Bugün Kimilerine bu, "reklam vitrini" olarak görünmüş olabilir.Oysa... Hiç de öyle değil. Ahtapotun kolları nerelere kadar uzanmış görüyoruz. Birkaç liralık kurşun, bir trafik kazası, bir bomba, savcının yaşamını noktalayabilirdi.Dünyanın başka ülkelerinde de bu tür büyük ve duyarlı operasyonları yürüten savcılar hedeftir.Örneğin... İtalya'daki "mafya-siyaset-derin devlet" üçgenini çökerten Palermo Savcısı Scarpinato, televizyon programımın konuğu olmuştu.Scarpinato, bu göreve atanmadan önceki savcıların durumuna bakınız... İlk savcı Falcone'nin otomobili, mafya babası Riina tarafından otoyolda kanalizasyona konan 1 ton dinamitle havaya uçurulmuş. Suikastta Falcone'nin yanı sıra çocukları ve korumaları da ölmüşler. Geride yanardağ krateri gibi bir çukur kalmış.Onun yerine gelen savcı Borsalino'nun da kaderi aynı. Mafya, 100 kilo dinamit dolu bir valizle onu da uçurmuş. İşte Scarpinato bu "Görevimiz Tehlike" dizisinin 3. savcısı... Scarpinato, "Mafyanın merkezi Sicilya'dan Roma'ya uzanan çizgide çok zorlu bir süreç yaşarken, her gece farklı bir güvenlik kurumunda kaldığını" anlatmıştı.Polis müdürlüklerinde, polisin sosyal tesislerinde ve daha çok askeri birimlerde, bizim orduevi benzeri mekânlarda kalırmış.Az şey değil.Sicilya'daki, Roma'daki siyasetçilerle ilişkideki mafya babasını, İtalya Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ikinci adamı Bruno Contrado'yu hapse attırmış, 7 kez başbakanlık, 35 kez bakanlık yapmış olan Andreotti'yi yargıç karşısına çıkartmış. Scarpinato, bu arada "sosyalist-eski" Başbakan Craxi'nin de üzerine gitmiş, adam ülkeden kaçmış.Yani... Savcı Scarpinato arı kovanının değil, eşekarılarının yuvasına çomak sokmuş.Fotoğrafta da görüyorsunuz, savcı Scarpinato müthiş bir korumayla görev yapıyormuş. Zekeriya Öz nasıl korunuyor bilmem ancak bu cesur ve dürüst kanun adamının, ailesinin güvenliği sağlanmalıdır.Bırakınız zırhlı aracı, bir otomobili ve tek bir koruması bile olduğunu sanmıyorum. Bütün bunları yapan Scarpinato nasıl bir kişi?Bilim adamı görüntüsünde sakallı, neredeyse omuzuna kadar inen saçlıydı. Mütevazı giyimli ve mütevazı tavırlıydı. Yumuşak sesliydi. İtalyanların tersine, hiç de konuşkan değildi.Boş zamanlarında bir film senaryosu üzerinde çalışmaktaydı.O, "kadife eldiven içindeki demir yumruk"tu. Savcı Zekeriya Öz, Ergenekon örgütünü çökerten çalışmalarını yaparken, çoğu kez -güvenlik kaygısıyla- emniyet binalarında yatıp kalkmış. Savcı Scarpinato korumalarıyla birlikte. Scarpinato ile Kanal D'deki çalışma odamda. Sinemalarda oynayan "BEN EFSANEYİM (I Am Legend)" filmi için çok şey yazıldı ama en duyarlı noktasına değinen olmadı. Olay neden 2012 yılında geçiyor? Evet neden? Filmin konusu şu...Bir doktor, kanserle mücadele edecek "taksi virüs" keşfediyor.Yani... Bu virüs kana verildiğinde damarlarda yolculuk yaparak kanserli organı buluyor ve kanserli hücreleri yok ediyor.Fakat... Bu virüs değişime uğrayarak tehlikeli bir salgın haline geliyor. Çok kısa sürede tüm insanlığa bulaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 98'i ölüyor. Geri kalanların çok büyük kısmı, bu virüsle insanlık özelliklerini yitiriyor. Canavara dönüşüyorlar. Sadece bağışıklık sistemi çok güçlü olan birkaç kişi yaşamını sürdürebiliyor.Onlardan biri de filmde başarılı bilim adamı rolündeki Will Smith... Gelelim "neden 2012" sorusuna... "Maya" inançlarına göre 2012'de kıyamet kopacak. "Maya"lar, 2012 için "zamanların sonu" diye öngörmüşler.Başka bir yorum ise... "2012'de bu yok olmanın, insanlığın yeniden yukarı çıkış yaşayacağı altın çağın başlangıcı olacağı" yolunda. gunericivaoglu@milliyet.com.tr 'BEN EFSANEYİM' VE 2012
