Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Ermeniler'e soykırım yapıldığı" yolundaki iddiaları yansıtan yabancı dilde kitap sayısı 26 bin.
Buna karşı, Türkler'in de tezlerine yer veren yabancı dilde kitap sayısı 10'u geçmiyor.
Yabancılardan; Show, Prof. Bernard Lewis, Heath Lowry, Justin McCharty ve belki birkaç isim daha...
Bizden; Büyükelçi Kamuran Gürün, Selami Samyel...
Onların kitapları da sadece 5'er bin basılmış.
Üstelik... Ermeni örgütleri tarafından satın alınarak yokedilmiş.
Yeniden bastırmamışız.

Ermeniler, bütün dünyada kendi tezlerini savunan politikacılar, yazarlar ve tarihçilerle, her yıl birkaç toplantı yapıyorlar.
Biz ise iki...
Yıllar önce 70'i aşkın çok değerli Amerikalı bilimadamı tarafından bir bildiri yayınlanmasını sağlamıştık.
Bildiride, "Ermeniler'e soykırım iddiasının kabul edilemeyeceği ve rakkamların yanlış olduğu, Türkler'in de milyonlarca kayıp verdiği" görüşleri yer alıyordu.
O tarihçilere sahip çıkmadık. Çoğunu darılttık.
Bazıları, Ermeni terör örgütleri tarafından mahkemeye verildi. Büyük tazminatlar istendi ve sindirildiler.
ABD'de Türkiye Araştırmaları Enstitüsü kuruldu.
Ama... Buna karşılık, 15 Ermeni enstitüsü ve araştırma merkezi faaliyet göstermekte.
1990'da ise 11'inci Uluslararası Tarih Kongresi'ne çeşitli ülkelerden tarih adamlarını davet ettik.
Ermeniler'den de Prof.L.Marashlian ve asistanı geldi.
Orada bir öneride bulunduk:
"Türk, Rus, İngiliz, Fransız, Amerikan ve Alman arşivlerinde çalışalım. Belgeleri toplayalım. Uzmanlar önünde konuyu tartışalım. Biz, böyle bir çalışmadan çıkacak sonucu saygıyla karşılarız"
Bu, "kararı tarihçiler versin" girişimini de sürdüremedik.

Ermeni teröristler, Türkiye'nin 52 diplomatını öldürdüler.
Acaba, bu cinayetler kıyım değil mi?
Ama anlatamadık ki...
Gene 1980'li yıllarda Türkiye'de "Task Force" kuruldu.
Bu kurum, Yahudi ve Ermeni kökenli vatandaşlarımız, işadamları, tarihçiler, büyükelçiler, uluslararası uzmanlar, Dışişleri Bakanlığı'nın İstihbarat Araştırma Dairesi ile Genel Kurmay, MİT, Emniyet ve MGK'dan oluşuyordu.
Türkiye'nin güncel her duyarlı konusunda çalışmalar yapıyordu.
Bunlar da tavsadı.
Daha Milli Mücadele yıllarında, Amerikalı General Harbord'un, Ermeni kıyımı iddialarını büyük ölçüde çürüten raporu vardı.
O rapordan dünya kamuoyunun ne denli haberi oldu ki...

Ermeni yurttaşların zorunlu göçü bağlamında, Osmanlı'nın valiliklere gönderdiği tarihi yönetmelikten bazı satırlar...
"Göçeden Ermeniler'e ait tüm binaların mühürlenerek emniyet altına alınması... Ermeniler'e ait bozulabilecek eşya, hayvan ve tarladaki ürünlerin açık arttırımla satılması ve bedellerinin onlar adına valiliklerde emanete alınması..."
Bu yönetmelik hiç "soykırım ve katliam" talimatının izlerini taşıyor mu?
Hitler Almanyası, Yahudi soykırımında böyle mi yapmıştı?
Bu belgeleri, ABD Kongresi'nde, İtalya ve Fransa Meclisleri'nde ya da Avrupa Parlamentosu'nda duyurabildik mi?
Fransa'ya karşı bir dizi tepki koyuyoruz.
Ya ahtapotun kollarının uzanacağı diğer ülke parlamentoları?
Yedi düvelle kavgalı mı olacağız?
Dünyadan, AB'den kopmamız, zaten Ermeni Diasporası'nın hedefi değil mi?
Elbette Fransa'ya, ibret olacak tepkiler uygulanmalı...
Ama, önce şu 15 günlük Anayasa Mahkemesi'ne başvurma süresi değerlendirilmeli.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu başvurusu için, haklılığımız iyi anlatılmalı.
"Akılcı, etkin sağduyulu" girişimlerde bulunulmalıdır.