Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abdullah Öcalan hakkındaki tutukluluk kararının evde göz hapsine çevrilmesi, sürpriz değildir.
Hafta ortasında, Ankara'da, Adalet Bakanlığı'nın ünlü bir hukukçu konuğu vardı.
Roma'nın 1300 yıllık bir ailesine mensup çok iyi bir avukat.
Güvenlik nedeniyle, adı gizli tutuluyor.
Belki de, hiç görünmeyecek.
Çünkü...
Tek başına değil.
Arkasında, bir grup avukat daha var.
Toplantıya, İtalya'da doktora yapmış ceza hukukçusu profesörler ve doçentler de katıldı.
Konu, bütün boyutlarıyla tartışıldı.
İdam cezası kaldırılamadığına göre, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye iadesi, "kesinlikle" mümkün değil yargısında birleşildi.


Ankara'daki o toplantıda, ortaya konan belgeyi yansıtalım...
Özetle şöyle:
"ABD - Florida'nın Date County yöresinden, sanık Venezia Pietro, ülkesinde idamla yargılanmaktadır.
ABD, iadesini istemektedir.
Ceza Usul Kanunu'nun 698. maddesi 2. fıkrası, sanığın idam edilmeyeceğine dair ilgili devlet sağlam bir güvence verirse, iadenin olabileceğini öngörmektedir.
Oysa, Anayasa, idam cezasını yasakladığı ve iade konusunda karar verebilmemiz için, Yüksek Mahkemenizin görüşüne ihtiyacımız var."
Anayasa Mahkemesi, 25 Haziran 1996'da başvuruyu karara bağladı, Usul Yasası'nın 692. maddesinin 2. fıkrasını iptal etti ve "Anayasa'nın 10 - 11 - 27. maddeleri uyarınca, sanık Venezia Pietro'nun Florida eyaletinde idam cezası bulunması nedeniyle, ABD'ye iade edilemeyeceği" kararını verdi.
Hadise, açık ve nettir.
İdam cezası bulunan ülkelere, idam cezasıyla yargılanabilecek suçluların iadesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla mümkün değil.
Bunu bilelim.
Hayal kurmayalım.



Adalet Bakanı Denizkurdu'nun ekspres hızla idam cezasını kaldırmak üzere tek maddelik bir yasa çıkarmak girişiminin arkasında, bu gerçek vardı.
Engellendi...
Bu, bir tercih konusuydu.
İdam cezasını kaldıran tasarı yasalaşsaydı dahi, belki Öcalan bu kez de insan hakları gibi nedenlerle iade edilmeyebilirdi.
Fakat...
Gene de, ABD'nin sıkıştırması, Türkiye'nin sıkı tavır koymasıyla belki bir sonuç alınabilirdi.
Şimdi, daha hadisenin başında, iade dosyası İtalyan Anayasası hükümlerine ve İtalyan Anayasa Mahkemesi'nin 26 Haziran 1996 tarihli kararına çarpmaktadır.
İç politika kaygıları ağır basmıştır.
Oysa...
Bugün Apo... Sonra Çakıcı... Ve ileride, bilinmez kimler için, bu hüküm gerekliydi.
Üstelik...
O doğrultuda, Avrupa Konseyi'ne verdiğimiz taahhüt var.
Ayrıca...
TCK'da değişiklik yapan ve alt komisyonda bulunan tasarıda da, idam cezasının kaldırılması hükmü yer almaktadır.


Ankara'daki toplantıda varılan sonuç şöyle:
"Yapılabilecek tek şey, çok iyi bir dosya hazırlamak ve Öcalan'ın insanlığa karşı suç işlediğini kanıtlamaktır. Siyasi iltica, hakkı verilmesini önlemektir.
Roma'dan başka bir ülkeye, örneğin Libya'ya, Sudan'a gönderilmesi için baskı yapmaktır."
Adalet Bakanlığı'nın ilgili daireleri, İçişleri Bakanlığı'nın Terörle Mücadele Bölümü, DGM savcıları, uzmanlar Öcalan'ın insanlık suçları işlediğini kanıtlayan belgeler hazırlıyorlar.
Ayrıca...
Almanya'daki Karlsruhe Federal Mahkemesi'nin, Apo hakkında terörist olarak iki gıyabi tutuklama kararı ve bunların sonucu çıkarıyan 6 - 92 sayılı kırmızı Interpol bülteni... Fransa tarafından da, PKK'yı yasadışı terör örgütü ilan eden bildiri... Aynı doğrultuda ki ABD Dışişleri Bakanlığı açıklaması da dosyaya konuyor.



İşte böyle bir ortamda, Almanya, Abdullah Öcalan'ı istemek için başvurusunu - Türkiye'ye iade istemi sonuçlanıncaya kadar - ertelediğini açıkladı.
Bunun üzerine...
Zaten, Juventus maçı için İtalyan Başbakanı'nın Türkiye'ye gelme girişimi, sonuç vermediğinden ve üst düzey bir diyalog olasılğı ortadan kalktığı için Adalet Bakanlığı, fırsatı kaçırmadı... Abdullah Öcalan'ı durumu kesinleşinceye kadar, evde gözaltına karar verdi.
Aslında, bu konuştuğum güvenlik uzmanlarına göre "ikamete rapten" tahliyedir.
Yani, Öcalan, Roma'da dolaşabilir. Polise haber vermek koşuluyla, İtalya içinde istediği şehre gidebilir.
Ama daha ne kadar?
İki olasılık var.
Birincisi...
Türkiye'nin iade dosyası beklenecek ve idam cezası engeli nedeniyle, ret cevabı verilecek.
Apo, Roma'da siyasi sığınma hakkını elde edecek.
Kani Yılmaz gibi, o da AB ülkelerinde elini kolunu sallayarak gezecek.
Buna, - kağıt üzerinde - Türkiye'nin göndereceği dosya ve Türkiye - İtalya arasında daha yeni imzalanmış olan teröre, uyuşturucu trafiğine, organize suçlara karşı işbirliği antlaşması engel.
İkincisi...
İtalya, bu beladan kendini kurtarmanın ilk adımını atıyor.
Dün sabahki Corriere Della Sera gazetesinde yazdığı gibi, Öcalan'ı Libya, Sudan ve belki de Ermenistan'a gönderecek.
Türkiye'nin de - idam cezasını kaldıramadığına göre - gerçekçi hedefi budur.




Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr