Haziran eylemlerinin süperlig maçlarıyla birlikte tribünlerde sürdürüleceği fısıltıları yaygınlaşmıştı.
“Sıkı önlemler” alınacağı açıklandı.
“Siyasi içerikli” tezahürat “kırmızı çizgi...”
Gerçekten...
Spor karşılaşmalarında “siyaset” yanlıştır.
Tribünler “siyaset forumu” değil.
Hele “siyaset” içerikli küfür ve hakaret hem suçtur, hem de tribünlerde kitlesel kavgalara, çatışmalara neden olabilir.
Statlarda her siyaset görüşünden on binlerce kişi vardır.
Bunlardan, küfür ve hakaret edilen partiyi destekleyen hatta kendini o partiyle özdeşleştiren binler, on binler rencide olur.
Tepki gösterebilir.
Hatta iş “fiziki çatışmaya” bile dönüşebilir.
Maç izlemeye gidenlerin burnundan gelir.
.........................
Maçlara “kadınların gelmesi” teşvik ediliyor.
Böyle bir meydan kavgasının ortasında kalmayı hangisi ister?
Ya çocuklar?
Kulaklarında küfür ve hakaret sesleri, yüzlerce, binlerce kişinin birbirine girdiği kavgalarda ezilmek tehlikesi!
Burnuna kadar politikaya batmış bir ülkede hiç değilse spor sahaları keyifli kalmalı.
KÜFÜR, HAKARET KÖKÜNDEN YASAKLANMALI
FATİH Terim yıllardır “küfürden” yakınır.
“Yasaklanmalı” der.
Nihayet galiba bu isteği gerçekleşecek.
Çünkü...
Sadece “siyasetçiler” değil, “antrenörler ve sporcular hatta onların aileleri” de küfürlerin, hakaretlerin hedefi.
Buna “hakemleri” de ekleyin.
Gecikmeleri halinde “top toplayan çocuklar” bile küfrü yiyor.
O nedenle “küfür” ve “hakaret” edenlerden sadece siyasetçileri hedef almış olanlarının takip edilmesi doğru fakat eksiktir.
Kulüpler, antrenörler, sporcular, hakemler de bu “koruma” şemsiyesi altına alınmalıdır.
Kimin, bir diğerine dil uzatmak hakkı olabilir ki?
NASIL ÖNLENİR?
GÜVEN-LİK kadroları iki katına çıkarılacakmış.
Tribünlerde kamera sayısı arttırılacak ve seyircilerin görüntülü izlemesi yapılacakmış.
Ayrıca kapılarda aramalar daha sıkı hale getirilecekmiş.
Ama...
“İleri teknolojinin” de kullanılacağı söylenebilir.
“E-bilet” uygulamasına geçiş bunlardan biri.
Küfür edilen yerde kim oturuyor, böylece anında saptanabilecek.
Ayrıca biletini başkasına vermişse bile, ona da bu sistemle erişmek mümkün olacak.
Zaten “mimli” olanlara ise özel gözlem uygulanacak.
Büyük kulüpler için “e-bilet” sorun değil.
Küçüklere de devlet katkıda bulunmalı.
Fakat...
Tekrar ediyorum.
Sadece “siyasetçiyi” hedef alan küfür ve hakaret grupları değil, sporcuları, teknik adamları, hakemleri ve ailelerini de hedef alanlar bu kapsama girmeli.
Böylece önemli bir “sosyal hijyen” gerçekleştirmiş olur.
SINIR
ANCAK bazı belirsizliklere de değinmeliyim.
Düşüncelerini tezahürat yoluyla dile getirmek haktır, özgürlüktür.
“Küfür” ve “hakaret” içermeyen söylemlere, tezahürata “gözlemaltı uygulaması” olmamalı.
İnsanları maçta bile tedirgin etmek de yanlış.
Yani...
Hakaret ve küfre kesinlikle müsaade etmemek ama uygulamaları da “tadında” tutmak...
Bu arada kulüplere düşen sorumluluk büyük.
Taraftarlarına “nezaket çıtasını alçaltmamak” telkininde bulunmalılar.
........................
Ha bütün bu önlemlere rağmen gene birileri çıkıntılık yapmazlar mı?
Bütün dünyada olduğu gibi mümkün.
Ne var ki kitlesel tavıra dönüşmedikçe birkaç kişinin ya da küçük birkaç grubun moral sınırları aşması halinde, saptanıp cezalandırılmaları nispeten kolay olur.
........................
Dileğimiz...
Güzel ve keyifli bir futbol sezonu olsun...
Kulaklarımız, gözlerimiz kirlenmesin.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025