Sınırlarımızdan cephe açılmasının eşiğindeyiz.Görüntülerle, söylemlerle kafalar karışmasın.Türkiye için en iyisi savaş olmamasıdır.Ama her şeye rağmen savaş olacaksa, buna seyirci kalmamaktır.Çok ciddi tehlikelere işaret edeyim.Barzani kuvvetleri toplamı 60 bin. Talabani kuvvetleri 40 bin. Hepsi de çok iyi silahlarla donatılmış. Bir bölümü eğitimli ve düzenli. ABD bunları Saddam kuvvetlerinin karşısına sürdüğünde, Araplarla savaşacaklar. Kan dökecekler. Köylerden, kasabalardan geçecekler. Sivilleri de kıracaklar. Halepçe katliamının hesabını görenler olacak.Savaş sonrası aralarındaki kan davası daha da derinleşmiş olan Kürtler ve Araplar; özerk yönetimler, hatta federasyon da olsa aynı devlet çatısı altında yaşayabilecekler mi? Savaş bir atari oyunu değil. Devlet cenini Meclisi, bürokrasisi, yerel yönetimleriyle adı konmamış, henüz tanınmamış bir devlet cenini..."Büyük Kürdistan" için iştahları kabartıyor.Türkiyede zaten tam temizlenmemiş olan PKK terör hareketini yeniden alevlendirebilir.Türkiye ve ABD bastırsa da nereye kadar?Orada bir oldubittiye karşı TSK özel birimleri zaten uzun süredir Kuzey Irakta... ABDnin ilk silahı patlatmasıyla birlikte TSK, birlikleriyle ve çok sayıda kuvvetleriyle Kuzey Irak içlerine kadar mevzilenecek. Aklın yolu... Ama bu da bir başka tehlike. Barzani ve Talabaninin güçleriyle küçük bir arızi çatışmanın kıvılcımları bile yangına dönüşebilir. Kaldı ki... Daha şimdiden, Kuzey Irakta ortak yönetim oluşmuş. Balkanlaşmak Onların, bu duyarlı durumda provokasyonlar yapacakları açıktır.Türkiye, böylece daha büyük kuvvetlerle Kuzey Iraka çekilmek senaryosuyla karşılaşabilir.Kendi topraklarımızda 15 bin PKKlı için 250 bin kişilik kuvvet ayırmak zorunda kalmıştık. Bize ait olmayan topraklarda, çok daha büyük sayıda silahlı güçle ve onların yanında yer alacak kırsal kesim insanlarıyla mücadele, masa başından göründüğü gibi değil.Ve nihayet...Kuzey Iraka zaten var olan güçlerine ek olarak en az 5 bin askeriyle İran da mevzilendi.Herhalde İran da bölgede sesini duyuracak.Bu kadar horozun öttüğü yerde sabah olur mu?Bunlara ABD ve İngilterenin... Rusya, Almanya ve Fransanın çıkar çatışmalarından yansımaları da ekleyin.Irakın toprak bütünlüğünü koruması çok zor...Irakın yakın geçmişteki Yugoslavya örneğinde olduğu gibi devletler doğurması çok da uzak olasılık değil.O nedenle...Türkiye politikasında öncelik, savaşsız çözüm olmuştur.Fakat... Olamayacak gibi görünüyor.O halde Türkiye seyirci kalamayacağı bu oldubitti için, stratejik konumda mevzi almalıdır.İsmet Paşanın deyimiyle "Ne içinde olacağız, ne dışında kalacağız". Yörede 5 bin PKKlı da var. Dönüşü yok BM Güvenlik Konseyi ikinci bir karara yeşil ışık yakarsa iyi... Zaten yukarıdan atıp tutmalara karşın diplomasi kulislerine göre çoğunluk oyları ayarlanmış. Veto olmaması için çalışılıyor.Öte yandan, Güvenlik Konseyinden yeni karar alınamasa bile, ABD, Irakı vuracak.Küresel sivil başkaldırı veya Saddamın kendiliğinden çekilmesi bu hareketi durdurursa mucize olur.Peki TBMM, ABDye Güneydoğudan geçiş için yararlanacağı "asker bulundurma kararını" nasıl alabilecek?Anayasanın 92. maddesi, bunun için "uluslararası hukukun meşru gördüğü haller" önkoşulunu koymakta.Bu koşul şimdiye kadar Güvenlik Konseyinin "Iraka müdahale kararı alması" olarak görüldü. Cumhurbaşkanı Sezer de bu görüşü açıkladı.Ancak AKP, farklı bakıyor.AKPye göre "uluslararası hukukun meşruiyet ilkesini Anayasa tanımlamamış. Tanımı, bu kararı alacak TBMMye bırakmış".O halde, ABD ile sorunlarda anlaşma olursa, AKP, milletvekili çoğunluğu ile TBMMde "yabancı asker bulundurma kararını" alabilecek.TBMM kararları için Cumhurbaşkanı onayı da gerekmediğine göre...ARTIK SONUN BAŞINDAYIZ. g.civaoglu@milliyet.com.tr ABD düğmeye basmış...