Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2014 yerel seçimleri için Türkiye’deki toplum psikolojisi, 1989 yerel seçimleri öncesini andırıyor.
Özal başbakandı.
Halk Özal’ın başında bulunduğu ANAP iktidarının düşmesi sonrasında ülkenin siyasi istikrarsızlığa girmesinden endişeliydi.
Fakat...
Gene de tepeden bakan yeni tavırlarına tepkiliydi.
ANAP’a karşı reklam kampanyasını yürüten Yorum Ajans bu “ikilemi” iyi teşhis etti ve kampanyayı “Özal’a bir ders verin” sloganı ekseninde ördü.
Yani...
“Mademki bu bir yerel seçimdi, iktidarı değiştirebilecek genel seçim yapılmıyordu, kullanılacak karşı oylar Özal’a tepkiyi yansıtacaktı ama ANAP iktidarı sürecekti.”
Koalisyonlarla belirsizliğe sürüklenmek riski yoktu.
Toplumun nabzını iyi tutan bu kampanya beklenen sonucu verdi.
ANAP, Özal’lı yılların en düşük oyunu aldı; “yüzde 21,80...”
DYP’nin arkasından 3’üncülüğe düştü.
Hatta Özal gecenin ilerleyen saatlerinde “istifayı” bile düşündü, sonra vazgeçti/vazgeçirildi “yola devam” etti.
“Özal’a ders verin” kampanyasıyla SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) ise 28,69 oyla birinci oldu.
.........................
Bütün kamuoyu araştırmaları Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’sini açık ara önde gösteriyor.
Yerel seçim için ön analiz yaparsak oy dağılımı şöyle:

AK Parti’nin “kemikleşmiş” oyu yüzde 25 dolaylarında.
CHP’nin de yüzde 25...
MHP ve BDP ile marjinal partilerin toplam oyları için yüzde 25 demek yanlış olmaz.
Yerel seçimin sonucunu belirleyecek bu son yüzde 25 neyi ister?
1- Ekonomik durum bozulmasın.
2- Bunun için siyasi istikrar sürmeli.
3- Bu kesimin gelenek, inanç damarları da -AK Parti’nin kemikleşmiş tabanı kadar değil ama- güçlü, demokrasiyi benimsiyor.
O halde seçim sonuçlarında belirleyici olacak dördüncü yüzde 25’lik kesim -çok zorunlu olmadıkça- iktidar değişikliği için hazır değil.
Fakat...
AK Parti’deki otoriterleşme ve yolsuzluk algısı ile “rahatsız/tedirgin.”
30 Mart’ta yapılacak yerel seçim iktidar değiştirmeyeceğine göre, “rahatsızlık ve tedirginlik” tepkisini oylarına yansıtabilir.
Böyle bir psikoloji hissediliyor.

.........................
Elbette başka etkenler de var.
Ekonomik durum bunlardan en büyük katsayıya sahip olanı.
Ama...
30 Mart’a kadar başta döviz kurlarındaki sıçramalar olmak üzere eksilerin fiyatlara yüksek oranlarda yansıtılmayacağı söylenebilir.
Uçuşan yolsuzluk dosyaları da önemli.
Ne var ki şimdilik atıldığı yerlerde patladı ve tahribat yaptı.
Fakat parça tesiri yüksek değil.
AK Partili Anayasa komisyonu başkanı Prof. Burhan Kuzu’nun “42 ilde cadı avı başlatacaklardı, 2 bin kişilik liste yapmışlar” söylemi gerçeği yansıtıyorsa binlerce dosya çekmecelerde kalmış.
Gerçi bunların kopyaları birilerinin ellerindeyse bile savcılıkların operasyonlarına tanık olunmadıkça 17 Aralık tahribatı beklenmemeli.
..........................
Sonuç:
İktidarı değiştirmeyecek, siyasi istikrarı bozmayacak, ekonomiyi kaosa götürmeyecek “sadece yerel yönetimleri belirleyecek” 30 Mart sandıklarından AK Parti’ye toplumun “ayar mesajı” ya da başka deyişle “ölçülü mesafe koyuş” tavrını çıkartabilir.
AK Parti oylarında “hesaplanmış tepki” sonucu düşüş beklenebilir.
Aynı tepki yazın yapılacak Cumhurbaşkanı seçimlerinde de görülebilir.
Ancak...
Genel seçimlerde “iktidar değişikliği riski taşıması” nedeniyle Ak Parti oylarında toparlanma olasılığı -bugünden bakarak- ağır basıyor.
Bir şey daha...
1989’da “Özal’a ders verin” kampanyasını yapan Yorum Ajans bu kez Mustafa Sarıgül’ün kampanyasına imza atacak.