Hayli alçaktan uçuyoruz. Pilotumuz olan subaya soruyorum: "Aşağıda PKK var.Bu kadar alçaktan uçmak tehlikeli değil mi?" Cevabı şöyle oluyor."PKK, tepesinden geçenin Türk mü Amerikan helikopteri mi olduğunu anlayamıyor, o yüzden ateş etmez. Ya Amerikan helikopteri ise diye düşünür.Yakın zamana kadar Amerikan helikopterlerinin karnına US harfleri yazılıydı.PKK, USi görünce ateş etmezdi. Biz yüksekten uçmak zorunda kalırdık.Sonra... ABD helikopterlerinin karınlarındaki US yazılarını sildirttik.Böylece PKKlılar tepelerindeki helikopterin Amerikan mı, Türk mü olduğunu anlıyamıyorlar."Gerçekten...Dere yataklarından, dağ yamaçlarından yere çok yakın uçtuk.Çatışmaların en yoğun olduğu dönemdi, fakat tek mermi sıkılmadı.Oysa daha önceleri PKK, helikopter düşürmüştü. Şehit vermiştik. Bir Türk helikopteri... Kuzey Iraka doğru yol alıyoruz. Çanlar kimin için? Kuzey Iraka Türkiye ve ABD güçleri girecek. Yörede bu iki devletin uçakları uçacak.Peki, Kuzey Irak Kürtleri, uçaksavarları kime karşı kullanacak.ABDye mi?..Zaten onların göbekleri ABDye bağlı.Uçakların göbeklerinde de nal kadar US damgası olacak.O halde Türk uçaklarına karşı kullanmak için istedikleri açık.Yörede 5 bini aşkın PKKlı var. Onların da eline geçebilir.Türkiye, Kuzey Irak Kürtlerine dağıtılacak silahlar konusunda dikkatli olmakta ve denetimi paylaşmak istemekte haklıdır.Kürt parlamentosunun(!) "Kuzey Irakta, önlem için mevzilenecek Türk kuvvetlerini neredeyse - İŞGALCİ - diye nitelemeye kadar uzanan" tepkisi Türkiyenin duyarlı olması gereğini vurguluyor. Bu anı, İskenderun Limanına çıkartılan uçaksavarlar "Kuzey Irak Kürtlerine verilsin - verilmesin" tartışmaları için bir ölçüttür. İnanılmaz manzara Irak Türkiye sınırındayım.100 binlerce Kuzey Irak Kürdü, topraklarımıza sığınmış.Sınırın hemen beri yanında binlerce çadır.Buz gibi havada solgun yüzlü bebeler, titreşen insanlar.Doğa, tahrip edilmiş. Ağaç kabukları soyulmuş. Aç biilaç dalga dalga ulaşanlar, ağaçların kabuklarını bile yemişler. Bitki örtüsü neredeyse yok olmuş.Ve art arda gelen yardım kamyonlarıyla ekmek - yemek dağıtılıyor.O sırada binlerce sığınmacı Kürt insanının gözlerinde parlayan sevinç ışıkları ve şükran unutulmaz.Türkiye o zaman Kuzey Irak Kürtlerine kucak açmıştı. İşgali düşünmemişti. Şimdi mi düşünecek?Barzaninin ve Talabaninin o zaman da kuvvetleri vardı ama Saddamın kıyımına ve göçe engel olamamışlardı.Değişen ne?Türkiyenin bu kez göç dalgasını daha Irak topraklarında göğüslemesi, geçmiş deneyimin ışığında aklın yoludur. Türk güçlerinin varlığı, sivil Kürtler, hatta Kuzey Irak kuvvetleri için de Saddamın kıyıcılığına karşı güvence olur.Türkiye, hiç ödün vermemeli. Bir başka anı... Patriot eleği Tel Avivdeki bir otelde savaş izlenimleri yazıyorum.ABD, İsraile "Scud füzelerini avlayacağı" iddiasıyla Patriotları gönderiyor.Bunlar birer umut olarak Tel Aviv Havaalanına konuşlandırılıyor.Ancak Patriot ağı elek gibi.Scud füzelerinden bazılarını avlıyordu... Bazıları ise Patriotların arasından geçip İsraili vuruyordu.İsrailin zenginleri, Scudların erişemediği güneydeki turistik tatil kenti Elata gitmişlerdi. Kimileri ise İslam için de kutsal kent olan ve Saddamın füze atmayacağı bilinen Kudüse geçmişlerdi.Patriotlar, aslında füze avcısı olarak üretilmiş değillerdi. Birkaç teknik değişiklikle füze avcısı gibi kullanılıyorlardı.İsrail, o nedenle sadece füze avlamak için Arrow avcı füze sistemi projesini hayata geçirdi.Patriotlar aradan geçen süre içinde ne kadar geliştirildi, savaş çıkarsa göreceğiz.Ancak çok kritik yörelere, Türkiyenin, İsrailin ürettiği Arrow füze avcılarını yerleştirmesi gerekir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Körfez Savaşının başları... Saddamın Scud füzeleri İsrail başkenti Tel Avive düşmekte...