Şevval’den konser provası...

ŞŞEVVAL Sam’la bir “kostümsüz son prova...” 10 şarkı... Birbirinden güzel... Alaturkanın yanı sıra Karadeniz türküleri, Lazca, Ermenice, Zazaca, İspanya’dan göç eden Yahudi yurttaşlarımızın Türkçe ve İspanyolca karması Ladino diliyle şarkılar...
“İncecikten bir kar yağar. Ander Sevdaluk.
Karşıya çifte çamlar. Bir demet yasemen.

Dido. Kelelao. Elgajiye. Filistin ninnisi.
Bir de Ezidi şarkısı.”
Şevval siyah saçlarını arkadan küçük bir topuzla toplamış.
Kırmızı elbise, siyah yüksek ökçeler...
Tıpkı bir İspanyol kadını.
Sadece saçının arasına iliştirdiği bir kırmızı gül eksik.
İspanyolca da söyledi.
Ama o asıl bu toprakların kadını olduğunu hissediyor.
Türkiye’nin ve Mezopotamya’nın...
Ama bir “Bakmıyor çeşmi siyah” söyledi ki, aman aman...

BARIŞ KONSERİ
BU repertuar 27 Eylül Cumartesi Harbiye Açık Hava’da vereceği konserin provası gibi oldu.
Şarkıların bir kısmını o gece de söyleyecek.
Konserin adı “Toprak Kokusu.”
Akdeniz’in, Anadolu’nun, Trakya-Balkanlar’ın, Mezopotamya’nın, Kafkaslar’ın toprak harmanı.
“Kararında” felsefe de yaptık.
Şevval “kendimizi toprağa ait hissetsek daha çok barış içinde yaşarız” diyor.
Şu ayırımı özenle yapıyor:
“Toprağa sahip olmak değil, toprağa ait olmaktan bahsediyorum.”

ÇÖZÜM SEVGİ
İlişkilerde de “karşı tarafa sahip olmak değil, sahiplenmek ilkesinin” altını çiziyor.
Hatta “beklentisizliğini” de vurguluyor:
“Sevilmekten çok sevmeye ihtiyaç var. Aşk size ait bir şeydir. Kişiye özeldir. İnsanın sevmesi için karşısındakine ihtiyacı yoktur. Sevgi şifa veren bir şey.”
Ona “Paulo Coelho”nun son kitabı “Aldatmak”tan da söz ediyorum.
“Çözüm, sevgi...”
Sevgi çok geniş bir kavram. İnsana, diğer canlılara, doğaya var olan kirlenmemesi gereken tüm güzelliklere sevgi.
“Barış için şarkı söylüyorum. Ben şarkı söylerken içimde insanların kötü oyunlara gelmeyeceği inancı yeşeriyor” diyor.
Hayata gülümseyerek bakmak sevgi yumakları da oluşturuyor.
40’ına gelmiş “en güzel yaşın bu olduğunu söylüyor.”
Her yıl kimi kadın ihtiyarlar, kimi yaşlanır, kimi yaş alır, kimileri de “yaşsız” kalır.
Şevval bu sonunculardan.

BİR KRALİÇE DAHA

BİR Türkiye güzellik yarışması daha...
Miss Eurovision 2014 Türkiye.
Türkiye’nin genç kızları bu yarışmalara giderek daha fazla ilgi gösteriyor.
Aileler de eskisi kadar konuya kapalı değiller.
Jürideydim.
Gözlemlerime göre kadınlar için güzellik yarışmaları elbette tek ölçüt değil.
Her alanda iddialarını cesaretle ortaya koyuyorlar.

BUNKER MÜZE OLMUŞ

2’nci Dünya Savaşı’nda halkın doluştuğu sığınak (Bunker) artık sanat müzesi. Ölmüş bedenden ruhun yükselişini temsil eden tablo Bunker’in tarihiyle örtüşüyor.

İKİNCİ Dünya Savaşı’nda Berlin üzerine bombalar yağarken insanlar “Bunker” diye anılan sığınaklara koşuşurdu.
Saatlerce bazen günlerce, haftalarca orada kalırlardı.
Berlin’deki böyle bir sığınak (Bunker) Cross ailesi tarafından satın alınmış, onarılmış ve özel müze olarak sanatseverlere açılmış. Yahudilerin yakıldığı Berlin’deki toplama kampına gitmiştim.
Oradaki dehşeti iliklerime kadar hissetmiştim.
Bu Bunker ise tam karşı tarafın yani Almanların gökten yağan ölüm karşısında yaşadıklarını hissettiriyor. Duvarları 2 metre özel beton ve çelik.
Özel havalandırma boruları.
Zindandan farksız.
Dehşet yüklü iç anonsların yapıldığı 70 yıllık çelik telefon önünde resimler çektirdik.
“İskeletten ruhun yükselişini” gösteren bir tablo o duvarlar arasındaki dramı simgeliyordu.
Cross ailesi nice felaketin yaşandığı “Bunker”in üst katını kendileri için konuta dönüştürmüş.
Hayatlarını orada sürdürüyorlar.
Misafirlerini kabul ediyorlar.
Bombalar altında “Bunker”e sığınanları hayal edemeyeceği şeyler olabiliyor.