Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Güvenirliğini, sadece 0.4'lük bir sapmayla bile tehlikeye sokamayız" diyerek açıkladı.
Bir ülke ekonomisi "portföyü"nde "güvenirlik", en değerli "aset"tir.
Macaristan'ın, dikkat çekici ekonomik gelişmesi ve özellikle katlanarak büyüyen ve 30 bin şirketle 26 buçuk milyar doları bulan yabancı sermaye yatırımları, bunun kanıtı.
Macaristan'a yatırım yapan yabancı sermaye, maceraya değil, enflasyonunu yüzde 3'e çekmiş güvenli bir ekonomiye, güvenli bürokrasiye, güvenli hukuk sistemine geldiğinin bilincinde.
Macaristan, artık... Yüzde 0.4 gibi çok ince ayarlar yapılan bir Batı ekonomisi.

Önceki gün Türkiye Eurobond cinsinden bir borçlanma ihalesi yaptı.
Hedef, 1.5 milyar dolardı.
8.5 milyar dolarlık alım başvurusu oldu.
Faiz, beklenenin altında gerçekleşti.
Satılan kağıtların piyasa fiyatı, bir gün sonra, (dün) yüzde 4 yükselmişti.
Olay, Türkiye ekonomisi için "güven referansı" olarak görülebilir.
Enflasyonun yüzde 20'nin altına düşürülmüş olması... İç borç oranlarının geri vitese geçmesi... Bütçede faiz dışı fazlada hedefin tutturulması... İhracatın 50 milyar dolara, dış ticaret hacminin 110 milyar dolara dayanması gibi gerçekten zorlu rakamsal başarılar elbette önemli...
Fakat asıl referans" bu sonuçları alan siyasi iradede kararlılığın sürdürüleceğine inanç.

Güzellikleri sahiplenmek ve olumlu sonuçların sevincini paylaşmak gerek.
Türkiye, bir önceki hükümet döneminde yaşanan çok ağır kriz sürecinde, Kemal Derviş yönetiminde ciddi ve kararlı istikrar politikasını başlatmış, sürdürmüş, ilk olumlu sonuçları almıştı.
Derviş, sadece ekonomik programla yetinmemiş, yapısal değişimi de hayata geçirmişti. Örneğin, Merkez Bankası Başkanlığı'nı siyasi etkilerin dışına çıkaran düzenlemeleri yapmasaydı, belki de bu sonuçlar alınamayacaktı. AKP iktidarının ilk aylarını ve Merkez Bankası Başkanı'na döviz kurlarını yapay olarak düşürmek için yaptığı baskılara bu zırhla direnebildi.
Ayrıca.. IMF istedi, böyle oldu gibi önyargılarla hadiseyi dışlamak da yanlış olur.
Bu sonucu Türkiye almıştır.
Derviş'e dönelim...
Ekonomide üst üste iyi sonuçlar alınırken o "sağlam siyasi iradeye ihtiyaç var. Seçim yapılırsa ekonomi bunu taşıyacak güce ulaştı" söylemiyle hem şaşırtmış, hem seçimin önünü açmıştı.
Derviş'in Cem'e yaptığı hiç hoş değildi.... Belki Cem - Derviş - Özkan - Bayar dörtlüsü o zaman yakaladıkları rüzgarla AKP'nin yerinde olabilirlerdi.
Ancak, gene de seçim sonunda sağlam bir siyasi iradenin oluşması ve ekonomik programın uygulanması, AB kriterlerinin yerine getirilmesi, güven vermesi bağlamında siyaset mimarisi Derviş'indir.
Nihayet AKP de bu projeyi aldığı yerden sürdürmüştür. Başarmıştır.

Ama... Ekonomi, hala duyarlı çizgide.
En önemlisi işsizlik... Çığ gibi işsiz var.
Yatırım yok. 2001 kriz dönemi devlet yatırımları bile 2003 yatırımlarından yüksekti.
12 milyar dolar yabancı sermaye geldi. Bir dolarlık iş yatırımı yok. Hepsi, borsaya, devlet kağıdına... Yani, geldikleri gibi giderler.
Ve Macaristan yüzde 0.4 ayarlarla ekonomiyi yürütürken, bizde "asgari ücret ve emeklilik maaş zamlarına kaynak nereden" sorusu, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın "devlet harcamalarından yüzde 10 kısılır" cevabını alıyor.
"Hangi harcama, hangi kalem?"
İşte bir garip izah:
"Canım 1 milyar kazancı olan aile, sıksa 900 milyon lirayla geçinemez mi?"
Macaristan'da her kuruşu hesaplı yüzde 0.4... Bizde nereden kısılacağı belirsiz yüzde 10...
Güven için yabancı sermaye zihniyet önelemesi de yapar. Son başarılarda payı hiç de az olmayan genç Babacan, çok daha özenli olmalı.