Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Öğretmenler Günü bağlamında 48 saat gecikmiş bir yazı...
Tüm öğretmenlerimi sevmişimdir.
Ancak aralarında bazılarının yaşamımda özel yerleri vardır.
İlkokulda Hatice öğretmenim... Nasıl da harika bir insandı. Bana verdiği en önemli ders, çalışma tutkusudur.
Bütün gazetecilik hayatımda hiçbir zaman "tek işim" olmadı.
İki, üç, bazen dört işi bir arada yürüttüğüm oldu.
Şimdi bile gazetede her gün yazmanın yanı sıra TV programım var. Üniversitede ders veriyorum.
Çok da keyif alıyorum. Hatice hocamı anıyorum.
İnsan sevdiği işi yapınca yorulmaz.

Öğretmenlerin simgesi

Sevgili öğretmenlerim

Uzun sayılabilecek bir ara... Refet Angın gibi çok muhterem bir insanla tanıştım.
Okuduğumuz özel okul ansızın kapandı.
Yılın bitmesine ve bitirme sınavlarının başlamasına sadece 3 ay vardı.
Bakanlık tüm öğrencileri Ankara'nın çeşitli okullarına nakletti.
Biz bir grup son sınıf öğrencisi de Bahçelievler Deneme Lisesi'ne gönderildik.
Özel okuldan geldik diye devlet okulunda pek de iyi karşılanmamıştık.
Yakınlık gösteren birkaç kişi arasında merhum Uğur Mumcu 'yu ve Halkçı Parti/Sosyal Demokrat Halkçı Parti lideri Profesör Aydın Gürkan'ı hatırlıyorum.
Hocalar da genellikle bizi biraz yabancı gibi görüyorlardı.
Refet Angın Hocam hariç.
Refet Hoca, cumhuriyetin ilk kadın öğretmenlerinden biridir. Kuvayı Milliye üyesi ve İstiklal Savaşı'na katılan Gelibolu Emniyet Amiri Hafız Şerif Bey'in kızıdır.
Daha çocuk yaşta Atatürk'le karşılaşır...
Onun "Büyüyünce ne olacaksın çocuk?" sorusuna "öğretmen" cevabını verir.
Atatürk'le konuşma şöyle sürer:
"- Ne öğretmeni?"
"- Matematik."
"- Hayır. Tarih öğretmeni olacaksın. Çünkü nesillere tarihlerini öğretmek en önemli görevdir."
Refet Hocam Tarih öğretmeniydi. Lisenin müdürüydü.
Aradan yıllar geçti.
İlk Öğretmenler Günü'nde yılın öğretmeni seçildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nden "Onursal Doktora" unvanını aldı.
İstanbul Kâğıthane'de onun adını taşıyan bir de ilköğretim okulu var.

Hocam ve dostum Alacakaptan
Sevgili öğretmenlerim

Gene uzun bir ara... Bu kez Hukuk Fakültesi'nde hocam Uğur Alacakaptan...
Aydın, ilkeli, kocaman yürekli bir insan.
Yaşı tutmadığı için hukuk fakültesi diplomasını Danıştay kararıyla alabilmişti.
En genç profesördü.
Profesör olduğu yıl Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı seçildi.
Uğur Hocam nişanımızı taktı, nikâh şahidimiz oldu.
Hem hocam, hem gurur duyduğum dostumdur.
Yazılarımda kuşkuya düştüğüm an, hâlâ onu ararım. Birlikte yemek yediğimiz saatler nasıl da keyiflidir. İşte böyle...
İlkokul, lise ve üniversite... Üç harika insanın bilgeliğinden yararlanma şansı.
Atatürk'ün çağdaşlık ilkelerini içselleştiren ve öğrencilerine öğreten tüm öğretmenleri sevgi, saygı ve minnetle selamlıyorum.

Haberin Devamı

GİYSİ, KİMLİK KARTIDIR

Sevgili öğretmenlerim

Melis Alphan gazeteye ilk geldiğinde yadırganmıştı.
Giyimi, tarzı hayli farklıydı... Sonradan alıştık. Doğal ve espriliydi.
Londra'daki London College of Fashion'da Moda Endüstrisine Yönelik Tasarım Teknolojisi bölümünde lisans eğitimi aldı.
Sadece diploması değil elbette, asıl, keskin gözlemlerini yansıttığı yazıları nedeniyle bunu yazdım.
Melis Alphan'ın "MODA MODA dedikleri" adlı bir kitabı yayımlandı.
Bu kitapta bir yandan dünya ünlülerinin giyimleri için yorumlar yapıyor, öte yandan Türkiye'nin moda üzerinden kültürel panoramasını çıkarıyor.
Modanın kültürel etkisini irdeliyor.
Gelenek ve modernlik, yerellik ve evrensellik, ulusallık ve küresellik...
Satırlarında yer yer modayla dalga geçiyor ama asla onu aşağılamadan ve küçümsemeden...