattığı yerden kendi ilkeleriyle bu okula ve kuruluş mücadelesine kendi ruhunu yansıtıyor.
Üniversite kampusunun meydanına Vehbi Koç'un bir heykeli dikilecek. Gençler, bir Amerikalı tarafından yapılan bu heykelin yanına oturacaklar, onun tavsiyelerini hissederek algılayacaklar.
Galatasaray, Sabancı ve Bilgi üniversitelerini, Beyoğlu'nda bulunan Akademi'yi ayrıca anlatacağım.Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr