Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Öcalan, dünyanın en ağırlıklı dergilerine kapak oldu.
Örneğin...
Aynı haftada, hem TIME'a hem de Newsweek'e.
TIME'ın tarihini anlatan bir incelemeye göre, en az satış yapan sayılar şöyle...
Netanyahu'nun İsrail'de başbakan, Yeltsin'in Rusya'da başkan seçilişleri...Kapakta onların fotoğraflarının yer aldığı dergiler çok az satılmış.
Sonra...
Berlin Duvarı'nın yıkılışını gösteren kapak da hiç iş yapmamış.
ABD'li okur dış politikaya çok fazla ilgi göstermiyor.
Buna karşın, Watergate skandalı sonrası, Beyaz Saray'dan ayrılmak zorunda kaldığı hafta, Başkan Nikson'ın kapakta yer aldığı TIME yok satmış.
Sınırların ötesinde bir konu olarak en çok satan sayının kapağında ise, Prenses Diana varmış.
Tabii...
O dramatik trafik kazasından sonraki kapak.
Bütün bunlardan sonra, Abdullah Öcalan'ın kapak olduğu bu sayılar, acaba nasıl satış yapacak?
Sezilerime göre, fazla değil.

Portre ve kitle

Konuya Alman Der Spieger dergisi de önemli yer ayırdı.
The Times ve Le Monde gazeteleri ise, sürekli Türkiye - Öcalan - PKK konularını işliyor.
Bütün bu yayınların ortaya koyduğu görüntülerle, Öcalan'ın kişisel portre olarak sempati topladığı söylenemez.
Gene Time'dan bir örnek...
TIME'ın 13. sayfasında, Öcalan'ın gözleri Türk bayrağı ile bağlı bir resmi ve vücut yerine de, kara ve iri bir ahtapot yer almakta.
Ahtapotun kollarında, mayın, el bombası, sözde PKK bayrağı, Klaşnikof ve molotof kokteyli bulunmakta.
Başları maskeli özel tim elemanları ise, ahtapotun kollarını kelepçelemişler.
Ayrıca...
Öcalan'ın tıpkı İsrail ya da ABD'nin de çeşitli örneklerini hatırlatan yöntemlerle, bir büyük insanlık suçlusunu paketleyerek ülkesine götürmesi, Türkiye'nin saygın ülkeler arasındaki yerini vurgulamıştır.
PKK'nın yaptığı taşkınlıklar, Avrupa ülkelerinde yakıp yıkmaları, rehin alma gibi saldırganlıkları, bu örgütün imajını aşındırmıştır.
Bu olayları gösteren fotoğrafların altına, PKK'lılara ait şu söz iri puntolarla tırnak içinde verilmiş:
"Eğer Öcalan'a bir şey olursa... her çiçeği tahrip ederiz her kuşun kafasını koparırız."
Doğa
ve çevre dünyanın en güncel ve gözde gündem maddesi iken, "çiçekleri tahrip etmek ve kuşların kafasını koparmak" kadar itici bir tehdit olamazdı.
Örgütün kanlı yüzünün kanıtıdır.

Davayı taşımak

Ama...
Bir şey daha var.
Bu da önemli...
Gene TIME'ın 20. sayfasından itibaren başlayan 6 sayfalık Apo ve PKK bölümü, şöyle bir başlık taşıyor:
"Kürt isyancılarının lideri, Abdullah Öcalan'ın avlanışı ve ele geçirilişi, Kürt konusuna dünyanın dikkatini çekmiştir."
Elbette...
Bir terör örgütünün başı için isyancı lider deyimini kabul etmiyoruz.
Fakat...
Dünyada bu olayla Kürt konusuna dikkatlerin çekildiği yargısı yanlış değil.
Bu en ünlü ve saygın yayın organları, Öcalan'ın yakalanışı bağlamında, Kürt konusuna bölümler ayırmışlardır.
Örneğin...
Rod Usher'in köşe yazısında başlık milletsiz milliyetçilerdir.
Ortadoğu'
da çeşitli ülkelerde bulunan Kürt kökenli azınlıkların bir millet oluşturamadıkları ama milliyetçilik yaptıkları iddia edilmektedir.
Bu söylem, PKK nın arayıp da bulamadığı propaganda fırsatıdır.

Psiko - fiziksel

Bununla beraber, bazı bölümlerde Türkiye'ye dönük ince ayarlı iğnelemeler var.
Öcalan'a psiko - fiziksel şiddet kullanıldığı gibi iddiaların yansıtılması bunun bir örneği.
Öcalan'ın sırf baygın olarak uçakta yatarken, gözünden bant sökülürken. başına maske geçirilip gemiden gemiye nakledilirken görüntüleri, hiç yoktan böyle deyimilerin kullanıldığı iddialara çanak tutmaktır.
Bütün dünya bu görüntülerin adeta üzerine atlamıştır.
Böylesine büyük bir operasyonun teorisi ve pratiği, harikulade planlanmış.
Ancak itiraf etmek gerekir ki, hadisenin tanıtım ayağı fena halde topallıyor.
Bilgi ve iletişim çağında, bu boyutun ihmali anlaşılır gibi değil.
Dünya kamuoyunun dikkatleri, şimdi Apo için adil yargı sürecinde.
Bu davanın başlaması ile birlikte, Kürt kökenli yurttaşlarımız için onların dahi tepki gösterecekleri bir kampanyanın başlatılacağı hissediliyor.
Türkiye, şimdiden organize olmalıdır. Bütün insanlarımızın özgür bir ortamda eşit statüleri paylaştığını, demokratik uygulamaları, devletin en üst görevlerinde de Kürt kökenli yurttaşlarımızın yer aldığını iyi anlatmalıyız.




Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr