Güneri CIVAOĞLU
Hükümet ortağı
DTP Genel Başkanı "Eğer devlet kadrolarının Anavatan'lılar tarafından doldurulması sürerse, DTP'nin hükümeti bırakabileceğini" söyledi.
Cindoruk "rest" mi çekiyor?
Bu sorunun cevabı daha sonraki satırlarda...
Ancak... Önce, çağdaş bir örnek.
İngiltere İşçi Partisi iktidarının çiçeği burnunda
Başbakan'ı
Tony Blair, şaşırtıcı atamalar yapıyor.
Klasik partili kadrolaşma geleneğinde delikler açıyor.
Örneğin...
Liberal demokratların lideri
Paddy Ashdown'u
Anayasa Reform Komisyonu'nun başına getirdi.
Tek başına iktidar olan bir sol partinin, sağdaki
Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı'nı, en prestijli ve en fazla puan toplayabileceği
Anayasa Reformu gibi bir komisyonun başına geçirmesi hiç alışılmış bir politik tavır değil.
Blair'in sürprizleri sürüyor.
Kültür, sanat ve spordan sorumlu bakanlığın futbol sorumluluğuna ise, ünlü
Muhafazakar Parti politikacısı
David Mellor'ı aday gösterdi.
Mellor, Muhafazakar Parti'nin eski Başbakanı
Margaret Thatcher'ın çok yakını olarak tanınıyor. Ünlü
Chelsea Kulübü'nün yöneticisi olarak da futbolla yakından ilgili bir politikacı.
Gene,
Muhafazakar Parti'li eski
Maliye Bakanı Kenneth Clark'ı da,
Blair, Avrupa Birliği Komisyon Başkan Yardımcılığı için aday göstermekte.
Ve en çarpıcısı...
Körfez Savaşı sırasında
İngiltere'nin
Muhafazakar Parti hükümetinin
Savunma Bakanı olan
Tom King'i de parlamentonun
Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanlığı'na getirdi.
Şu sıraladığım örnekler, demokrasinin vizyonunda yenilenme işaretleridir.
İktidara gelen partinin bürokrasiyi ve tüm önemli kadroları, kendi taraftarlarıyla, seçim kazanamamış kendi adaylarıyla ve eski milletvekilleriyle doldurma tavrının yanında, ne kadar farklı...
Ve çıta ne kadar yüksekte...
Genç ve çağdaş bir
Başbakan olarak,
Mesut Yılmaz'dan böyle beklentilerimiz var.
Türkiye'nin ufkuna yenilikleri taşıyabilmeli.
Genel Başkan'ı olduğu
Anavatan'ın kurum imajı da yenilikçiliktir. Değişimdir. Farklılıktır.
Kireçlenmiş ve paslanmış siyaset kalıplarını
Anavatan kırmıştır.
Özal'ın da özelliği yenilikti.
Zaten...
Tony Blair'i de iktidara taşıyan yenilikçi ve değişimci söylemleridir.
Şimdi, bunu uygulamayla kanıtlıyor.
İktidar olduğundan bu yana, kamuoyu araştırmalarına göre, puanları tırmanmakta.
Mesut Yılmaz hükümetinin de puanlarını yukarı çekecek olan eski politikalar değil,
Türkiye insanının özlemini duyduğu yenilikler, fikir üretimleri, çağdaşlığa açılan pencerelerdir.
Yoksa...
Bütün devlet kadrolarını,
KİT yönetimlerini seçim kaybetmiş eski
Anavatan'lılarla doldurmak,
Türkiye'nin artık bıktığı,
küflü siyasettir.
Elbette...
Bir siyasi parti liderinin, partisi iktidar olduğunda, tabanına karşı zorunluklarını... tabanının ondan beklentilerini yadsımıyoruz.
Hem o beklentileri karşılamak ve zorunluklarını yerine getirmek... hem de kendi güvendiği kadrolarla çalışmak iktidar partisinin ve liderinin hakkıdır.
Ama...
Abartılmamalı.
Üstelik...
Yılmaz da,
Tony Blair'in yaptığı gibi önemli
3 - 5 görevi, muhalefet partisinden olmasa bile tarafsız ve uzmanlığı tartışmasız kişilere verseydi, yaygın siyasi kadrolaşma tavrı, bu kadar göze batmazdı. Ortağı partinin dahi, tepkisini çekecek kadar itici görüntüler vermezdi.
Gerçekten...
KİT'lerin
Anavatan'ın gençlik ve kadın kolları yöneticilerine kadar, herkese açılması düşündürücüdür.
Arşiv Genel Müdürlüğü gibi gerçekten değerli kişilerin dahi, görevden alınmaları ise, tepkileri artırıyor.
Hele...
Özelleştirmede önceliği olan
KİT'lerin bile
Anavatan'ın naftalinli siyasetçilerine sunulması, özelleştirme için beslenen umutları yıpratmakta.
Yılmaz, RP ve
DYP'ye karşı tepkilerin... ve orduya büyük güvenin rüzgarlarını almıştır.
Çok şanslı bir dönemdedir.
Bunu sürdürmesi, sadece kendinin ve
Anavatan'ın değil,
RP zihniyetine karşı çağdaş, laik, demokrat çoğunluğun da sorunudur.
Aslında...
Çeşitli partililerden oluşan bu ortak payda, bir kader birliği içindedir.
Mesut Yılmaz'ın, arkadaşlarının ve de hükümet ortaklarının sorumluluğu, bu nedenle tarihidir.
Öte yandan...
Cindoruk'un sözleri iyi incelenirse, bugünden yarına bir hükümet değişikliğinin ve
DTP desteğinin çekilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı görülür.
DTP bildirisinde
"devlet kadrolarının ve KİT'lerin, Anavatan tarafından siyasallaştırılması sürerse, gelecek Temsilciler Meclisi toplantısında, bu durum değerlendirilecektir" deniyor.
Yani...
Yakın bir tehlike ve somut bir tehdit yok.
Ama...
Ciddi bir uyarı...
Hükümetin geleceği değil,
Türkiye'nin geleceği için beklentilere işaret eden bir uyarı.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr