Güneri CIVAOĞLU
Gündem yoğun...
Önce...
RP'nin tarih olmasıyla birlikte, bu tabanın bineceği yeni amiral gemisinin adının belli olması;
FAZİLET PARTİSİ...
RP'nin devamı olan bu parti
Millet Meclisi'nde grup oluşturdu bile...
İşareti veren
Necmettin Erbakan...
"İmamın dediği olur" söylemi gereği cemaat herhalde
Erbakan'ın işaretine uyacaktır.
Bu arada...
Bazı kuşkular var.
"Acaba, takiye mi yapılıyor?
Anayasa'daki - kapatılan bir partinin devamı niteliğinde parti kurulamaz -
hükmü gereğince FAZİLET PARTİSİ aslında fedai olarak mı öne sürülüyor?
Mayınlı arazide önce mayınları FAZİLET patlatsın... - sonra açılan yoldan asıl parti yürür -
diye mi düşünülüyor?"
Belki...
Ancak...
Bu kuşkuların şu nedenlerle çok geçerli olduğu söylenemez:
1- RP'nin devamı olacak partinin süratle oluşması, kongrelerini ve yurt çapında genel seçimlere girebilecek örgütlenmesini tamamlaması gerekiyor.
Aksi halde...
Baskın bir erken seçimde yer alamayabilir.
2- Anayasa - kapatılan bir siyasi partinin yerine onun devamı niteliğinde bir diğerinin kurulamayacağına -
hükmetmiştir... Ama,
"kapatılır" dememiştir.
Ceza Hukuku'nun
"kanunsuz suç olmaz" genel hükmü bağlamında kanunda yer almayan bir cezanın uygulanmasının çok zor olduğu düşünülebilir.
Tabii...
Başka hukuk yorumları da var.
Örneğin
"hakkında açık kanun hükmü olmayan, örf ve adeti bulunmayan hallerde mahkemenin kanun yapıcı gibi hüküm vermesi" gibi...
3- Hoca, bundan önce Milli Selamet Partisi kapandığı zaman da RP'nin başına kendi avukatını getirmişti.
Şimdi,
FAZİLET PARTİSİ'nin başında bir kez daha,
Erbakan'ın kişisel avukatı
İsmail Alptekin var.
Alptekin, Erbakan'ı
12 Eylül'de savunmuştu.
4- RP takiye yaparak ve çeşitli partiler kurarak komisyon dengelerini bozarsa... Meclis'in çalışmasını tıkarsa...
Ya rejimi bunalıma sokmuş olur... ya da erken seçime çanak tutar.
Bu ikisi de, henüz emekleme çağındaki bir partinin işine gelmez.
Alptekin gene
"emanetçi" bir başkan...
Herhalde
"liderlik kavgası" nedeniyle bölünmeyi önlemek üzere bu yola gidildi.
Daha sonra...
Gene, Hoca'nın işaret ettiği bir isim için gençlerle ve yenilikçilerle uzlaşma aranacaktır.
Recep Tayyip Erdoğan'ın medyaya eksik yansıyan
"Genel Başkanlığa soyunma" mesajının aslı şudur:
"Partinin ve tabanın ittifakıyla göreve çağrılırsam, Genel Başkanlık'ı düşünebilirim.
Fakat...
Asla - bir bölen - olmam."
Mesajın anlamı açıktır.
Erbakan'a rağmen ve hareketi bölmek pahasına bir başkanlık yarışına girmeyecek.
Erbakan'a karşı kimsenin - şu aşamada - gücü yetmez.
Fakat...
Erbakan'ın da eskisi kadar, her şey iki dudağı arasında değil.
İmamın işaretini izleyerek
FAZİLET'e yönelecek olanlar düşüneceklerdir.
Sonunda yeniden seçilmek ve yine kapanmamak için bir yandan daha karizmatik, öte yandan
Erbakan'ın uzaktan kumandalı askeri görüntüsü vermeyecek bir
Genel Başkan arayacaklardır.
Bu arada...
Başbakan Mesut Yılmaz'ın - gereğinde erken seçim mesajını vermiş olması anlamlıdır.
Anavatan, bir zamanlama hesabı yapıyor.
1- RP'nin kapatılmasından sonra
FAZİLET belini doğrultup iç sorunlarını çözme zamanını bulamadan baskın seçim.
Turgut Özal da
1987 referandumu günü, daha sandıklar kapanmadan seçim kararını açıklamıştı.
Siyasi haklarını kazanan
Süleyman Demirel'e
DYP'yi toparlamak için zaman tanımamıştı.
2- İktidar tıkanıyor.
Vergi reformu, sosyal güvenlik reformu ve hatta
mali idareler reformu yapılamazsa yıpranma sürecektir.
Zaten...
IMF ile de anlaşma bu nedenlerle ertelenmiş bulunuyor.
Bu sürekli patinaj halindeki yönetim, kendini aşındırmaktan başka bir şey yapamazsa,
RP'nin kapandığı,
DYP'nin zayıfladığı şu dönemi değerlendirmek isteyebilir.
Erken seçim bu düşüncenin ürünü olabilir.
Aynı zamanda, seçimden şu aşamada pek de hoşlanmayacak olan
CHP'ye
"ya bize tam destek ver, ya da seçim olabilir" mesajı veriliyor.
Tabii...
Bunca satırı alt alta toplayın, toplam hanesine bakın.
Anavatan Meclis'ten bu sayısıyla, tek başına ne seçim kararı çıkarabilir, ne de bir reform...
3- Bu nedenle ara seçim üzerinde duruluyor.
Anavatan kurmayları
8 ilde ara seçim yapılırsa
Konya gibi bazı iller hariç
5 ilde seçimi alabilecekleri kanısındalar.
Fakat...
Anayasa, 1 yıl içinde
2 seçim yapılamayacağını öngörüyor.
Haziran ayında ara seçim yapılırsa,
Mart 1999'da yerel seçimler olacağından bu hüküm engel...
İki seçimi birleştirmeye
Anavatan'ın gücü yetmez.
Türkiye giderek çözüm üretemeyen, yönetemeyen bir yönetime dönüşmekte.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr