Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel "sistemin, Başkanlık yönetimi ilkesiyle yeniden yapılanmasını" öneriyor.
Ancak...
Bu "yeni bir Cumhuriyet" değildir.
"Sadece 13 milyon nüfusa...
Büyük kısmı okuma bilmeyen ve kırsal kesimde yaşayan nüfusa göre çizilmiş olan mimarinin, artık 2000'li yılların eşiğindeki Türkiye için yetersiz kaldığı" tespitidir.
Ayrıca...
Parlamenter Sistem, Cumhuriyet'in ilk kuruluş yıllarında, "padişaha ve hilafete karşı tavır görüntüsü vermemek" kaygısının da izlerini taşır.
Cumhurbaşkanı makamı, 1920 Meclisi'nde yoktu.
Mustafa Kemal, Meclis Başkanı'ydı.
Meclis'in seçtiği İcra Heyeti'ne (hükümet) de Başkanlık ediyordu.
1920'deki bu zorunlu Meclis Hükümeti Sistemi, daha sonraki anayasalarda da izlerini bıraktı.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu, anayasalarda yer aldı.
Ama...
Özellikle Cumhurbaşkanı yetkileri, kısıtlı tutuldu.
Parlamenter Sistem, zaman içinde Başbakan'a ve Bakanlar Kurulu'na egemen konum oluşturdu.
Artık deforme oldu. Melezleşti.
Bu melezleşme süreci, sistemi daha da zayıflattı.
Bünye güvenlik subapları olmayan, havalandırma kanallarından yoksun...
Bunalım birikimlerinde tahliye kapakları açılamayan...
Yani...
Seçime gidemeyen bir sistem.
İşte...
Demirel, bunu aşmak istiyor anlaşılan.
Ama...
"Başkanlık" ya da "Yarı Başkanlık Sistemi", gerçekten gerekli mi?
Parlamenter Sistem onarılarak, kuvvetlendirilerek, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası değiştirilerek, sistem işler hale getirilemez mi?
Demirel, bunu da tartışmaya açsa...
Önyargılı görünmese...
Daha demokrat bir açı ortaya koymuş olmaz mıydı?
Demirel'in önerileri de sisler içinde.
Tam açık değil.
"Tam Başkanlık" mı...
"Yarı Başkanlık" mı öneriyor belli değil.
Örneğin...
"Cumhurbaşkanı'nı halk seçerse, artık Başbakan onamak zorunluğu olmaz" söylemi...
"Başbakan'ın olmadığı ve bakanların Cumhurbaşkanı'na bağlı sekreterya haline getirildikleri sistem, 'TAM BAŞKANLIK'tır."
ABD böyledir.
Ama...
Demirel, bu kez, Cumhurbaşkanı'na sadece kendi iradesiyle Meclis'i fesih ve ülkeyi genel seçimlere götürmek yetkisi verilmesini istiyor.
Bu yetki, - formalite gereği Meclis Başkanı'na danışarak - Fransa'nın Yarı Başkanlık Sistemi'nde vardır.
ABD'de Başkan, Temsilciler Meclisi'ni ve Senato'yu feshedemez, ülkeyi seçime götüremez.
Bu durumda, Demirel hangisini istiyor?
ABD modelinde "Başbakansız bir Tam Başkanlık Sistemi" mi...
Yoksa...
"Meclis'i fesih yetkisi" olan "Yarı Başkanlık Sistemi" mi?
Daha geçen yıl, Cumhurbaşkanı Chirac, henüz bir yılını yeni dolduran Meclis'i feshetmiştir.
5.Cumhuriyet'in en büyük çoğunluğa dayanan iktidarına rağmen, ülkeyi seçime götürmüştür.
Bu kez, sosyalistler iktidara gelmiştir.
Demirel, her iki sistemin de yetkilerini bir arada Çankaya'ya istiyorsa... Olmaz.
Elmalarla armutlar karıştırılmaz.
Çünkü...
İki sistemin de kendi iç dengeleri, kendi kişiliği vardır.
Meclis'in seçtiği hükümetin olmadığı, Başbakan'sız "Tam Başkanlık Sistemi"nde "meclisleri fesih yetkisi" Başkan'dan esirgenerek, kuvvet dengesi kullanılmıştır.
Bütçe ve yasalar da, sadece meclisler tarafından önerilir. Gerçekleşir.
Başbakan yetkisi kullanan Başkan, kanun tasarısı öneremez.
Buna karşın...
"Yarı Başkanlık Sistemi"nde, parlamento çoğunluğuna dayanan Başbakan ve hükümete karşı, "Meclis'i fesih yetkisi", Cumhurbaşkanı'na verilmiştir.
"Halk çoğunluğu yetkisi" ile "Meclis çoğunluğu gücü" dengelenmiştir.
Bu iki ayrı sistemin, iki ayrı gereğidir.
İkisi bir araya getirilirse, "seçilmiş padişah" yaratır.
Demirel de bunu istemez herhalde.
Gene de...
"Çankaya'ya, bugünkü Parlamenter Sistem içinde Meclis'i fesih yetkisinin verilmesi gerekir" görüşündeyiz.
Çünkü...
Demokrasilerde bunalım, halka başvurularak aşılır.
Çankaya'nın diğer önerilerini irdelemeyi yarın sürdüreceğiz.
Not: Hürriyet'in 50.kuruluş yıldönümünü yürekten kutluyoruz.
Hürriyet, çocukluğumdan başlayan tutkumdu.
Milliyet, ilk gençlik yıllarımdan başlayan aşkım.
İkisi de yaşamım boyunca sürmekte.
Hürriyet, daha ilk gününde yenilerin, yeniliklerin gazetesiydi.
50 yaşında gene öyle...
50 yıla bakmayın.
O hiç yaşlanmadı ki...
Hürriyet, Fransızlar'ın "sans age" dedikleri "yaşsız" gazete.
Bu nedenle...
Her yaştaki insanımızın kendini bulduğu gazete.
Katkısı olanların tümünü kutluyorum. GC.
Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr