Bugün Şimdi ya da Asla (The Bucket List) filmi, bu soru ekseninde yapılanmış.Jack Nicholson'ın oynadığı Edward, sıfırdan başlayarak milyarder olmuş bir işadamıdır.Onun gibi gene yaşamına "vade" konmuş olan kanserli Carter (Morgan Freeman) ise bir otomobil tamircisidir.Kader, bu ikisini hastanenin yoğun bakım ünitesinde bir araya getirir. Doktorundan 1 yıl ömrü olduğunu öğrenen kanser hastası, son aylarını nasıl geçirmek ister? Ya üzerlerinde denenen birtakım yeni buluşlarla avunacak ve gün sayacaklardır, ya da yaşam boyu isteyip de yapamadıklarını bir liste haline getirip uygulayacaklardır.Bu ikincisini seçerler.Uçaktan paraşütle atlayış, Fransa sahilleri, piramitler, Hindistan, Hong Kong, Afrika'da safari, kutuplar, Himalaya...Film bana sevgili Ufuk'u (Güldemir) hatırlattı.O menhus hastalığı öğrendikten sonra uzun süre tedavi görmüştü.Sonra da ona "Amerika'da ilk defa sana uyguluyoruz diyerek deneme halindeki bir yöntemi önermişlerdi."Tıpkı bu filmde Edward (Jack Nicholson) ve Carter'e (Morgan Freeman) önerildiği gibi...Ufuk da anladığım kadarıyla bu önerilere umut bağlayarak hastane köşelerinde gün saymayı istemedi."Ölmeden yapılacak şeyler" diye bir liste yaptı mı bilmiyorum.Çünkü hayata çok bağlıydı.Belki de bize öyle gösteriyordu ama o da kutuplara gidip avladı, Afrika'ya aslan avına gitti.Amerikalı doktorlar, hastalığın bu aşamasında bunları yapabileceğine hayret ediyorlardı.Filmin sonunu yazmayayım.Ancak... Yaşamın her saniyesini dolu dolu keyfince değerlendirmek ilkesi vardıkları son nokta oluyor.Yaşamınızın kıymetini bilin. Alevi dede ve Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan'a göre, "Başbakan Erdoğan'ın Aleviler için bir program açıklama yapmasını Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu durdurmuş olabilir."Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V.) soyundan gelen Alevi dedesi Prof. İzzettin Doğan, barış ve kardeşlik mesajları verdi.Muharrem iftarının gerisindeki gözlemlerini anlattı. DEDELER İFTARA NEDEN GİTMEDİ? AKP'nin Alevi milletvekili Prof. Reha Çamuroğlu, Alevi dedesi ve Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Doğan'a "Başbakan Erdoğan'ın Muharrem orucu bağlamında Alevi iftarına gelmek projesini" açıyor.Prof. Doğan, bunu memnuniyetle karşılıyor. "Sayın Başbakan'ın partisi 5 yıldır iktidarda. Ale- vi yurttaşlarla ilgili hiçbir adım atmadı. Hatırımızı bile sormadı ama bu hatasını anlamış demek...Elbette geliriz. Aynı masayı paylaşmaktan mutluluk duyarız. Konuşma da yaparız" diyor.Ancak bir koşulu var. "Başbakan, Alevi kesimin eşitliğe dayalı beklentilerini karşılayacak açıklama yapmalıdır."Prof. Çamuroğlu da "bunun yapılacağı" işaretini veriyor. İşte o sıralarda -garip bir rastlantı- Mekke'de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu "herkes haddini bilsin. Siyasetçi siyasetini yapsın, Din işleri bizden sorulur" anlamında mesaj yüklü bir konuşma yapıyor.Ve... Başbakan, gerçi sert bir cevap veriyor ama gene de o sesi duymazdan gelemiyor. Alevilerin beklediği açıklamayı yapmıyor. Bunun üzerine İzzettin Doğan ve diğer dedeler de "iftara katılmamak" kararını alıyorlar.Prof. İzzettin Doğan'ın dile getirdiği, Alevi dedelerin beklentileri şöyle:1) Hiçbir Alevi'nin çalıştırılmadığı Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Alevilerin