Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Yarın MGK'ya sunulacak "UYGULAMALAR DOSYASI" sayfalarından birkaç not...
"1997 yılında 54, 1998 yılında 8 kaymakam için İçişleri Bakanlığı, merkezden müfettişler göndererek soruşturma açtırdı.
Valilere talimat verilerek yerel soruşturma açtırılan kaymakam sayısı 1997'de 31, 1998'de ise 8...
Yani...
101 kaymakam İRTİCA nedeniyle soruşturma altında.
Bunların içinde kadınların elini sıkmayanlardan tutunuz, tarikat ilişkilerine girenlere kadar yeşilin çeşitli tonlarında olanlar var.
Valilere gelince...
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan değerlendirmeye göre; İRTİCA kuşkuları verenlerin sayısı 3 - 4...
6'sı ise geçen yaz çıkarılan kararnameyle merkez valiliğine atanıp Ankara'ya çekilmişler."
Yani...
Sayıları 300'ü bulan kaymakamın ve 27 valinin İRTİCAA bulaştığı yolundaki iddialar kadar kapsamlı bir saptama yok.
Bununla beraber...
Kaymakamların yüzde 13'ü soruşturma altında, 700 kaymakamdan 101'i hakkında takip az değil.
Hatta düşündürücü...

Peki...
Milli Güvenlik Kurulu'na verilecek bilgiler arasında şöyle bir saptama var:
"Birkaçı dışında çoğunluğu İmam Hatip Lisesi'ni bitirmişler.
Çok azı da ortaokul ve liseyi, İmam Hatip Okullarında okuduktan sonra, son sınıfta normal bir liseye geçiş yapmışlar... Diplomayı ordan almışlar.
Zaten, Mesleğe alınırken orta ve lise öğrenimlerini nerede yaptıkları sorulmuyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi diploması yeterli oluyor."
Merhum Turgut Özal
dönemini anımsıyorum.
O zaman Cumhurbaşkanı Kenan Evren'di.
Zaman zaman konuştuğumuzda "İmam Hatip kökenli vali, kaymakam, emniyet müdürü atamalarını geri çevirdiğini" söylerdi.
"Ben geri çeviriyorum, Turgut Bey bir zaman sonra yeniden ve başka imam hatip çıkışlı atamalar listesini imza için gönderiyor" diye yakınırdı.
Evren gittikten sonra, anlaşılan barajın kapakları açılmış.


Bu bağlamda birkaç saptama daha...
39 kaymakamın soruşturması valilere bırakılmış.
Elbette, hepsi için değil.
Ama...
Bazılarına şu söz geçerli:
"Et kokmasın diye tuzlarlar. Ya tuz kokmuşsa?.."
Yani...
Ya soruşturmayı yapacak bazı valiler de tarikatların çekim alanına girmişlerse?..
Öte yandan...
Geride kalan yıllarda Refahyol Hükümeti tarafından budanmak kaygısıyla epeyce vali ve kaymakam, onlara yaranmak zorunda kalmış.
Refahyol rüzgarı önünde kırılmamak için istemeden eğilmişler.
Alkışlanacak bir tavır değil.
Fakat... Gerçek.
Ayrıca...
Varolan yasalar ve yönetmeliklerle "yönetimde irticaa karşı mücadele" pek de etkin olamıyor.
Bir yerden alınıp, öte yere tayin ediliyorlar.
O kadar.
İşte...
Şimdi, bu yasa değiştirilmek isteniyor.
İdari kurullar kaldırılacak. 15 gün içinde vali ya da ilgili bakanın onayıyla irticaa bulaşmış memur, görevden alınabilecek.

İçişleri Bakanlığı'nda yerel yönetimler için de yüzlerce soruşturma yürütülüyor.
Özellikle bütün RP'li belediyeler büyüteç altına alınmış.
Seçilmişlerin, bir memur gibi görevden alınmaları kolay olmuyor.
İç kamuoyunun yanısıra Avrupa'dan da olumsuz yankılar olabiliyor.
Buna karşın...
İçişleri Bakanlığı'nda İzleme Kurulu ve bakanın kişisel ilgisi dikkat çekici.
Aslında...
Diğer bakanlıklar da aynı durumda.
Ancak...
Aktif mücadelenin vitrini İçişleri Bakanlığı'nda.
Başbakanlık İzleme Örgütü,
bütün bakanlıklardaki mücadelenin koordinasyonunu yürütüyor.
Diğer bakanlıklardaki tarikat sızmaları ve örgütlenmeleri, MİT tarafından izleniyor.
Ancak...
Bütün bakanlıkların taşra örgütleri, valilerin emrindeki çeşitli müdürlükler... Örneğin, Bayındırlık, Sağlık, Milli Eğitim vs. Müdürlükleri.
Bu nedenle illerde de valilerin başkanlığında izleme kurulları oluşturulmuş.

Bu çabalar olumludur.
Ne var ki...
Dün bu sütunda belirttiğim gibi "açıklanan programın yanısıra uygulama da önemli..."
28 Şubat
sürecini başlatan sivil demokratik örgütlerde, sivil girişim hareketinde, laik medyada, hatta, MGK üyeleri olarak komutanlarda "hükümetin çabaları iyi niyetli bulunuyor, ama, - bekle ve gör - tavrı benimseniyor."
Kısacası...
Herşey çözümlenmiş sanılmasın.
Aşırı iyimserlik rüzgarları, gerçeği yansıtmaz.
Öte yandan...
Baykal'a göre, bu İrticayla Mücadele Hükümet Programı, bir - teftiş fırçası - olarak görülmeli.
Yani Baykal'ın izlenimi...
"MGK Toplantısı öncesi imaj parlatıldığı..."
Testi kırılıp parçalanmaktan son anda kurtulmuş olabilir.
Ama çatladı.
Hala su sızdırıyor.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr