ANKARA’-daki menfur katliam üzerine“Sathı müdafaa” diye bir yazı yazmıştım.
Teröre karşı herkesin/hepimizin omuz omuza vermemiz gerektiğini vurgulamıştım.
Bu bağlamda önemsediğim bir gelişmeye tanık oluyoruz.
.........................
Yeni Şafakgazetesi önemli bir kampanya başlattı; “BAŞKA TÜRKİYE YOK...”
Hangi siyasi görüşten, hangi inançtan, hangi etnik kökenden olursa olsun herkesi/hepimizi “teröre karşı omuz omuza vermeye”çağıran bu girişimi alkışlıyorum.
“Yeni Şafak’la siyasi görüşlerimin örtüştüğünü”söyleyemem.
Ancak başlattığı hareket tarihidir.
Zamanlaması doğrudur.
Türkiye insanının çok büyük çoğunluğuyla duygularını yansıtıyor.
“Ortak aklı”temsil ediyor.
Kolektif tepkiye tercüman oluyor.
.........................
Yeni Şafak gazetesinin manşetleri, toplumun kanaat önderlerinden“katılım” mesajlarıyla da desteklenmekte.
Ne yazık ki...
CNN gibi birkaçı dışında medyanın bu önemli girişime yeterince omuz verdiği izlenimini alamadık.
Çoğu gazete ve TV olayı -neredeyse- görmezden geldi.
Özellikle AK Parti mahallesinin bu heyecanı paylaşmaması dikkat çekici.
Oysa...
Asıl AK Parti’nin bu olayın üzerine atlaması gerekmez miydi?
Zaten Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu bir süredir “Hangi kökenden, hangi inançtan olursak olalım terör karşı tek vücut mücadele edelim” diye seslenmiyor mu?
Peki...
Bunun için Yeni Şafak’ın başlattığı kampanyada neden “sahiplenmeye” tanık olamıyoruz?
.........................
Yoksa...
“1 Kasım öncesi kutuplaşmaları, sert ayrışmaların çözülmesi halinde oyların geçirgenliği artabilir”kaygısı mı?
Tansiyonu yüksek tutarak kendi tabanında safları sıklaştırmak ve böylece oy firesini önlemek siyaseti mi?
Gerilim politikalarının safları kırmızı çizgilerle birbirinden ayırdığı oyları stabilize ettiği gerçeği karşısında böyle soru işaretleri üşüşüyor zihinlerimize.
.........................
Yeni Şafak güzel bir “çıkış” yaptı.
Ama...
Galiba “dar alanda kalacak” gibi görünüyor.
Acaba Yeni Şafak yönetimi bu “birliğe çağrı” kampanyası fikrini diğer gazete ve TV’lerle paylaşsaydı, bir “ortak hareket” haline dönüştürseydi çok daha büyük ses getirmez miydi?
Yani...
Aynı günün sabahı Türkiye’deki bütün gazeteler bu“teröre karşı birlik” manşetleriyle yayımlansaydı etki katsayısı çok daha yüksek olmaz mıydı?
Bu çağrı Türkiye’nin ağırlıklı kurumları, kanaat önderleri desteğiyle hep birlikte yapılamaz mıydı?
Gerçekten milletimizin nabız atışını, yürek sıcaklığını, ortak aklı, teröre karşı kolektif tepkiyi yansıtan Yeni Şafak’ın kampanya fikri böylece gündeme olduğu kadar siyasete de damgasını vururdu.
Türkiye’nin bütünlüğüne ve geleceğine mayın döşeyen karanlık odaklara “caydırıcı” etki yapabilirdi.
Gene de “farkındalık” yaratan bu çağrıyı alkışlıyorum ve hepimizi bu meşalenin yanmayı sürdürmesi için gayret göstermek sorumluluğuna dikkat çekmek istiyorum.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025