de nüfusla orantılı olarak temsil edilmeleri...2) Devlet tarafından, Alevi cemevlerinin de ibadethane olarak kabul edilmesi...3) İbadethanelere devlet katkıda bulunulurken, cemevlerine böyle bir katkı söz konusu değil. Eşitlik sağlanmalı.4) Okullarda eğitimde Alevi büyüklerinin de Aleviliğin de din derslerinde yer alması... Yani Mevlana'nın, Hacı Bektaş Veli'nin, Yunus Emre'nin, Pir Sultan Abdal'ın anlatılması, tarih kitaplarında Beyazıt'a kadar padişahların Alevi inancından olduklarının belirtilmesi... Böylece aynı toplumda aynı varlıktan var olmanın eşitliğini paylaşmak.İzzettin Doğan, bugün yayımlanacak "ŞEFFAF ODA"nın konuğu.Ayrıca... İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar tezinin konusu Alevi nefesleri, deyişleri ve semah olan sanatçı Sercan Direk ile Tuncelili, Kürt kökenli Ale-vi Aynur Doğan da konuklar .Onlardan da türküler, Alevi deyişleri, nefesleri sunuluyor.Sünni, Alevi, Kürt, Türk herkesin "aynı vardan var olduklarının" vurgulandığı keyifli bir söyleşi... Mekke'den bir ses Sinemayı, kim ne derse desin sinema salonunda izlemeyi seviyorum.Tıpkı futbol maçını stadyumda, konseri, tiyatroyu, operayı da salonlarda izlemenin başka olduğu gibi...Hele teknolojik devrimlerle sinema salonunda film seyretmek bambaşka bir keyif haline geldi. SİNEMADA UZAY ÇAĞI Örneğin "Ben Efsaneyim" filmini İstinye Park AFM'de izledim. Özel gözlük falan takmadan, sanki filmin kahramanları arasında ve aynı mekânda yaşıyoruz.Will Smitth'in New York gökdelenlerinin birini tepesinden vurduğu golf topuyla birlikte uçuyoruz.Kullandığı otomobilde yanında oturuyor gibiyiz.Ses efektlerinin ortasındayız. Bu teknolojiyi veren makinenin bulunduğu yeri görmek istedim. O eski hücre gibi daracık sinema gösterim odaları ortaçağ gibi kalmış.IMAX teknolojisi, laboratuvar görünümünde bir salonda uygulanıyor.Teknik donanımı anlattılar ama kafam karıştı. Sizin de kafanızı karıştırmayım. Fotoğrafa bakın, zaten çok şey söylüyor. Eski sinema makinelerinin nostaljik görüntüsü, unutulmaz "Cinema Paradiso"da hafızalara yer etmiştir. Bir onu hatırlayınız, bir de şu fotoğraftaki IMAX'a bakınız.Çok geçmez bu da nostaljik olur. Anadolu Rock türünün öncü isimlerinden olan Kurtalan Ekspres, küresel ısınmaya karşı uyarı konserleri veriyor.Kurtalan Ekspres, küresel ısınmaya karşı, 68 kuşağının duyarlılığını yeni kuşaklara aşılamak amacıyla "UYANIN 68'LER" adlı bir parça yaptı. Bütün bitkilerin istediği bir sıcaklık durumu olduğundan, buna bağlı tarım dağılımı da değişecektir. Bu köşenin adı "Pazar Kahvesi" olduğuna göre kahveden bir örnek vereyim.Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın yaptığı araştırmaya göre küresel ısınma 2 derece daha arttığında artık kahveye de veda etmemiz gerekecek. Bir sosyal sorumluluk örneği veren Kurtalan Ekspres'in yaptığı müzikten mısralar... 68'LİLER FARKI Sıcak içimi kavuruyor sanki/Yanıyor yanaklarım/Zaman artık bitiyor sanki/Bitmeden uyanmalıyım/Yapacak çok şey var içimde/çalışmalıyım /Zaman bitmeden/yitip gitmeden/sahip çıkmalıyım/Mavi düşlerim yitip gitmeden/Sahip çıkmalıyım/Uyanın uyanın eriyor günler/Uyanın uyanın 68'ler/Sakin sakin essin rüzgar/Umutları getirsin/Pırıl pırıl bir gökyüzü/güzelliği resmetsin/Yapacak çok şey var içimde/çalışmalıyım... gunericivaoglu@milliyet.com.tr Uyanın 68'ler
