Bir oda... Ortasındaki sıralara oturuluyor.
Bilgisayara komut vererek birebir yaşamak istenilen depremin adı bildiriliyor.
Bütün düşey ve yan hareketleriyle, tüm sarsıntılarıyla, saniye saniye deprem yaşanan bir ortam gerçekleşiyor.
Hidrolik pompalarla harekete geçen zemin, çeşitli yönlerde kayarken, aynı zamanda dipten gelen vuruşlar da yukarı - aşağı iniş çıkışları yaşatıyor.
Duvarlar ve tavan da hareketleniyor.
Uğultu ve diğer ses efektleri veriliyor.
Los Angeles, İstanbul, Kocaeli, Kobe, Varto gibi tarihi depremleri, bu simülasyon tekniğiyle saniye saniye aynen yaşamak mümkün.
İTÜ'nün bu sistemi yerleştirmekte olduğu bina da "deprem sonrası yıkıntı" görüntüsünde stilize edilerek çizilmiş.
Bu bina, daha deprem simülasyon odasına girmeden insanları psikolojik etki altına alacak.
İTÜ, şimdi bu ve benzeri yeniliklerle, en seçkin ve iddialı öğretim kurumu kimliğini tekrar kazanmakta.
İTÜ'nün vizyonu geniş rektörü Prof.Dr.Gülsün Sağlamer, genç ve çok iyi yetişmiş arkadaşlarıyla, eski İTÜ mezunlarının katkılarını biraraya getirerek sinerji yaratmış.
Keşke... Ekonomik depremleri de yaşayabileceğimiz simülasyon merkezleri olsa...
Brezilya, Arjantin ve Meksika'nın yüzde 1500'den 5000'e kadar uzanan, İsrail'in ise yüzde 500'e çıkan şiddette enflasyon depremini... Japonya, Tayvan, Malezya ve Rusya'daki dehşetini... Oradaki kriz sarsıntılarıyla şirket, banka, sanayi çöküşlerini... Sosyal harabelerin oluşumunu, keşke böyle bir simülasyon merkezinde birebir yaşasak.
O zaman politikacıların, bürokratların, bankacıların hatta biz medyanın... Hepimizin çok daha sağduyulu ve sorumlu davranacağımız kanısındayım.
Zekeriya Temizel'in BDDT Başkanlığı'ndan istifası için "daha önceden karar vermişti" gibi iddialar var.
Ama... İstifa mektubunun zamanlaması ve içeriği, "olayın Kemal Derviş'in ekonomi patronluğuna getirilmesinden kaynaklandığı" izlenimini veriyor.
Zekeriya Temizel, elbette kayıptır.
Ama... Bayram tatiline girerken oluşan iyi beklentileri, olumsuza dönüştürmemeli.
Öte yandan... MHP ve DSP'nin radikallerinden "acaba Amerikan mandası mı oluyoruz(!)" gibi, akıla zarar söylemler geliyor kulağa.
Hangi manda?
Tam tersine... Hadise bir yurtseverlik örneğidir. Türkiye'nin yararıdır...
Akılların başlara gelmesi için, illa en şiddetli ekonomik depremlerin simülasyonunu değil de, o depremin kendisini mi yaşamamız gerekiyor?
Son Newsweek Dergisi'nde (sf.22) Emekli Büyükelçi ve TESEV Başkanı Özdem Sanberk'in "Türkiye nasıl kurtulur?" başlıklı bir makalesi var.
"Türkiye'de liderlerin tartışılmaz krallar olduğu... Parlamenter ve bakan kaderlerinin onların iki dudaklarının arasında bulunduğu... Bu normal olmayan politika sisteminde kötü politikalar saptandığı... Son yıllarda, en önemli konularında kör uçuşlar yapıldığı" anlatılmakta.
"Ekonomik reformlar, siyasal reformlarla birlikte yapılmalı. Türkiye'nin değerli insan malzemesi stoku büyük" mesajı verilmekte.
Derviş de onlardan biri...
İTÜ Simülasyon Merkezi binasının hemen karşısındaki Kültür Merkezi'nde, sanatçı Günseli Kato'nun "Yerkabuğu Hareketleri" adlı resim sergisi sürüyor.
Sergi, ABD Federal Acil Durum Yönetim Kurumu (FEMA) ve İTÜ ile Afet Yönetimi ve Acil Durum Eğitim Planı çalışmaları bağlamında düzenlendi.
Amerikalı uzmanlar, Türkiye'nin öğretim görevlilerine bu konuda ders verdiler.
Yoksa... Simülasyonun yanı sıra, olası ekonomik depremlere karşı Acil Ekonomik Yönetim Eğitimi de mi verilmeli?
