Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

TV ekranlarında siyaset programlarının başrollerini “kamuoyu araştırma şirket yöneticileri/uzmanları” oluşturuyor.

Tahminleri ve analizleri “siyaset farkındalığı” katkısıyla çok önemli.

Partilerin 1 Kasım’da alacakları oy oranları için öngörüleri “verilere” dayalı olmanın yanı sıra “nedenleri” de ortaya koyuyor.

İzleyenleri düşünmeye, irdelemeye çağrı gibi...

Türkiye’de seçmen genellikle hatta büyük çoğunlukla “duygularıyla” tercih yapar.

İnanç, etnisite, sosyal ve ekonomik statüsüne öfke, oy sandıklarına yönelen akımlardır.

Haberin Devamı

Bir lidere “hayranlık” ya da “nefret” gibi uçlara savrulmuş, kutuplaşmış seçmen demokrasinin zeminini bir fay hattı gibi ortadan böler.

Oysa...

Demokrasinin kalitesi seçmenin “rasyonelleşmesi” ile doğru orantılıdır.

Yani...

“Akılcı” tercihler yapabilmesiyle...

Kendi yararlarıyla ülkenin yararlarını kesiştiren, parti ve lider tercihi için doğru zamanlama (momentum) yapabilen, körükörüne ve gönüllü zihniyet köleliğine dönüşmemiş esnek iradeye sahip bilinçli seçmenle.

Hiçbir parti “yüzde şu kadar kemikleşmiş oyum var” lüksüne sahip olamamalı.

Beklentileri karşılayamadığı takdirde tabanının altından kayacağı kuşkusunu hep içinde hissedebilmeli.

......................

“Hesap verilebilirlik” de demokrasinin omurgasıdır.

Seçmen ancak “bilinçli ve akılcıysa” omurga dik durabilir.

“Hesap verilebilirlik” her alanda geçerlidir.

Etik değerler...

Ekonomik gelişme ve bunun adil paylaşımı...

Özgürlükler...

Dış politika...

Ve...

Vatandaşlık hakkının/hukukunun kucakladığı her alan...

Çünkü “etik” kelimesi sadece “haksız servet kazanımı, haksız menfaat temini” gibi bir çerçeve içine daraltılamaz.

Partilerin vaat ettiği her şey... Yapması gerekirken yapmadıkları “etik” sorundur.

......................

İşte...Kamuoyu araştırmaları uzmanlarının TV ekranlarındaki tartışmaları bu açıdan da yararlı oluyor.

Seçmenin ufuklarını açıyor, bakışlarını derinleştiriyor.

Sorgulaması gereken yeni parametreler ve paradigmalar gösteriyor.

Ve bunları “ders verir” gibi bir hoca edasıyla değil sohbetin/tartışmanın akışı içinde yapıyorlar.

Haberin Devamı

Demokrasinin sağlıklı gelişmesi için bu tartışmalar besleyici oluyor.

Protein...

......................

Demokrasinin ilk yıllarında kırsala, köylere hele uzak ilçelere gazete ulaşmazdı.

Seçmen duygularıyla, algılarıyla bir bakıma kulak gazetesiyle oy tercihini belirliyordu.

Radyolar da yüzeyde kalıyordu.

Televizyonlarla birlikte kitle iletişimi geometrik diziyle sıçramalar yaptı.

Buna interneti ve cep telefonlarını da ilave edin.

Seçmen gittikçe tercihlerini “akılcı” yönlenmeyle oylarına yansıtır olmaya başladı.

Bu gelişimi durdurmak mümkün değil.

Ancak...

Çok sert ve hırçın siyaset söylemleriyle toplumu karşı kamplara itmek ve böylece seçmen geçirgenliğini önlemek tabanını çimentolamak hâlâ bir yöntem.

Bu da miadı (son kullanma tarihini) dolduracak.